Müslümanlığın ne kadar güzel olduğu! Ekranlar da gün boyu ve gece sabahlara kadar durmadan bize anlatmalarının gerekçesini soralım? Bu malum derslerinizin amacı ne? Bizi nereye sürüklemek istiyorsunuz. Sizler o karanlığa teslim olmuşsanız bu sizlerin düşkünlüğü yansıtır! İnsanlara sahte cennetler vaade ederek o insanları ölüme göndermenize ne gerek var.
işin en garip tarafı da sizlerin o karanlık dünyasına girdiğimizde yüzlerce, belki de binlerce Müslümanlık akımı karşımıza çıkar. Bunların hiç birisi de diğerini beğenmezler. Birçoğu da bir biri ile savaş halindeler. Bir birlerin zıdık, yoldan çıkmış olarak görürler. Bu akımların hiç birisi ötekine iyi gözle bakmazlar. Hepside kurana göre hareket ettiklerini savlarlar. Biz bunların hangisin iyimser bir gözle bakacağız, hangisini yereceğiz o da karanlık. Karanlıklar içinde karanlık bir sürecin tapusunu ceplerine koymuşlar kendi hödüklüklerine bakmadan insanları aldatıp duruyorlar. Bol miktarda tanrı adına adam kesmekteler.
Fehim Taştekin de “Karanlık Çöktüğünde” kitabında bunların dünyalarına girmiş! Bazı terör yandaşı Müslüman terör örgütlerinin ideolojik yerlerini saptayarak terörle alakalarını kurmuş. Kitabın girişin de IŞİD canavarlığını, onu insanlık düşmanı hareketlerine yer vermiş.
Onlar için şu saptamayı yapmış: “IŞİD, El Kaide ve Kaidevari örgütler gibi düşünenler için,(öldürmek-bç.) cennetti, adaletti; ötekiler için cehennemdi, ölümdü!
IŞİD Musul’u düşürdükten sonra hızla yükselirken Şii Araplar kurbandı;
Şii Türkmenler kurbandı;
Teslim olmayan Kürtler kurbandı;
Ezidiler kurbandı;
Kakailer kurbandı;
Keldaniler kurbandı;
Şebekler kurbandı;
Keldaniler, Süryaniler, Ermeniler kurbandı;
Bu karanlığı reddeden Sünnilerde kurbandı.”(s.27)
“Hıristiyanlar Beyrut’a, Aleviler Mezara diyen İslamcı örgütten kaçan 72 yaşındaki Hamuş Ebutamir’e kulak verdim; Humustan Şama gitmesini anlamıyordu:(s.25)
Bu sadece IŞİD da değildi Selefi örgütlerde aynı şeyleri yapıyorlardı.
“İki oğlumu kaçırdılar gün ortasında. Evi basıp götürdüler, iki gün sonra cesetler parçalanmış halde bulundu. Bunu özgürlükçüler yaptı”(s.25) İsterseniz gerisini anlatmayalım. Az çok gazete okuyup haber takip edenler parçalanmış yığınla cesetle ekranlarda ya da gazete sayfalarında karşılaştılar. Fehim Taştekin de sahada bu alaylara tanıklık eden bir gazeteci olarak olup bitenleri bizlere kitabında anlatmakta. Bu anlattığı şeylerin ideoloji arkaplanını da göstermeye çalışmakta.
Her gün ekranlara çıkıp da bu milleti o karanlık deryaya çekmek isteyen güruh öncelikle Fehim Taştekinin kitabını okumaları gerekir. Tabi ki ekranlarda anlatılanların ne melanet bir şey olduğunu görmek isteyenler de Fehim Taştekinin kitabını okusunlar ki nere gittiğimizi anlasınlar. Günlük dini derslerin piyasada olması o piyansıya uyulması anlamına gelmeyeceğin de o hafızalara yerleştirsinler. Fehim Taştekin’in kitabındaki bilgiler dahi bizleri epeyce düşündüreceği asla unutulmasın.
Taştekinin sahada yazılan üç kitabı var. Suriye: Yıkıl Git, Diren Kal, Rojava Kürtlerin Zamanı, Karanlık Çöktüğünde
