IMDB: 6,8
Rotten Tomatoes: % 55
Manalı Filmler: 9,0
Clint Eastwood yönettiği filmlerle ülkesine (dolayısıyla dünyaya) çok büyük hizmetler yaptı. Bu bağlamda ilk anımsanması gereken eseri hiç kuşkusuz “Letters From Iwo Jima / Iwo Jima’dan Mektuplar” ve kardeşi “Flags Of Our Fathers / Atalarımızın Bayrakları”. Bu iki film resmi Amerikan tarihinin en büyük yalanlarından birini ifşa ediyor, ABD’nin önemli hezimetleri bile nasıl büyük başarılar olarak lanse ettiğini gösteriyordu.
ABD’nin tüm dünyaya empoze etmeye çalıştığı “başar, köşeyi dön, birisi ol” ideolojisinin ne kadar vahim sonuçlar doğurabileceğini bir boksörün hikayesi üzerinden irdelediği “Million Dollar Baby / Milyonluk Bebek” ise şimdiden çağdaş bir klasik kabul ediliyor. Bu demete hayatın gerçek değerini sorguladığı “Gran Torino” ve “Hereafter / Öteki Dünya” filmlerini de dahil etmek gerek.
Eastwood bu kez Amerikanın karanlık tarihine eğliyor, 48 yıl Federal Soruşturma Bürosu FBI’ı yöneten J. Edgar Hoover’ın hayat öyküsünü merkeze alarak ABD’nin neden ve nasıl bugünkü “korku imparatorluğuna” dönüştüğünü inceliyor.
Hoover’ın ilk başarısı SSCB’deki devrimden etkilenerek ABD içinde türlü çeşitli faaliyetlerde bulunan aşırı solcu grupların ve anarşistlerin etkisiz hale getirilmesi oluyor. Bu süreçte yasadışı yollara da başvurmaktan çekinmeyen Hoover, zamanla, “her şey mübah” anlayışını adam akıllı benimsiyor, gelişmesine büyük katkıda bulunduğu organizasyonu korumak adına emri altında çalıştığı Başkanlara bile şantaj yapmaktan geri durmuyor. Kişisel çıkarlarını ülke menfaatinin üstünde tutan yozlaşmış yöneticilerin hataları ve korkuları sayesinde Hoover başında bulunduğu örgütü adım adım genişletiyor, geliştiriyor, karşı durulamaz bir güç haline getiriyor.
Bu süreç aynı zamanda ABD’nin sisteme hiçbir alternatifin yeşeremeyeceği bir bataklığa dönüşmesi demek.
Yani bugünkü haline…
“Milk”teki çalışması Oskar ödülüne değer görülen Lance Black’in özenli ve ayrıntılı senaryosunu ince ince işleyen Eastwood, her zamanki ustalığıyla ana karakterinin ruh durumunu da, toplumsal süreci de başarıyla anlatmış. Böylece, “Unforgiven / Affedilmeyen” (1992) ve “A Perfect World / Kusursuz Bir Dünya”dan (1993) beri, ama özellikle son 10 yıldır yönettiği her filmde olduğu gibi (makyajda gözlenen sorun bir yana) hem teknik açıdan mükemmel, hem de olgun ve duyarlı anlatımıyla dikkat çeken, önemli bir filme daha imzasını atmış.
Ödülleri:
Altın Küre adaylığı.
Ayrıca 2 ödül ve 8 adaylık
Meraklısına:
Robert DeNiro’nun Merkezi Haberalma Örgütü’nü (CIA) mercek altına aldığı filmi “The Good Shepherd / Kirli Sırlar” (2006) da çok önemli bir çalışmaydı; “J. Edgar”la birlikte izlenmesi ufuk açıcı olacaktır…
J. Edgar
Yönetmen: Clint Eastwood
Senaryo: Dustin Lance Black
Yapımcılar: Clint Eastwood, Brian Grazer, Robert Lorenz
Oyuncular: Leonardo DiCaprio (J. Edgar Hoover), Josh Hamilton (Robert Irwin),
Geoff Pierson (Mitchell Palmer), Cheryl Lawson (Palmer’ın karısı), Brady Matthews (Müfettiş), Gunner Wright (Dwight Eisenhower), David A. Cooper (Franklin Roosevelt), Naomi Watts (Helen Gandy)
2011 ABD yapımı, 137 dakika
Gösterim tarihi: 2 Mart 2012
DVD firması: Tiglon / Warner Home Video
