Halkı susturmanın adı: TCK 216!

Birkan BULUT / Evrensel Ankara – TCK 216 kapsamında 2014 yılında 260 olan dava sayısı 2021’de 1953’e çıktı. Hukukçu Barış Işık “Bu kadar artış ifade özgürlüğü konusunda korku yaratır” dedi.

“Adalet istatikleri” adıyla her yıl yayımlanan veriler, ülkede adaletsizliğin geldiği noktayı gözler önüne serdi. Özelikle sınıf, ırk, din, mezhep üzerinden halkı kin ve düşmanlığa tahrik etme, dini değerleri aşağılama gibi suçlar tanımlanan Türk Ceza Kanunu’nun 216. maddesine yönelik işlemler dikkat çekti. Anadolu Üniversitesi Hukuk Fakültesinden Dr. Barış Işık, ceza soruşturmalarındaki 10 kat artışın kabul edilemeyeceğini belirterek, “Soruşturma ve kovuşturmaya konu olması, tüm toplumda düşüncelerin ifade edilmesi hususunda bir çekince ve korku yaratır” dedi.

6 YILDA 2 MİLYONA YAKIN TERÖR ÖRGÜTÜ SUÇLAMASI
Adalet Bakanlığı Adli Sicil ve İstatistikler Genel Müdürlüğünün yayımladığı “Adalet İstatistikleri”nde siyasi suçlama ve yargılamalardaki büyük artış dikkat çekiyor. Türk Ceza Kanunu’nun 314. maddesi kapsamındaki silahlı terör örgütü suçundan başlatılan soruşturma sayısı 2021 yılında 191 bin 964 olarak kaydedildi. Böylece bu kapsamda, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından 2016-2021 yılları arasında toplam 1 milyon 768 bin 530 adet soruşturma başlatıldı. Ayrıca TCK’nin 216. maddesi üzerinden açılan soruşturma ve davalardaki artış da ifade özgürlüğünün hangi boyuta vardığını gözler önüne serdi. Toplumun bir kesiminin sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge farkı bakımından halkın kin ve düşmanlığa tahrik edilmesi, bu özelliklere göre aşağılama, dini değerlerin alenen aşağılanmasının kamu barışını bozması diye tanımlanan suçlar üzerinden açılan soruşturma ve cezalarda son yıllarda büyük artış meydana geldi. Buna göre 2014 yılında açılan 260 dava sayısı 2021’de 1953’e, 2014’teki savcılık kararı 2 bin 298’ten 2021’de 23 bin 919’a çıktı. Yani TCK’nin 216. maddesi üzerinden açılan dava sayısı 7 katını geçti.

“BAZI SİYASİLERİN RAHATSIZ OLMASI YETERLİ DEĞİL”
Anadolu Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Muhakemesi Ana Bilim Dalından Öğr. Gör. Dr. Barış Işık, TCK’nin 216. maddesinin işlenmesi çok kolay bir suç olmadığını vurgulayarak “Bunun bir nedeni düşünce ve ifade özgürlüğü ile kamu barışı arasındaki dengedir. Kişinin düşüncesini özgürce ifade etmesinin esas, bunun cezalandırılmasının ise istisna olması gerekmektedir. Anayasa Mahkemesi ve AİHM içtihatları bunu ayrıntılı biçimde ortaya koymaktadır. Bu suçun oluşması için gereken şartlardan biri olarak ‘İfadenin kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlikenin ortaya çıkarması gerektiği’ belirtilerek bu hususa vurgu yapılmıştır. Somut tehlike suçu dediğimiz bu suçların oluşması için ‘Bazı siyasilerin ya da belirli bir kesimin rahatsız olması’ yeterli değildir” dedi.

“10 KAT ARTMASI KABUL EDİLEBİLİR DEĞİL”
2014 yılındaki verilerin kısmen buna işaret ettiğini belirten Işık, o yıl 2 bin 298 kişiye açılan ceza soruşturmasında sadece 260 kişiye dava açıldığını söyledi.

Ancak 2021 yılında soruşturma sayısının 10 katına çıkarak 2 bin civarında kişi hakkında dava açıldığını kaydeden Işık, “Aynı durum kovuşturma aşaması için de geçerli. Örnek olarak 2014 yılında bu suçtan dolayı verilen mahkumiyet sayısı sadece 20 iken 2021’de bu sayı 474’tür. 2014’te verilen hükmün açıklanmasının geriye bırakılması (HAGB) kararı sayısı sadece 30’ken 2021’de bu sayı 484’tür. Bir suç tipine ilişkin ceza muhakemesi verilerinin beş yıl içerisinde 10 ila 20 kat artması kabul edilebilir ve anlaşılabilir değildir. Ancak şunu söylemek mümkündür ki 2014’te düşünce ve ifade özgürlüğünü korumak için hukukun tutuğu şemsiye, 2021’de tamamen tersine dönmüştür. Şemsiye artık sınıf, ırk, din, mezheple ilgili herhangi bir düşünce açıklamasını biriktirmekte ve bunu adli makamlara havale etmektedir. Ne yazık ki elimizde suç tipine ilişkin soruşturma dosyaları ve mahkeme kararlarının içeriklerinin inceleme konusu yapıldığı sağlıklı bilimsel çalışmalar yoktur. Ancak hukukçular olarak günlük yaşamımızda karşımıza çıkan dosya içeriklerine baktığımızda, zaman içinde ciddi farklılıkların söz konusu olduğunu ifade edebiliriz. Savcılıkların ve mahkemelerin suç tiplerini ele alma ve yorumlama biçimleri değişmiştir. 2014’te savcıların soruşturmaya konu etmediği, mahkemelerin suç olmadığı belirttiği fiiller 2021’de suç haline gelmiştir. Bu durumun tabii ki mevcut siyasal iklimden bağımsız olması düşünülemez” diye konuştu.

80 milyonu aşkın bir ülkede, yılda 23 bin civarında kişinin bir suçta soruşturmaya uğramasının insanlara az gelebileceğini belirten Işık, ancak birçok suç tipiyle karşılaştırıldığında durumun böyle olmadığı görüleceğini söyledi. Işık, “Örneğin 2021 verilerine göre TCK 216. madde nedeniyle açılan ceza soruşturması sayısı 220. maddede düzenlenen “Suç işlemek için örgüt kurma, örgütsel faaliyetlerinde bulunma” suçundan daha fazladır. Ayrıca TCK 216’nın düşünce ve ifade özgürlüğü bakımından sembol suç tiplerinden biri olduğunu belirtmek gerekmektedir. Bu suç tipinin kamuya yansıyacak biçimde gündeme gelmesi, soruşturma ve kovuşturmaya konu olması, tüm toplumda düşüncelerin ifade edilmesi hususunda bir çekince ve korku yaratır” dedi.

2633500cookie-checkHalkı susturmanın adı: TCK 216!

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.