Hatasız insan yoktur

Bizce daha güzel olur. Çünkü bizim insanımıza ikna edici konuşmalar yapınca, eminim ki sizi sayacak ve hatasının kaynağını kurutacaktır. Yani hatasını anlayacaktır.


Ayrıca size minnettar kalacaktır. Sizi hiç unutmayacak ve benim hatamı güzel şekilde izole etti diyecektir.


Bizim hatalara yaklaşım biçimimiz de hayır yok ki. Nasıl faydalı olalım?


Faydalı olmanın birinci sebebi insan yaratılışına uygun davranılmalı. Aklıselim olarak yaklaşımımız olursa elbette karşımızda ki insanda etki altında kalır.


Biz insanlara yaklaşma metodunu önce öğrenmeliyiz. Yakın hissetmeli muhatabımız bizi. Yoksa faydamız olmaz.


Şarkılarda bile terennüm edilen” hata “  konusunda biraz daha anlayışlı olabilsek, daha makul olur. İnsanın hatasız olması mümkün değil elbette.


İnsanlarımızın dikkat etmesi gereken konu şu: Aynı hatayı iki kez işlememesi.


Görülüyor ki, insanlarımız hatanın kaynağı olmasına rağmen bazen, bazıları pişkinlik yapabiliyor. Hatalarını bertaraf etme noktasında vurdumduymaz davranabiliyor.


Aslında hata sahibi ne yapar? Özür diler. Nerde özür dilemek üstelik bir de haklı olduğunu savunur.? Hata işlememiş gibi davranabiliyor.


Pişkinlik, karşımızda ki kişinin bilgi birikimine de bağlı daha çok. Cahil insan hatayı kavramaktan acizdir ki.


Acizliğinden dolayı umursamıyor, yapmış olduğu hatayı bilmiyor, hatadan haberi bile olmuyor… Toplumun temel yargılarına ters olsa da, hatalardan arınma yerine bilmeden inadına yanlışını savunuyor.


Gençlik çağımızda yaygın olan arabesk parçalarını hatırlarım hep, hata sözü geçince.” Hatamla sev beni derdi o zaman şarkılar”. İçimizin kasavetini giderdiğini düşünerek, o zamanlar insanların hatalarının yerinin olduğunu düşünürdük.


O da boştu. Gençliğin önüne düşerek doğruyu güzeli onlara kazandırmamız icap ediyor.


Hatayı bilerek yaptığımızı düşünürsek özür dileriz. Yok, haklı olduğumuz halde bir başkasına göre hatamız varsa önemsemeyiz. Hatalara karşı tavrımız şu olabilir. Çokta umursamayız.


Haklıysak dünya yıkılsa da önemsenmeyiz hatanın neticesini, hatta bizden bilseler de.


Karşı tarafın yaptığı hatalara da fazla kafa yormayız. Herkes deriz, kendi kendinden utanması lazım gelir deriz.


Hata yapan insan insansa ki insandır. İnsan olduğu içinde hatasını anlayarak bir gün elbet pişman olacaktır.


Atalarımızın sözlerinde ne güzel sözler var.” Kör bile aynı kuyuya iki defa düşmez”. Biz insanlar akıllılar olarak, bu kadar varlık içinde hatamızın farkına elbet varırız.


Suçlu olan insanın bakışını, konuşmasını, tutumunu bilenler bilir ve suçlu kişi daima suçsuz kişinin yanında boynunu büker.


Ayıp olan hatalarda ise, ısrar etmenin mantığı yoktur. Toplum nezdinde davranışımızın yeri yoksa ki, o zaman o yaptığımız “yanlışı “ düzeltmemiz gerekir.


Ailelerde de bazen insan bariz “hatalar” yapabiliyor. Özellikle aile içi eğitimlerde. Çocuğumuzun iyiliği için annesi, almayalım dediği nesneyi zıddını biz alıyoruz/aldırıyoruz. Olmaz dediğine, olur diyoruz.


Düşünürüm bazen çocuklarımızı gerçek manada eğitebiliyor muyuz diye? Hakikaten konuşması kolay, uygulaması zor bir soru oluyor bu.


Aslında nasıl olmalı?


Ortak kararla sonuca gidilmeli.


Çocuğumuzun önünde kaba konuşur isek, o da kaba konuşur. Kaba konuşunca, yavrum kimden öğrendin dediğimizde, beraber olduğu büyüğünü bizi işaret eder.


Çocuk eğitiminin önemini bilenler, hatalı söz ve davranışlardan uzak durur. Seminerlerde dinlediklerimizi yapmaya çalışıyoruz.Ama bazen yanlışın farkına varıyoruz.önemli olan farkına varabilmektedir.


Hatasız insan yok. 

711060cookie-checkHatasız insan yoktur

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.