Hayat durduk yere bitmez gülüm…

Oysa insan… Muhtacı olsa da tesellisine bir yalanın… Saati geçmiş bir yalan bile yenemez artık, keşkenin merhametli kılıcını… Sevmelere yoruldukça anlar insan,  sevilmeye geç kaldığını… Ateş dıştan gelmez gülüm, İçten düşer dışa doğru. 


Dünyanın tükenmez ne çok kederi var gülüm. Her kıta da başka masal… Seven sevmeyenin karşısında bir-sıfır mağlup her zaman… Ne ilginç ki… Kim kimi ağlatıyorsa, Ona doğru çekilir kürek. Limansız kıyılarda dolanır, histerik bir demir alma isteği… Dünya gülüm…dünya…  dünya büsbütün nevrotik bir deli… Sevilmeye engel düşleri var, sevmeye özürlü büyük insanların ve çocuk kalmış ruhlarının  gelişmiş bedenlerine müthiş darlığı… Ateş dıştan gelmez gülüm, içten düşer dışa doğru… 


Bu duyduğun koku … Bir hırçın çocuğun tecrübesiz dokunuşu…  Oysa ki hiç bir çocuk ruhu bilmez bilirsin korkuyu… Ve yine bilirsin ki ne kadar çok yaşarsan yaşa  hiç bir tecrübesi olmaz aşkın, bir şiirle sıvanmışsa kalbin tortusu. ki çok yaşanmaz o yaşanılası duygu… aşklaşmaların içinde dolanır durur yetişkin ruhu… aşk varsa gülüm… aşkın olduğu yerde gülüm… hakkaten o aşksa gülüm…  Sızmaya yakın sızlar yara, tam yandığın yerdir orası. Tesellisi bir şişe şarap, bir de nasılı anlatılmaz kelimelerin tuhaf şarkısı… Bir kalp dıştan yakılmaz gülüm, duyuluyorsa içten çatırtısı… Bir aşk bir ülke bir insan… Dıştan yanmaz… 


Yadigar bırakır giden, onun için dökülecek gözyaşlarını. Huyun gidene kükremez gülüm, huyun merhametli bir eldir, uzanır okşar çocuğu. Aşk bitmeye mahkumdur gülüm, eğer şefkati ısıtmıyorsa ayaklarını. Bir insanı çok kere sevebilir insan ama çok insanı da tek celsede boşar inadı. Bir damla yaş söndürür ancak o büyük yarayı… Suyun gidine dökülmez gülüm, Suyun suyunda ölür, sarıp sarmaladığın bir cansız vücudun…  Ateş dıştan gelmez gülüm, İçten düşer dışa doğru…  


Ölüm dıştan gelmez gülüm, bir silahtan daha silahtır kalbe dokunan el. Dünyanın tükenmez kederleri de, o ellerin eseridirler…  


Hayat durduk yere bitmez gülüm… Et içten dışa doğru çürür… 


[email protected]


– Çok sevgili sevgililer günü için…
– Açık reçete…
– Çocuk
– Sen de kimsin?
– Kar yağarken pencerenden…
– Bayramları nasıl bilirdiniz?
– Ne kadar buradasın?
– Bu hayat nasıl geçer?
– Aşık kimdir?
– Aşk ne değildir?
– Aşk nedir?
– Herşeyin bir şeyi vardır…
– İyi insan kimdir?
– Kaygı çok kaygan bir kelimedir…
– Bumerang aşklar…
– İstanbul’da yine yağmur var…
– Kelimeler, kelimeler, kelimeler…
– Bir şairin bildiği sevgi/ Attila İlhan için…
– Nedir, niyedir? Neyse…
– İnsan bazen kendini bırakıp delice gitmek istiyor…
– 3 kadın 1 kritik…
– Hayatın şablonu mu var?
– Haydi dostlar buyrun kahveye…
– Muhakkak…
Aşk’a herşey dahil…
Bir İstanbul hatırası
Kadın dediğin
– ‘Adam gibi adam’ dedikleri…
– Mantığım intihar, ruhum serseri… 
– Hiç-bir-şey anlamıyorum… 
– Hayal adalar… 
– Kırmızı başlıklı kızın nesi var?  
– İstanbul’a bir günlük firar… 
-Bırak deli desinler… 
-‘Sen benim rüzgar gülümsün…’ 
-Pardon tanışıyor muyuz? 
-İstanbul 
-Kıymık… 
-Siz mağrur musunuz? 
-Ne kadar önemsiyoruz yarınlarımızı? 
-Küçük şeyler… 
-Yürek mahrem bir bölgedir 
-Kiler… 
-Keşke 
-Anne karabiyesi… 
-Tren garları… 
-Yangın yeridir yürek, külleri kelimeler…
-Bir gün… gemiler… geçer… 
-Önsöz 
-O fotoğraf… 
-Durup dururken… 
-İçiyorsam sebebi var…
-Susmak üzerine… 
-Zor…anlatması zor… 
– Ciddi insan… 
-Kalbim Anadolu…
-Aşk niye biter? 
-Oğlum şiir oku…çünkü…
-Ne olmazsa olmasın, içinde sen varsın 
-Ölüm diye bir şey var… 
-Kırmızı başlıklı kızın neyi var?.. 
-Bebek’te gitmek zamanı…
-Kadın…nedir senin aşktan anladığın? 
-Altı üstü bir küre… 
-Aşk seni sordular…
-Atlıkarınca… 
-Dün haberini aldım…
-AY bilmecesi… 
-Karanlıktan korktuğumu nereden bildiniz? 
-Yüreğimin tozunu aldım… 
-Ne zaman yağmur düşse bu şehre… 
-Onlarca onlar…
-Kimsin sen?
-Bir sevgililer günü klasiği…_
-Nakış… 
-Rüya 
-Bilmen gerek… 
-Olgunluk… 
-İlk şiir 
-Kadınlar ne ister? 
-Meraklanınca 
-Sekiz onbeş vapuru 
-Olmayınca bir adamın gözleri 
-Biz İstanbulu sevdik 
-Tatiiil…. gel artık ben delirmeden…
-Ey kalbim…
-Sana yazdığım son şiirin içindesin şimdi…
-Tamiri zor oyuncaklar
-Hayat bir köprüdür oğlum… 
-Kim 
-Kol düğmesi 
-Nasıl anlatsam… 
-Gökte yakut, yerde zift karası… 
-Hadisene 
-Gökte yakut, yerde zift karas -3- (adam) 
-Gökte yakut, yerde zift karası -5 (kör olursun) 
-Gökte yakut,yerde zift karası – 6 (Gardiyan) 
-Gökte yakut, yerde zift karası – 8 (ilaç)
-The Fountain…
-En uzun cümlelerim 
-Öyküler
-Birvarmış, bir yokmuş…
-Buluşma 
-En kısa cümlelerim…
-Eyvallah           
-Of the record
-Yaşarız yaşanacak ne varsa bahtımızda…
-Çok insani bir takıntı 
-İki kaşın arasından geçiyordu 
-Adı yok 
-Murtaza, Cavidan ve sardunyalar…. 
-Bir hancı bir de yolcu… 
-Sayın İstanbul
-Bir şarkının çağrıştırdıkları…
-Yağmur ikindisi
-Bir ağustos bakıyorsun ki…

706480cookie-checkHayat durduk yere bitmez gülüm…

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.