Hayatını yaşa

2011 Eurovision Sarki Yarismasinda Ülkemizi temsil eden Rock Grubu YÜKSEK SADAKAT, Ingilizce söyledikleri LIVE IT UP sarkilariyla hüsrana ugramislar, Medya’nin yorumuyla…Istanbul’da müzik yaparak yasayan müzisyenlerimiz, bu yarismada yeterli puan alamamislar, yani pek begenilmemisler, fakat anlasilmamis olduklarini sanmiyorum, çünkü Ingilizce söylediler, çogunluk anlamistir diye düsünüyorum…ve sonuç ne olursa olsun saygi duymak lazim, zevkler tartisilmaz ki…herkesin hayatini yasamak hakki var… YÜKSEK SADAKAT sarkisinda söylemis zaten, hayatini yasa – Live it up, demis, belki de, biz, ülkemizde Anadilimiz Türkçe oldugu için, sarkinin anlamini tam olarak anlamamis olabiliriz, bu da çok dogal, herkes Ingilizce bilmek zorunda degil, fakat Avrupalilar sarkimizi anlamislardir…

Ben, bütün içtenligimle söylüyorum, Yeryüzünün neresinde bir sarki veya siir yarismasi veya festivalleri olsa da, katilimcilarin kendi dillerinde söylemelerini arzu ediyorum, ancak yarisma öncesinde sarki sözlerinin yahut siirlerin bir çok yabanci dile çevrilerek, Medyada tanitilmasina gerek oldugunu düsünüyorum. Eski yillarda yapilan sarki yarismalarinda öyle olurdu. Mesela, San Remo Sarki Yarismasinda Iva Zanicci bir sarki söylemisti, ”Merhaba sevgilim nasilsin?” anlamina geliyordu ve bizler bu konuda merakli olanlar, sarkinin anadildeki tercümesini Gazetelerden okuyor-ögreniyor-bilgileniyorduk…
Bu sene, sarkiyi ilk duydugumda, anlamadigim halde sevmedim…( sarkinin ilk anda sözünü anlamam gerekmiyor, müzik ruhuma hitab etmedi ), fakat eski yillarda 1.lik alan sarkiyi ve yorumcusu Sertap ERENER’i de begenmemistim. Ne sarkisini, ne sesini, ne yorumunu, ne de yarisma esnasindaki danslari ve danscilari hiç begenmemistim…uzun uzun kusaklar baglanmisti danscilara, bu yil da Dünyanin içinde tutsak bir kadin, çok garip makyajli ve sekilden sekile giriyordu, yaptigi jimnastik hareketleriyle, adeta lastik kiz sampiyonlugu için yarisiyordu…Ekranda ”Dünya” yi görünce Ilhan IREM’in yillardir sahnelerdeki konserlerinde gördügüm Dünya’yi hatirladim, fakat Ilhan IREM’in beyaz güvercinleri vardi…baris için…güvercinleri uçururdu…
Keske 2011 yarismasinda Dünya kafesi içinde beyaz güvercinler uçurulsaydi dedim kendi kendime, jimnastik yapan kadin yerine…
Ve Semiha YANKI’nin simsicak, yüregime isleyen sesini hatirladim, hiç bagirmadan yürekten söyledigi fakat dinleyene söyleten sarkiyi hatirladim, ”Seninle bir dakika mutlandiriyor beni, bir dakika siliyor canim, yillarin özlemini”…SENINLE BIR DAKIKA….ONE MINUTE WITH YOU…
Semiha YANKI’ya saç ve kiyafet konusundaki tartismalar da, yaptirimlar da unutulmazlar arasindadir bence…bir de son yillardaki kiyafet, dans gösterilerine bakilirsa, konusacak çok sözümüz var, aslolan sarkidir, aslolan hayat gibi…
YÜKSEK SADAKAT Grubunda hosuma giden iki sey vardi, Klavyeli çalgilardaki müzisyenin, sol eliyle Klavyeyi çalarken, sag eliyle boslukta tuslara dokunur gibi yapmasi ve bunu yaparken de içten gülümsemesi çok hostu…Gruptaki iki uzun saçli müzisyenin, enstrümanlarini çalarken, müzigin ritmiyle beraber, farkinda olmaksizin birbirleriyle uyumlu bir sekilde saçlarinin dalgalanmasi güzel görünüyordu…
Fakat bir bütün olarak baktigimizda, sarki, sahne gösterisi olarak kendime su soruyu soruyordum, ”Ne yani, biz böylemiyiz, bu mudur?, bu degildir…” Bence alinan sonuç dogrudur, ve hiç de mühim degildir…aslolan müziktir…müzik evrenseldir…müzisyenler içindeki yildizlar her yerde parlarlar, kiyafetleri parlak olmasa da parlarlar demek istiyorum, yani çuvaldan, basmadan giyseler de görünürler…”Opera” sarkisini söyleyen ses de unutulmaz…
Benim hayalimde bir çok Sanatçi var ki, bir gün, dilerim giderler bu yarismalara… ve kendilerine, onlar hiç talep etmeden, çok iyi ücretler verilmelidir diye düsünüyorum…hani söz konusu ülkemizi temsil etmek oldugunda, fiyat konusunda pazarlik dahi etmemek gerektigini düsünüyorum…
Mesela, Hayko CEPKIN ve GRUBU…
Mesela, Davut GÜLOGLU ve HORON EKIBI…
Mesela, Çigdem YARKIN ve TSM SAZ SANATÇILARI…
Mesela, Arif SAG ve BAGLAMA SANATÇILARI…
Mesela, Yunus EMRE ve MEVLANA ILAHILERI söyleyen, Pir SULTAN nefesleri söyleyen, sema ve semah dönen Ayla ALGAN… Hem de Ingilizce, Fransizca ve Türkçe söyler bu evrensel sözleri Ayla ALGAN…
Kimileri diyor ki, bu yarismadaki sonuçlar için siyasi sebepler varmis, ben bilemem, ben , hiç bir iddiasi olmayan, iyi niyetli, samimi bir müzisyenim ve inaniyorum ki, ”SANAT ve SANATÇILAR SIYASET’E YÖN GÖSTERIR, KUTUP YILDIZI GIBI…”

Ilkokulun 4.sinifinda keman çalmaya basladi, Ankara Devlet Konservatuari’ni bitirdi, Ankara Cebeci Ikinci Ortaokulu’nda ve Hasanoglan Köy Enstitüsü’nde müzik ögretmenligi, Istanbul Belediye Konservatuari’nda Ses Egitimi ögretmenligi yapti, Ankara Radyosu’nda onbes günde bir yayinlanan türkü programlari düzenledi, Dil ve Tarih Cografya Fakültesi’nde büyük bir koro olusturdu, DOSTLAR KOROSU’nu çalistirdi, Ankara Devlet Opera Sanatçisi olarak, ”Bastien Bastienne, Satilmis Nisanli, Madame Butterfly, Fidelio, Tosca, Yarasa, Ask Iksiri, Rigoletto, Figaro’nun Dügünü, Maskeli Balo ve Konsolos gibi operalardaki basarilariyla, bas-bariton Ruhi SU, müzik çevrelerinde ilgiyle izlenen bir müzisyendi. Aldigi Klasik Bati Müzigi egitimi, ömrü boyunca kendini adadigi TÜRKÜLERIN yorum ve icrasina yaklasiminin kuramsal temelini olusturdu…
Mazide, Hocam Ruhi SU’dan dinlemistim, ”Aldi çardakli Çamlibel’in kirk delisinden biri, Yusuf’un oglu, Koç Köroglu. Bakalim o da nasil bir ögüt verdi, ne söyledi ” diyerek, ” Ben bilirim yahsi ile yamani, Aman dileyenden kesme amani, Fakir fukarayi incitmen sakin, Dertli olanlarin derdine bakin” diye söyler, baglamasi da sesine eslik ederdi…
Herkes hayatini yasardi, yasiyor ve yasayacak…

1635170cookie-checkHayatını yaşa

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.