HES şirketinin yaptığı evler kaçak çıktı!

YUSUF YAVUZ / AÇIK GAZETE – Isparta’da inşa edilen barajın suları altında kalan evlerin yerine yüklenici firma tarafından inşa edilen 24 ev kaçak çıktı. Evlerine iskan alabilmek için imar affına başvuran baraj mağduru köylüler binlerce liralık başvuru harı ödemek zorunda kaldı…

Isparta’nın Sütçüler ilçesinde, Yukarı Köprüçay Havzası’nda inşa edilen Kasımlar Barajı ve HES projesinin suları altında kalan Darıbükü köyünde projeyle ilgili yeni bir skandal daha ortaya çıktı. Toplam 6 köyü etkileyen baraj projesi için 2012 yılında Bakanlar Kurulu tarafından acele kamulaştırma kararı çıkartıldı. Bu kapsamda yüklenici firma tarafından su altında kalacak olan binin üzerinde parsel yasal kamulaştırma işlemi bile uygulanmadan düşük fiyatla hazine adına tescil edildi. Ancak köylerini terk etmek istemeyen ve şehirde gidecek kimsesi olmayan 24 aile su altında kalacak evlerinin yerine köy içinde kendilerine ev yapılmasını istedi. Gülsan Enerji firması tarafından inşa edilen 24 evler 2016’da köylülere teslim edildi. Ancak köylülerin yaşam koşullarını zorlaştıracak şekilde yapılan evlerin kaçak olduğu ortaya çıktı. Baraj projesi yüzünden tüm yaşam alanlarını kaybeden ve büyük bir mağduriyet yaşayan köylülerden evlerine iskan alabilmeleri için imar affı düzenlemesinden yararlanmaları istendi. Yalnızca arsa tapusu bulunan evlerine iskan izni alabilmek için binlerce lira harç yatırarak imar affından yararlanmak için başvuru yapan baraj mağduru köylüler şimdi zor koşullarda yaşadıklar evlerinin yasal statüye kavuşmasını bekliyor.

Yukarı Köprüçay Havzası’nın kalbinde yer alan Darıbükü köyü, 2012 yılına kadar Köprüçay’ın kıyısındaki evlerinde huzurlu bir hayat süren insanlarıyla kendi kendine yeten kırsal yerleşimlerden biriydi. 2012’de bölgede inşasına başlanan Kasımlar Barajı ve HES projesi, Isparta ve Antalya sınırlarında toplam 6 köyü etkiledi. Ancak projenin göl havzası içinde kalan Isparta’nın Sütçüler ilçesine bağlı Darıbükü köyündeki evlerin büyük bölümüyle tarım arazileri barajın sularına gömüldü.

BAKANLAR KURULU ACELE KAMULAŞTIRMA KARARI ALDI

Yaklaşık yüzde 70’lik kısmı orman arazisini kapsayan barajın inşa edildiği bölgede binlerce parsel arazi ile çok sayıda ev, samanlık ve atölyenin de kamulaştırılması gerekiyordu. Bunun için 2012 yılında Bakanlar Kurulu tarafından alınan bir karar ile ancak savaş koşullarında uygulanan ‘acele kamulaştırma kararı’ çıkartıldı. Gülsan Holding bünyesindeki Taçyıldız Enerji şirketi tarafından yürütülen istimlak çalışmaları sırasında bir nevi el koyma anlamına gelen acele kamulaştırma kararı bile uygulanmadan istimlak işlemleri hukuki zeminin dışında, anlaşmalı satın alma yoluyla gerçekleştirildi.

İKİ KATLI EVE 20 BİN, BİR CEVİZ AĞACINA 15 TL BEDEL BİÇTİLER

Yukarı Köprüçay Havzası Koruma Platformu, bölgede yürütülen istimlak çalışmaları sırasında köylülerin baraj şirketi yetkilileri tarafından korkutulduğunu ve dava açmaları durumunda kendilerine önerilen bedellerin çok altında para alabilecekleri yönünde beyanlarda bulunulduğunu belirtiyor. Buna göre Darıbükü köyündeki tarım arazilerinin bir dekarına 3 ila 4 bin TL arasında değişen istimlak bedelleri ödenirken iki katlı bir köy evi için ise ortalama 20 bin TL değer biçildi. Köylülerin verdiği bilgiye göre bir ceviz ağacına ödenen istimlak bedeli ise yalnızca 15 TL.

GİDECEK YERİ OLMAYAN 24 KÖYLÜ YENİ EV YAPILMASINI İSTEDİ

Toplam 86 hanenin su altında kalacağı köyde 62 hane sahibi bu koşulları kabullenip yaşam alanlarını terk etmek zorunda kaldı. Ancak Darıbükü köylülerinin yaşadıkları mağduriyet yalnızca usulsüz kamulaştırma süreciyle sınırlı kalmadı. Köylerini terk etmek istemeyen ve gidecek bir yeri olmayan 24 aile kamulaştırılması gereken ev ve bahçelerinin yerine kendilerine köy içinde yeni evler yapılmasını talep etti. Uzun süren tartışmaların ardından köylülerin isteğini Kabul eden yüklenici firma, Darıbükü köyünün Himmet Bükü mevkiinde evlerin inşaatına başladı. Heyelan riski bulunan eğimli bir arazide inşa edilen betonarme evler 2016’da köylülere teslim edildi.

KÖYLÜLER TAPU BEKLERKEN İMAR AFFI ÇAĞRISI GELDİ

Köylülerin yaşam koşullarına uygun olmayan evlerin kaçak olduğunun ortaya çıkması baraj mağdurlarını şoke etti. Kendilerine yalnızca arsa tapusu verilen köylüler iki yıl kadar iskan ruhsatlarının da çıkartılıp verilmesini bekledi. Bu arada yüklenici firmanın inşaatını tamamladığı barajda elektrik üretimine başlandı. Ancak köylülerin iskan bekleyişi karşılığını bulmadı. Ta ki geçtiğimiz yıl yetkililerden aldıkları imar barışına başvurun” çağrısına kadar.

İMAR AFFINA BAŞVURMAK İÇİN E-DEVLET ŞİFRESİ ALDILAR

Evlerinin kaçak durumda olduğunu öğrenen köylüler, önce yakınları aracılığı ile birer e-devlet şifresi alıp internet bağlantısının bulunmadığı köylerinden ilçe merkezi Sütçüler’e giderek imar affı uygulamasına başvurdular. 2 ila 3 bin TL arasında değişen tutarlarda harç yatıran köylülerin bir çoğu bu parayı yakınlarından toplayıp bir araya getirebildi. Yıllarca huzur içinde yaşadıkları köylerinde baraj projesi nedeniyle son 7 yıldır yaşamlarının alt üst olduğunu ve her gün yeni bir mağduriyet yaşadıklarını dile getiren Darıbükü köylüleri şimdi yaşadıkları evlerin iskanının verileceği günü bekliyor. 

‘İSKAN SKANDALI BÜTÜN KURUMLARIN GÖZÜ ÖNÜNDE YAŞANDI’

Yukarı Köprüçay Havzası Koruma Platformu, Darıbükü köyündeki iskan skandalının bütün kamu kurumlarının sorumluluğu altında yaşandığını ancak bu süre içinde hiç bir kurumun duruma müdahale etmediğini, aksine baraj şirketinin bütün hukuksuz uygulamalarına göz yumulduğunu açıkladı.

TAPULU EVLERİNİ VERDİLER, TAPUSUZ EVLERE YERLEŞTİRİLDİLER

Platformdan yapılan açıklamada, önce Isparta Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünün su altında kalacak evlerin yerine köylülere yeni ev yapmayı önerdiğini ancak 125 bin TL tutarındaki maliyetin altından kalkamayacak olan baraj mağdurlarının borçlanmak istemediği için bu teklifi kabul etmediğine dikkat çekilerek, “Evleri ve geçimlerini sağladıkları arazileri elinden alınan köylüler, devletin bu akıl almaz yaklaşımı yüzünden ölümü görüp bir nevi sıtmaya razı olmuşlar, yüklenici firmanın insafına terk edilmişlerdir. Bugün yaşananlar, kamu kurumlarının gözlerinin önünde gerçekleşmiştir. Darıbükü köylüleri hem tüm yaşanmışlıklarını kaybetmiş hem de baraj şirketi aracılığı ile hazineye devrettikleri tapulu evlerinin yerine kendilerine iskansız ve kaçak evler verilerek nitelikli dolandırıcılığın kurbanları olmuşlardır. Yetkililerden bu büyük ayıbın bir an önce giderilmesini bekliyoruz” ifadelerine yer verildi.

YÜKLENİCİ FİRMA: ‘İYİ NİYETLE YAPTIK, RESMİYETİ YOK’

Köylülerin evlerle ilgili yaptığı bir başvuruya yanıt veren DSİ Genel Müdürlüğü ve EPDK, bu konuda hiç bir sorumluluklarının bulunmadığını bildirmiş, topu yüklenici firmaya atmışlardı. Başvuruya yanıt veren dönemin yüklenici Taç Yıldız Enerji firması yetkilisi Mehmet Mungan ise, “Evler firmamızın prensipleri ve iyi niyet doğrultusunda yapılmıştır. Resmi olarak hiç bir taahhüdü ve sözleşmesi bulunmamaktadır” yanıtını vermişti.

KAÇAK EVLER SOSYAL SORUMLULUK ÖRNEĞİ SAYILDI

Yüklenici firmanın bağlı olduğu Gülsan Holding’in resmi internet sitesinde ise Darıbükü köyündeki evlerin sosyal sorumluluk kapsamında ve yerel mimariye uygun inşa edildiği savunularak şu ifadelere yer veriliyor: “Kasımlar Barajı ve HES Proje inşaatı henüz devam ederken, olası etkilerini minimize etmek ve bölgenin ihtiyaçlarına katkı sağlamak üzere çeşitli programlar geliştirilmiştir. Bunlardan birisi de, etki alanına giren Darıbükü Köyü sakinleri için yerel mimariye uygun konutlar inşa edilmesidir. Bölgede yapılan incelemeler neticesinde, mevcut köy sınırlarının 600 m batısında heyelansız ve yerleşime elverişli bir arazi tespit edilmiş ve meskenlerin yerleşimi bu alana yapılmıştır. Yeni köy evlerinin alt katı, geleneksel mimariye uygun olarak taş duvarlı müştemilat, üst katı ise 2+1+banyodan oluşmakta olup, toplam oturum alanı 100 m2’dir.”

2299390cookie-checkHES şirketinin yaptığı evler kaçak çıktı!
Önceki haberGazeteci İdris Özyol’a saldırı
Sonraki haberHer kente böyle yöneticiler lazım!
YUSUF YAVUZ
YUSUF YAVUZ (GAZETECİ-YAZAR) Isparta, Sütçüler'de doğdu. 1990’da edebiyatla ilgilenmeye başladı. Deneme ve inceleme tarzındaki ilk yazıları 1996 yılında 'Atatürkçü Ses' Dergisi’nde yayımlandı. Aynı yıl yerel ölçekte yayın yapan kanallarda 'Dönence' başlıklı radyo ve televizyon programları hazırlayıp sundu. 1999 yılında Antalya'da kurulan Müdafaa-i Hukuk Dergisi’nde yazmaya başladı. 2001’de Gazete Müdafaa-i Hukuk’ta Muhabir-Temsilci olarak görev aldı. Daha sonra adı 'Yeniden Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk' olan dergiyle bağını temsilci-yazar olarak sürdürdü. 2001-2007 yılları arasında Kaş Kitap Şenliğini organize ederek başta çocuklar ve gençler olmak üzere yöre insanının kültür, sanat ve edebiyat çevreleriyle buluşmasını sağladı. 2005 yılında Muğla ve Antalya arasındaki sahil bandında yaşanan yabancılara toprak satışına ilişkin yaptığı araştırmalar önemli etkiler yarattı. Deneme, inceleme, röportaj, düz yazı, haber ve yorumları; Cumhuriyet Akdeniz, Odatv, Yeni Harman, Edebiyat ve Eleştiri, Yolculuk, Evrensel, Atlas, Magma, Aydınlık, Birgün, Açık Gazete gibi dergi ve gazetelerde yayımlandı. Antalya merkezli VTV Televizyonunda, Pelin Gel Ağan'la birlikte 'İki Ağaç İçin' adıyla 16 bölümden oluşan bir program hazırlayıp ve sundu. Kanal V Televizyonunda, Biyomühendis Çağlar İnce ile birlikte, Yörük kültürünü ve tarihsel köklerini ele alan 'Islak Çarıklar' adlı belgesel haber programı hazırlayıp sundu. Araştırma yazılarından bazıları, 'Yer Bize Çimen Verdi' ve 'Darağacına Takılan Düşler' adıyla belgesel filmlere de konu olan Yavuz, şu sıralar 'Islak Çarıklar' adlı bir belgesel haber programı için çalışmalarını sürdürüyor. Ağırlıklı olarak arkeoloji, çevre, kentsel dönüşüm ve tarım konularını ele alan çalışmalar yapmayı yazılı ve görsel medyada sürdüren Yavuz, yıkım politikalarıyla tarımdan hayvancılığa, kültürden mimariye kırsal yaşamın dönüşümünü ele alan araştırma yazılarıyla tanınıyor. Ziraat Mühendisleri Odası Basın Ödülü, Çağdaş Gazeteciler Derneği Belgesel ödülü, Türkiye Ziraatçılar Derneği Tarım ödülü, Kubaba Derneği kültür hizmeti ödülü'nün yanı sıra Türkiye Ormancılar Derneği gibi çeşitli meslek odası, kurum ve kuruluşlar tarafından ödüle layık görülen Gazeteci Yusuf Yavuz, Likya'dan Teke yöresine uzanan coğrafyadaki su kültürüne ilişkin uluslararası bir sanat projesinin de danışmanlığını ve metin yazarlığını üstleniyor.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.