Hollandalı ekonomistler, Hollanda ekonomisindeki mevcut krizin daha da derinleşeceği ve önümüzdeki yıllarda daha da kötüleşeceği konusunda uyarıda bulundular.
Ekonomistler, yayınladıkları makalelerinde hesaplarını Merkezi istatistik Bürosu’nun (CBS) ve benzer kuruluşların verilerine dayandırdıklarını ve karşılaştırmalı bir araştırma yaptıklarını açıklayarak, hükümetin ekonomi ile olumlu açıklamalarının yanlış hesaplara dayandığını ve inandırıcı olmadıgını bildirdiler.
ALIM GÜCÜ DÜŞÜYOR
Ekonomistlerin yaptığı hesaplamalara göre, toplam gayri safi milli üretim düşüşünü sürdürdü ve geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 1.5 daha az oldu. Halkın son üç yıldan bu yana satın alma gücündeki düşüş devam ediyor. Ortalama Hollandalı’nın net alım gücündeki düşüşün en önemli nedeni olarak sürekli yükselen emeklilik primleri ve artan issizlik gösteriliyor.
2004 yılında, ortalama alım gücü, bir önceki yıla göre yüzde 1.4 düştü. 2003 yılındaki düşüş ise, yine önceki yıla göre yüzde 2.7 olmuştu. CBS’in rakamlarına göre, satın alma gücü, 2000 yılı düzeyine inmiş durumda.
Hesaplamalara göre, 2004 yılında ücretlerde yüzde 1.4 ve sosyal ödenekler ile emeklilik maaşlarında yaklaşık yüzde 3’lük bir artış olmasına karsın; bu halkın alım gücündeki artışa yol açmadı. Bunun nedeni de günlük temel tüketim ve diğer mallardaki fiyat artışları, Gulden zamanında satılan malların Euro fiyatı üzerinden satılması, yeni vergi ve sigorta primi zamları olmuştur.
BORÇLULAR ARTIYOR
Son yıllarda borçlu Hollandalı sayısındaki artış geçmiş yıllara oranla daha da çok artıyor. Toplam borç miktarı, bir evvelki yılda 44 milyar iken, 2005 yılında 636 milyar Euro’ya yükseldi.
Borçlu olanların önemli bir kesimi, yüksek ipotekler karşılığında ev satın alarak, kendilerini bankalara, kredi kuruluşlarına, telefon şirketlerine ve posta sipariş şirketlerine borçlanmış durumundalar. İpotek karşılığında ev satın alan Hollandılıların ipotek borcu 2005 verilerine göre toplam 451 milyar Euro’yu geçmektedir.
DAHA ÇOK KAR
2003-2004 yılı içinde büyük tekellerin ve şirketlerin kazancı fazlasıyla arttı ve her geçen gün daha da artmaya devam ediyor. Net kârlarının 7 milyar Euro’dan 60.8 milyar Euro’ya yükseldi. Bu kârların büyük bir kısmı devlete yakın olan yöneticilerin ceplerine girerken, diğer önemli bir kısmı da rekabet edebilmek için yeni yatırımlara gidiyorlar.
