Türkiye’den İngiltere’ye beyin göçü AKP’nin iktidara gelişi 2002’den 2020 sonuna kadar Ankara Anlaşması’yla da sürdü… Bana göre bu göç giderek çölleşen toplum mozaiğine de can suyu gibi geldi. Sanatçı, akademisyen ve yazarların gelişi Türkiye için büyük kayıp olsa da toplumumuz için kazanç denilebilir.
İşte beş yıl önce Avustralya’da yaşayan gazeteci arkadaşım İsmail Kayhan aracılığıyla tanıştığım ve sıkı dost olduğum H. Murat Şermet, iyi bir müzisyen, iyi bir yazar ve iyi bir bilişimciydi… Murat sürekli hayatı sorguladığı için anlaşılması zor olsa da kapitalizmin yerle bir ettiği bu dünyada gerçekten temiz ve iyi kalmayı başarmıştı.
Ne yazık ki Murat’ı 20 Aralık’ta Covid 19’dan dolayı tedavi gördüğü St. Mary’s Hospital’da yitirdik. Dostumuz, kardeşimiz ve bilgi küpümüz Murat’ı yitirmenin tarifsiz kederindeyiz. Başımız sağolsun. Onu hiç bir zaman unutmayacağız. Murat’ı 10 Ocak Pazartesi saat 11’de son 3 yılını geçirdiği küçük ada Isle of Wight’de yeşil ve mavinin öpüştüğü Carisbrooke Mezarlığı’nda toprağa vereceğiz. Uzaktaki dostları Murat’ın son yolculuğunu internetten de izleyebilecekler.
Murat’ı bu satırlara sığdırmak mümkün olmasa da özgeçmişini sizlerle paylaşmak istiyorum dostlar: 1965’te İzmir’de doğdu. 1980-1991 yılları arasında matbaa sektöründe yayın-dağıtım-koordinasyon görevleri üstlendi. 1989-1992 yıllarında müzik ile ilgilendi. Kharoon Ölülerin Kayıkçısı albümünde Murat’ın ezgileri ve sesi bize miras kaldı. 1993’den 1996’ya kadar İstanbul’da kitabevi işletti. Bu dönemlerde gelecek bilim konusunda yazılar yazarken, internetle ilgili çalışmalar yürüttü, 1998 sonrasında, 3D modelleme, masaüstü yayıncılık, görüntü işleme, web teknolojileriyle uğraştı. 2000’de, İlk Özgürler adlı kitabını yayımladı. 2002’den günümüze yayıncılık, yazılım geliştirme ve BT hizmeti veren şirketlerde: İş geliştirme, içerik modelleme, web teknolojileri konularında koordinatörlük görevlerini yürütüyordu.
2016’da İngiltere’ye yerleşen dostumuz, kısa sürede sosyal çevresini genişletmiş ve sosyal çalışmalara desteği ile de tanınmıştı. 12 Eylül cuntası döneminde cezaevinde de kalan Şermet’in “İlk Özgürler/ Üçüncü Binyıl Öyküleri 1. Kitap” başlıklı kitabı Etika Yayıncılık’tan çıkmıştı. Yayıncının kitabı tanıtımı şöyle:
“20. yüzyılın bütün kötü gelecek tasarımlarına, tüm distopyalarına karşın, yeni binyılın eşiğinde, duyguların inşasına yönelik iyimser ve gerçekçi bir ütopya. Bütün yokoluş korkularına, canlı kalan son iki insanın farklı cinslerden olması durumunda verilen varoluş yanıtı. Sonsuzluk, varolmak, yokluk… Ve diğer bazı önemsiz meselelerle de ilgili anlaşılması zor bir aşk hikayesi.”
Murat’sız hep eksik kalacağız. Murat’ın hastalık sürecini yakından takip eden dostlarında yazar Aydın Çubukçu “Çok önemli bir yeteneği, çok iyi bir insanı, dostu kaybettik. Murat Şermet, Covid 19’a yenildi. En sevdiği şarkısıyla uğurluyoruz” diye yazdı. Sosyal medyadaki bazı yorumlar da şöyle:
Huseyin Erdoğan: H. Murat Şermet’i geç bulup tez kaybettim. Çok üzgünüm. Covid başlayınca kendini izole etmek için Isle of Wight’e yerleşti. Virüsün kendisinden uzak duracağını düşündü. Ama maalesef onu izole yaşadığı yerde, yakasına yapıştı. İlk Aydın Çubukçu nun konferansında gördüm. Yanına gittim ‘Çok tatlı bir adama benziyorsun’ dedim. Eliyle boş koltuğu vurup, gülümseyerek, ‘otur’ dedi. Sohbet ettikçe, benim ve abilerimin politik geleneğinden geldiğini öğrendim. Ara ara görüşüp, sohbet etmeye başladık. Müzikleriyle tanıştım. Zeki ve yetenekliydi. Tatlı bir aksiliği vardı. Zamanla alışıyor insan. Kızamıyorsun, gülümsemesiyle, insana geçen samimiyetinden dolayı. Çok üzgünüm. Besteleri ve sesi bize yadigar kaldı. Hoşçakal H. Murat Şermet. Hoşçakal dostum. Kendi sesinden bir bestesi: https://youtu.be/SfiKnNbsEdw
Rauf Cankurtaran: Darmadağınığım saatlerdir. Kemal aradı Murat dedi koronodan gitti. Güvercinlerin başındaydım soğuktu birden kavruldum yandım. Murat Şermet bizim Paga on parmağında on hüner. Yıl 1983 koğuşumuzun maskotu en gencimiz en yeteneklimizdi yazar resmeder karikatür çlzer şarkı söyler. Tüysüz takmıştı ona Paga adını yeteneklerinden dolayı Paganini Vespuçi’den esinlenerek. Hiç kopmadı bağımız yıllarca İzmir’e her geldiğinde uğrardı mutlaka. Bodrum’da bile bulmuştu beni bi güzel içmiştik. Londra’daydı en son. Çağırdı hep. Ah Paga olmamışsın aşı kafana buyruksun ya Hamza söylemiş Kemale bugün. Lanet korona inadını kullandı aldı seni bizden. Ah Murat ah Paga ah benim saf kardeşim sanatçı kardeşim yoldaşım. Yüreğime beynime bir acı daha kazındı. Güle güle. Seni 17. Koğuştaki o masum o çocuk o komünist halinle anımsayacağım hep. Son nefesime kadar birlikteyiz.
Serkan Fidan: Bir süredir İngiltere’de yaşayan çok kıymetli dostum Murat Şermet’i kaybettik. İkinci kitabını ve ikinci albümünü yayınlamasına Covid belası müsade etmedi ama onunla anılarımızı almaya hiç bir şeyin gücü yetmez. Gerçekleştirebildiğimiz hayallerimiz için müteşekkir, yarım kalanları içinse üzgünüm…