Gary Peters adlı Avustralyalı eski asker, Kaddafi’nin feci sonundan evvel oğlu Saadi’yi Niger’e kadar götürüp kaçırdı ve üç araçlık konvoyla çölü baştan sona geçerek görevine geri döndü. Peters’in amacı Kaddafi’nin bizzat kendisini kurtarmak idi ve o aceleyle gece gündüz demeden Fizan Çölünü aştı.Ancak bu arada Kaddafi’nin başına geleni duyunca bu kez yönünü Tunus sınırına çevirip Libya’yı terk etmek istemişti, fakat yolda muhalif aşiretlerin saldırısına uğrayıp silahlı çatışmaya girdi. Bu çatışmada karşı taraftan 5 saldırganı öldürdüğünü söyleyen Gary bu arada kurşun yarası aldı ve bu durumda Tunus’tan önce Almanya’ya uçakla geçti, oradan da Kanada’nın Toronto kentine ulaştı. Kanada’ya vardığında ağır kanama geçiren Gary Peters havalimanından derhal hastaneye alındı ve burada geçirdiği bir iki gün içinde toparlandı.
Sözleşmeli koruma ve güvenlik danışmanı olarak Kaddafi ailesine katkıda bulunan Peters’in olaylar patlak vermeden evvel Kaddafi’nin o sırada bebek bekleyen hamile kızı Ayşe’yi de Tunus’a götürdüğü, orada sığınmacı olarak makamlara teslim ettiği, ardından Libya’ya geri döndüğü öğrenildi. Peters’in Kaddafi’nin bizzat kendisini de sağsalim ülke dışına çıkartmak hazırlığı içinde olduğu sırada olay yerine ulaşamadan Libya sâbık Devlet Başkanı’nın linç haberi üzerine artık yapacak bir işi kalmadığına görüp, futbolcu olan ve siyasete bulaşmamış Saadi Kaddafi’nin Niger’e geçişi ardından ülkeyi terk etmeye karar vermişti.
Kanada’nın en büyük ikinci gazetesi olan National Post tarafından yayınlanmış haberde ayrıntıları verilen Peters’in başından geçenler onun ağzından aktarılırken, Avustralyalı olan İngiliz Uluslar-topluluğu vatandaşı Gary’nin söylediklerine bakılırsa, Kaddafi dışbasında gösterildiğinin tam tersine centilmen karakterli ve eğitimli, terbiyeli, aksi tarafı hiç olmayan düzgün bir adamdı. Gary, ¨Eğer öyle olmasaydı, bir katil olduğunu görseydim onunla çalışmazdım!¨ diye yaptığı açıklama Kanada ve ABD basınında yer aldı.
