İngiltere Ulaştırma Bakanı Grant Shapps, ülkenin ulaştırma politikasının merkezine bisiklet kullanımı ve yürüyüşü yerleştirebilmek için 2 milyar sterlin ayrıldığını açıkladı. Koronavirüs salgınında ikinci aşamaya geçerken ulaşımın kritik bir rol oynayacağını vurgulayan bakan, toplu ulaşım araçlarının artık tıka basa doldurulmayıp 10 yolcu yerine 1 yolcu taşınacağı için bisiklet yollarının 2025’e kadar ikiye katlanacağı sözünü verdi…
İngiltere’de yakın zamanda yapılan bir anket, Britanyalıların yüzde 61’inin koronavirüs sonrasında da toplu taşıma kullanmaktan endişe ettikleri sonucunu ortaya koydu… BBC haberine göre acil serviste çalışan sağlık personelleri tarafından verilen bisiklet siparişlerinde yüzde 200 artış görüldü. Bisiklet ve bisiklet ekipman satışı yapan Halfords Group’un ise hisseleri geçen hafta yüzde 23 arttı. Pek çok ülkede bisiklet mağazalarının artan talebi karşılamakta güçlük çektiği de haberde yer aldı.
***
Üniversite yıllarımda değerli hocam Yılmaz Özkan, “6 tür toplum var” der sayardı: İlkel toplayıcı-kominal, avcı, feodal, kapitalist, sosyalist ve bisikletli…
Hep bisikletim oldu. Bisiklet bir özgürlük… Doğduğum Akşehir’e gelen ilk çocuk bisikletini babam aldığında henüz 6 yaşındaydım. 1985 Aralık’ında Londra’ya geldiğimde ilk kazancımla aldığım ikinci el bisiklet çok kahrımı çekmişti. Sağanak yağmurun altında tekerini yama yapışımı, polisler hayranlıkla izlemesini hatırlıyorum. Ve bir gün kütüphaneden çıktığımda bisikletimin çalındığını farkettiğimde dünyam başıma yıkılmıştı. Nasıl yıkılmasın ki tek yol arkadaşım, tek servetimdi o…
Bisikletli anılarım çok ama en unutulmazı Fransa ve Hollanda’ya iki ayrı tarihte yalnız yaptığım bisiklet turlarıdır. Fransa’da Calais ve Boulogne liman kentleri arasındaki turumda yağmur bir türlü dinmemişti. Londra dönüşü Seven Sisters’deki mahalle bakkalına uğradığımda, bakkal halime bakıp “nereden böyle” diye sormuş, ben de “Fransa’dan” dediğimde inanmamıştı. Hollanda’da da Amsterdam Roterdam arasında bisiklet turuma pansiyondaki Avustralyalı ve İsrailli oda arkadaşları da katılmış fakat yarı yolda pes edip Amsterdam’a geri dönmüşlerdi. Sürekli yokuş tırmanmaktan iflahımın kesildiği turu tamamladıktan sonra yanlış plan yaptığımı, tura Roterdam’dan başlamam gerektiğini anlamıştım… Şimdi evde kızlarımınkini de sayarsam tam 4 bisiklet, bir de elektrikli scooter var.
***
Bizim toplumda arkadaşım Özgür Korkmaz (077 9973 5234) önderliğinde Londra Bisiklet Kulübü (LBK) bir yıldır faaliyet gösteriyor. Bisiklet kullanımının ve kültürünün Londra’da yaşayan Türkiyeli toplum içinde gelişmesine katkı sunmayı amaçladıklarını belirten Kulüp, salgın öncesinde bisiklet eğitimden turlara pek çok etkinlik de düzenliyordu. Salgında dönemindeyse sporcu ruhuyla Britanya Alevi Federasyonu (BAF) ve DAY MER’in gıda yardım paketlerinin dağıtımlarında görev aldılar. Ayrıca aralarında NHS hemşiresi de dahil ihtiyacı olanlara 15 bisiklet ödünç verdiklerini facebook’tan paylaştılar.
LBK, kısa bir süre önce BAF’ın (Churchfield Recreation ground. Great Cambridge Road. Enfield) yerleşkesinde konteynır-atölye açtı. LBK’liler topluma şu çağrıyı yapıyor: “Evlerinizde kullanmadığınız eski bisikletleriniz varsa LBK’ye bağışlayabilirsiniz. Bizi arayın adresinize gelip alalım ya da adresimize bırakabilirsiniz. Toplayacağımız bisikletlerin tamir ve bakımlarını yaptıktan sonra bir kısmını Enfield, Tottenham, Hackney gibi bölgelerde belirleyeceğimiz noktalara bırakıp toplumun ücretsiz kullanımına sunacağız.”
***
TRT2’de her akşam (Londra saatiyle) 19’dan sonra çoğu ödüllü kaçırılmaması gereken yerli yabancı filmler yayınlanıyor. Geçen hafta büyük bir keyifle izlediğim Mavi Bisiklet’i mutlaka izleyin derim. Ümit Köreken’in senaryosunu yazıp yönettiği 2016 yapımı film, 53. Uluslararası Antalya Film Festivali’nin Ulusal Uzun Metraj Film kategorisinde En İyi Senaryo, En İyi Yönetmen ve En İyi Film ödüllerini almış. Benim gibi Akşehirli olan yönetmenin Akşehir’de çektiği gerçek öyküler derlemesi Mavi Bisiklet beni çocukluğuma götürdü. Benim de bisikletim maviydi.