İNGİLTERE… Nefret suçlarında artış

Anti-semitizm hassas bir konu ve sıklıkla İsrail eleştirisi ile de karıştırılıyor. Corbyn’in siyasi kariyeri boyunca Filistin meselesinde Filistin lehine bir tavır almış olması belki de hedef olmasının en temel nedeni. İşçi Partisi ve Corbyn bu işten nasıl sıyrılacak bilemiyorum ancak öyle görünüyor ki ne yaparsa yapsın İsrail yanlısı grupların baskısından kurtulamayacak. İstifa etmediği sürece.

Bu vesile ile ülkede nefret suçlarının son durumunu araştırdım. İçişleri bakanlığı bu konuda epeydir sıkça araştırma yapıyor ve raporlarını yayınlıyor. Bu raporlardaki en temel sorun içinde çok farklı örnekler barındıran suçların tek bir kategoride sunulması. Örneğin son 2017-2018 raporunda ‘Irk’ eksenli nefret suçları toplamın yüzde 71’i ve tek kalem. Bunun içinde ten renginden, milliyete, etnik kökene kadar herşey artı mülteci veya göçmenlikle ilgili durumların tamamı yer alıyor.

Anti-semitizm, İslamofobi ve benzeri dini eksenli nefret suçları ayrı bir kategoride yer alıyor. 2011 nüfus sayımına göre ülke nüfusunun yüzde 4,8’ini oluşturan Müslümanlara karşı işlenen nefret suçları dini eksenli kategorideki suçların yüzde 52’sini oluşturuyor.

Yine son nüfus sayımına göre toplam nüfusun yüzde 0,5’ini temsil eden Yahudilere yönelik nefret suçları dini eksenli nefret suçlarının yüzde 12’sini oluşturuyor.

Nüfusun yarısından fazlasını oluşturan Hıristiyanlara karşı işlenen nefret suçları ise yüzde 5 düzeyinde rapor edilmiş.

Başka bazı yerel ve bölgesel araştırmalar ve kayıtlar da benzer oranlar aktarmışlar.

Din veya inanç gruplarını hedef alan nefret suçları toplam içinde yüzde 8,5’i temsil ediyor. Yani toplam içinde yüzde 4,5 dolayında nefret suçu Müslümanları hedef almış ve yüzde 0.9 kadarı da Yahudileri hedef almış. Bu oranlara bakarak Müslümanların nüfus içindeki ağırlıklarıyla eş orantılı hedef olduğunu söyleyebiliriz. Bunu nefret suçlarını normalleştirmek anlamında söylemiyorum ancak istatistiki olarak beklenebilir bir durum olarak altını çiziyorum.

Yahudilerin ise nefret suçlarına hedef olma anlamında aldıkları payın nüfus içindeki paylarının yaklaşık iki katı olduğunu görüyoruz. Normal şartlar altında bu tarz bir orantısızlık tedbir alınması gereken ciddi bir sorun olduğuna işaret eder.

Polis kayıtlarına göre ırksal ve dini nefret suçlarının sayısında belli dönemlerde sıçramalar olduğu görülüyor. Örneğin 2014 Haziran – Temmuz aylarında İsrail’in Gazze’ye saldırısı bu dönemde nefret suçlarının yaklaşık yüzde 50 dolayında artmasına yol açmış. Burada tabii ki nefret ifadelerinin ne kadarının İsrail hükümetini hedef aldığı ne kadarının Yahudiliği hedef aldığını bilemiyoruz. Yine dini niteliği öne çıkan ve bir kaç ay sonra gerçekleşen Charlie Hebdo cinayeti sırasında ise benzer bir sıçrama olmadığı görülüyor.

En büyük sıçramalar ise 2016 Haziran ayındaki AB referendumu sonrasında ve 2017 yılında Londra ve Manchester’da gerçekleştirilen 5 terör saldırısından sonra görülüyor. Referandum sonrasında özellikle Avruplalılar hedef olurken, terör saldırıları sonrasında Müslümanlar temel hedef oldular.

Bütün bu sevimsiz istatistiklerin içinde memnun olunacak bir yan kişileri hedef alan bireye karşı işlenmiş suçların toplam içinde küçük bir azınlık olması.

Memnun olunmayacak taraf ise 2011’den bu yana nefret suclarının yılda 40 bin dolayından 2018 yılında 94 bin düzeyine çıkmış olması. Meselenin İşçi Partisi’nden çok daha geniş bir alanı ilgilendirdiği kesin. Hatta daha ziyade İşçi Partisi’nden ötesini ilgilendirdiğini de iddia edebiliriz.

İyi haftalar ve bol şanslar.

2277730cookie-checkİNGİLTERE… Nefret suçlarında artış

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.