İNGİLTERE… Perhiz ve lahana turşusu

İngiltere’de yaşayan Kıbrıslıtürkler arasındaki bir kesim son zamanlarda yaşanan iki örnekle Kıbrıs’ta yaşayanlara nisbeten ne kadar tutucu, sağ çizgide olduklarını gösterdiler. Birincisi Geçen yıl televizyonlarda izlenen “Bir Zamanlar Kıbrıs” dizisi, diğeri ise iki hafta önce yaşanan KKTC bayrağı olayı.

Her iki örneğe geçmiş yazılarımda değindim. İkisi de özellikle sosyal medyada çok konuşulan konulardı. 

Tamamen propaganda amaçlı bir diziyi gerçek kabul ederek aşırı milliyetçi, ırkçı söylemlerde bulunan çok gencin sosyal medya paylaşımlarını hayret ve üzüntü ile okudum. Üç haftadan beri de Waltham Forest bayrak olayının yankılarını hayret ve endişe ile izliyoruz. 

İngiltere’de 51 yıldan beri yaşayan birisi olarak bu iki örnekte milliyetçi, ırkçılık derecesine varan tepki gösterenleri 5 kategoriye koymanın mümkün olduğuna inanırım:

  • Politik bilinci olmayan, beyinlerini çalıştırıp araştırma zahmetinde bulunmayan, temcit pilavı gibi önlerine her konulanı kabullenen kişiler. Propaganda aracı olan resmi tarihi gerçek olarak benimseyenler.
  • Ben merkezli, kendi toplumunu kurban olarak gören, diğer toplumların da Kıbrıs olaylarından eşit derecede etkilendiğini kabul etmeyen, kendilerine aşılanan “düşman” kavramı yüzünden başkalarına empati duyamayanlar. 
  • Bayrak gibi sembolleri kimlik semboli olarak gören, onların milliyetçilik sembolleri olabileceğini, milliyetçilik ile ırkçılık arasında ince bir çizgi olduğunu kavrayamayanlar.
  • Kimlik kargaşası yaşayanlar. Örneğin Kıbrıs çıkmazında sömürgeci Birleşik Krallık’ın “böl ve yönet” siyasetinin rolünü bilmeden, veya gözardı ederek Kraliçeye bağlılık belirten milliyetçiler. Bu kişilerin Edward Said’i okumalarını öneririm.
  • Olayları kendi dar politik çıkarları çerçevesinde gören ve yukarıda bahsettiğim kişileri kışkırtıp kendileri için çıkar sağlamak isteyenler. 

İngiltere’de yaşayan ve dizi ve bayrak olaylarında milliyetçi tepki gösterenler Kuzey Kıbrıs’ta yaşayanların bu olaylara çok zıt tepkiler gösterdiklerinin farkında mı sorusunun cevabı bence olumsuzdur. 

18 yaşına kadar Kıbrıs’ta yaşayan birisi olarak oradaki eğitim sisteminin amacının milliyetçilik aşılamak olduğunu, bayrak gibi sembollerin bu amaçla kullanıldığını gördüm. Ne mutlu ki aydın öğretmenler, sendikalar yüzünden bu artık değişti. Kuzey Kıbrıs’ta yaşayan gençler Kıbrıs’ta barış, çözüm istiyor. Sloganlara, sembollere artık değer vermiyorlar.

Kıbrıslırumların da kat edecekleri çok yollar vardır. Son yıllarda Kıbrıs’ta çözüm ve barışa engel olan onlardır. Çözümsüzlükten çok kötü bir şekilde etkilenen ise Kıbrıslıtürkler, özellikle gençlerdir. 

Diasporada yaşayanlar olarak bizim önceliğimiz sembollerle, sloganlarla, Kuzey Kıbrıs’tan gelen siyasetçilerin yalan, dolanları ile uğraşmak değil, bulunduğumuz ülkedeki konumumuzu geliştirmek olmalıdır. Aynı zamanda Kıbrıs’ta barış ve çözümün sağlanması için orada yaşayanlara elimizden gelen desteği sağlamak önemli misyonlarımız arasında olmalıdır.

Gelelim bu örneklerde beni esas şaşırtan kişilere. 

Kişilerin inandıklarını iddia ettikleri şeyler ile yaşamlarındaki davranışları arasındaki tutarsızlıklara şahit olduğumda her zaman aklıma gelir yazımın başlığı olan deyim.

Hareketleriyle sol çizgide olduğunu gösteren kişilerin bu iki konuda milliyetçi bir tavır takınmaları doğrusu çok ilginç, sosyal psikologlar tarafından araştırma konusu olması gereken bir fenomen.

 Örneğin ilticacılar için, ırkçılığa karşı her destek yürüyüşüne katılan, onlar için pratik yardım kampanyalarında faal rol alan, Muhafazakar Partinin işçi sınıfına karşı siyasetlerini her zaman protesto eden, İşçi Partisini yeterince “sol” olmadığı için eleştirenlerin Kıbrıs konusunda sol çizgiden 180 derece uzak olması doğrusu çok ilginçtir.

 

 

 

   

 

2569340cookie-checkİNGİLTERE… Perhiz ve lahana turşusu

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.