“Abla” demiş genç kebapçı, “Bizim hepimiz ‘Evet’çiyiz. Referandum’da hepimiz ‘Evet’ dedik…”
Dostum Dicle genç emekçilerin yorgun ve hoyrat gözlerine bakıp, “Peki” diye sormuş, “Bu ülkede de oy kullanıyor musunuz?” “Tabii” demiş genç, “Burada da İşçi Partisi’ne veriyoruz…”
“Niye?” diye sormuş Dicle, “İngiliz ırkı üstün diyen faşist BNP’ye ya da hakları gaspeden, azınlık karşıtı Muhafazakarlara vermiyorsunuz da İşçi Partisi’ne?”
Sonra devam etmiş: “Sizin ‘Evet’ dediğiniz AKP bu iki partinin karması! Bu ne iki yüzlülük yahu! Yaşamadığın Türkiye için BNP ve Muhafazakarlara oy vereceksin, yaşadığın ülkede İşçi Partisi’ne! Bundan sonra iki yüzlülerden alış veriş yapmayacağım. Size uğurlar olsun!” Kebapçı gençler bu haklı çıkış karşısında yüzleri kızarmış “Yapma be abla” diyebilmişler yalnızca…
Ne yazık ki bizim toplumda söz konusu kebapçı gibi yüzleri kızarmasa da aynı şeyleri yapanların sayısı az buz değil. Örneğin, AKP’nin İngiltere kuruluşu UETD-UK’in eski başkanı Dr. Turhan Özen, sol parti Liberal Demokratlar’ın milletvekili adayıydı. Ondan önceki başkanı Muttalip Ünlüer, yıllarca İşçi Partisi’nden Hackney Belediyesi meclis üyeliği, hatta belediye meclisi kabine sözcülüğü bile yaptı.
Bu iki parti de düşünceye ve inançlara saygılı olduğu için bu iki AKP’li muhafazakara kapılarını açtı. Geçen hafta da UETD-UK, 8 haziran seçimlerinden Muhafazakar Parti’den Edmonton milletvekili adayı olan Kıbrıslı Türk kökenli Gönül Daniels ve Enfield North milletvekili adayı Nick de Bois’e destek amacıyla kahvaltılı düzenledi.
“Bu ne yaman bir çelişki, bu ne perhiz bu ne lahana turşusu?” dediğinizi duyuyorum.
Namazında niyazındaki eski başkanların kebapçı gençler gibi bir yanıtları olacaklarını da sanmıyorum. Zaten insanın savunma mekanizması o kadar güçlü ki her yanlışına bir kalıp, her günahına bir sevap bulur. Hele bir de “takiyye” pusulalarıysa…
ERKEN SEÇİME DOĞRU
Neyse dostlar Birleşik Krallık 8 Haziran’da yapılacak erken seçimlere hazırlanıyor. Jeremy Corbyn liderliğindeki İşçi Partisi “Bir kaçı değil çoğunluk için” başlıklı seçim bildirgesini açıkladı.
Muhafazakar lider Theresa May’e göre İşçi Partisi’nin 5 yıllık iktidar manifestosu boş vaatlerle dolu çünkü 50 milyar sterlini bulamazlar…
Corbyn’in May’e yanıtı net ve açık: “Yeni sosyal politikalar ve kamusal hizmetlere destek için öngördüğümüz 48.6 milyar sterlinlik bütçeyi, ülkedeki en zengin yüzde 5’in vergilerini artırarak yaratacağız!”
İşçi Partisi’nin son yıllardaki sosyal hukuk devleti ilkesini gözeten en iyi seçim bildirgesi! Zenginden alıp yoksula veren çağdaş Robin Hood’culuk! Zaten başlık da açıklıyor: “Bir kaçı değil çoğunluk için!”
İşçi Partisi, Jeremy Corbyn ile sola evrilme süreci yaşıyor. Corbyn faktörü çıkarıldığında aslında günahkar bir sistem partisi. ABD ile yalan dolan gerekçelerle Irak Savaşı’nı kurgulayan bir parti… Göçmen yanlısı görünüp göçmen karşıtlığı yapan, sosyal kesintileri “tek çare” gören “Light Conservative” bir parti…
Jeremy Corbyn’in parti içinde kendisine karşı mücadele eden sağ kanat ve büyük sermaye temsilcilerine karşı desteğe ihtiyacı var. Bir diğer destek de anketlere göre yüzde 47’ye 32 halen önde görünen Muhafazakarlara karşı…
Göçmenleri bu ülkenin bir zengiliği gören, seçim bildirgesinde çalışan, işsiz, çocuk, yaşlı, engelli ve yalnız annelere pozitif ayrımcılık yapan velakin Türkçe ve Kürtçe konuşan toplumu ve Türkiye’deki demokrasi mücadelesini her zaman destekleyen Corbyn’in yanında olmalıyız. Beceriksiz yönetiminlerinin faturasını, sosyal kesinti ve kısıntılarla emekçilere yüklemeye çalışan Muhafazakarlar ve geçen seçimlerde onların koltuk değneği olan Liberal Demokratlara da dersini vermeliyiz.
Jeremy’nin kazanması başta Tony Blair olmak üzere parti içindeki savaş suçlularının da yargılanması anlamına gelecektir! 8 Haziran’da Corbyn başbakan olarak görmek için kolları sıvayalım! İlk kez bir başbakan arkadaşımız olacak. Üstelik ülkesi Birleşik Krallık’a “emperyalist” diyen. Dahası ne?
Eğer siz de benim gibi vergileri artırılacak yüzde 5’lik zenginler kulübünden değilseniz, “Jeremy için İşçi Partisi’ne oy verilmeli” derim…