İnsan hakları örgütlerinden Türkiye’ye “Kaşıkçı” tepkisi

Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın öldürülmesiyle ilgili davada durdurma kararı verildi. Dosya, Adalet Bakanlığı’nın olumlu görüşü üzerine Suudi Arabistan’a devredildi. İnsan hakları örgütleri karara tepki gösterdi.

İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen, Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın 2018 yılında İstanbul’da öldürülmesine ilişkin davanın 31 Mart’ta yapılan duruşmasında, savcı yargılamanın durmasını ve dosyanın Suudi Arabistan makamlarına devrini talep etmişti.

Mahkeme heyeti, savcının talebi hakkında Adalet Bakanlığı’ndan yazılı olarak görüş istenmesine karar vermişti.

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, dosyanın Suudi Arabistan’a devri için İstanbul 11’inci Ağır Ceza Mahkemesi’ne olumlu görüş bildireceklerini söylemişti.

Davanın, haklarında yakalama kararı bulunan ve teammüden adam öldürme ve delilleri yok etmekle suçlanan 26 firari sanığının hiçbiri 31 Mart’taki duruşmaya katılmamıştı.

Suudi yetkililer daha önce Türkiye’nin davayı devretmesini istemişlerdi.

İstanbul’daki son duruşmada savcı sanıkların yabancı uyruklu olması nedeniyle yakalama emirlerinin yerine getirilemeyeceğini ve ifadelerinin alınamayacağını söyleyerek bu talebin kabul edilmesini istemişti.

‘Türkiye’nin adaletin sağlanması yönündeki kararlılığına ne oldu?’

Kararın ardından Uluslararası Af Örgütü (Amnesty International) Genel Sekreteri Agnes Callamard, Türkiye’yi sert bir dille eleştirdi:

“Kendi topraklarında işlenen bir cinayetin davasını devretmekle Türkiye, suçun sorumlularına davayı bilerek ve isteyerek geri göndermiş oldu. Aslında Suudi sistemi Türkiye’deki savcılarla işbirliği yapma konusunda defalarca yetersiz kaldığı için adaletin bir Suudi mahkemesinde sağlanamayacağı çok açık.”

2019’da Birleşmiş Milletler tarafından konuyu araştırmakla görevlendirilen Agnès Callamard, Veliaht Prens Muhammed bin Salman da dahil üst düzey Suudi yetkililerin olayda rolü olduğuna dair ikna edici kanıtlar bulunduğunu söylemişti. Bu raporda Callamard, Türk yetkililerin verdiği ses kayıtlarından ve istihbarat bilgilerinden de faydalanmıştı.

Callamard, kararın ardından “Türkiye’nin bu korkunç cinayette adaletin sağlanmasına ve bu davanın asla siyasi hesaplara ve çıkarlara kurban gitmeyeceğine yönelik kararlılığına ne oldu?” diye sordu.

New York merkezli İnsan Hakları İzleme Örgütü de (Human Rights Watch) konuyla ilgili yaptığı açıklamada “Suudi Arabistan’da yargı bağımsızlığının kesinlikle var olmadığını, adalet sisteminin adaletin temel standartlarını bile sağlamadaki başarısızlığını, adaleti yanıltma çabalarını ve Kaşıkçı cinayetinde Suudi yönetiminin rolünü düşünecek olursak Kaşıkçı davasının Suudi Arabistan’da adil bir şekilde görülmesi şansı sıfıra yakın” ifadelerini kullandı.

Hatice Cengiz: Siyasi bir karar, kabul etmemiz mümkün değil
Davayı yakından takip eden Kaşıkçı’nın nişanlısı Hatice Cengiz de, mahkemenin kararına itiraz edeceklerini söyledi.

Halk TV’ye konuşan Cengiz, “Bu kararı kabul etmemiz mümkün değildir. Alınan karar siyasi bir karardır. Hukuki sürece aykırıdır. Bizler her şeye rağmen hukukun üstünlüğüne inanıyoruz. Tüm bu yaşananlar hukuki süreçle özdeşleşmiyor. Kabul etmeyeceğiz” dedi ve Türkiye’yi “180 derece dönmekle” suçladı:

“Türkiye hükümeti başta bu davayı çok iyi savunuyormuş gibi davrandı. Ben hükümet değilim. Onlar adalet arayışından vazgeçmiş olabilir ama ben vazgeçmeyeceğim. Türkiye’nin bu davadan 180 derece dönmesi büyük hayal kırıklığına uğrattı. Çok üzgünüm.”

Yasin Aktay: 4 yıldır bu dava ile yatıp kalkıyorduk, çok üzgünüm
Davayı Cengiz’le birlikte en başından itibaren yakından takip eden eski AKP Genel Başkan Yardımcısı ve eski milletvekili Yasin Aktay da “4 yıldır bu dava ile yatıp kalkıyorduk. Çok üzgünüm” dedi.

Kaşıkçı, öldürüldüğü Suudi Arabistan’ın İstanbul Konsolosluğu’na evlilik için evrak almak üzere girerken kapıda bekleyen nişanlısı Cengiz’e, bir sorun olması durumunda Yasin Aktay’ı aramasını söylemişti.

Halk TV’ye konuşan ve hâlen AKP Genel Başkan Danışmanı olan Aktay, kararı eleştirmekten kaçındı ve “Bu konuda bir şey söylemek istemiyorum. 4 yıldır bu dava ile yatıp kalkıyorum. Çok üzgünüm. Belki de benim bilmediğim bir şeyler vardır” dedi.

Suudi Arabistan’da Kaşıkçı davası çoktan sonuçlanmış olduğu için Türkiye’den devredilen dava için yeniden yargılama yapılıp yapılmayacağı, yeni bir duruşma olup olmayacağı henüz bilinmiyor.

Ne olmuştu?
2017 yılında ABD’ye yerleşen Suudi yönetimine muhalif gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın İstanbul’daki Suudi Arabistan Konsolosluğu’nda öldürülmüştü.

Suudi yetkililer Kaşıkçı’yı ülkeye dönmeye ikna etmek için gönderilen görevli ekibin onu “kendi başlarına hareket ederek” öldürdüğünü, yukarıdan böyle bir emir almadıklarını söylemişlerdi.

Fakat Birleşmiş Milletler tarafından konuyu araştırmakla görevlendirilen Agnès Callamard, Kaşıkçı’nın “önceden ayrıntılarıyla planlanmış bir cinayete kurban gittiği” sonucuna vardı.

Callamard, Veliaht Prens Muhammed bin Salman da dahil üst düzey Suudi yetkililerin olayda rolü olduğuna dair ikna edici kanıtlar bulunduğunu söyledi.

Veliaht Prens bin Salman ise cinayette rolü olduğu iddialarını reddetti.

2019 yılında Riyad’daki bir Ceza Mahkemesi cinayetin işlenmesinde doğrudan rolü olmakla suçlanan beş kişiyi ölüm cezasına çarptırdı ancak cezalar daha sonra 20’şer yıl hapis cezasına çevirildi.

Cemal Kaşıkçı son olarak 2 Ekim 2018’de İstanbul’da Suudi Arabistan Başkonsolosluğu’na girerken görülmüştü. Konsolosluğa gitme amacı, nişanlısı Hatice Cengiz ile evlenebilmek için gerekli resmi evrakları almaktı.

O dönem Birleşmiş Milletler müfettişi olan Callamard’ın cinayetle ilgili raporu ise 2019 yılında yayımlandı.

Raporda Kaşıkçı’nın o gün konsoloslukta “vahşice” öldürüldüğü kaydedildi. Callamard bu yargıya Türk istihbaratının konsolosluğun içinde yaptığı ses kayıtlarını dinledikten sonra varmıştı.

2597320cookie-checkİnsan hakları örgütlerinden Türkiye’ye “Kaşıkçı” tepkisi

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.