M. Birol Güger / Cumhuriyet – İtalya seçimleri, son 80 yıla yakın zamandır ülkenin gördüğü en sağ iktidarın zaferiyle sonuçlandı. Cumhuriyet’e konuşan İtalya’nın eski Türkiye Büyükelçisi Carlo Marsili’ye göre ülkede solun yaşadığı büyük yenilginin başlıca sorumlusu yanlış göçmen politikası.
İtalya’da yapılan seçimleri aşırı sağcı İtalya’nın Kardeşleri (Fratelli d’Italia) partisinin kazanmasıyla birlikte gözler, partiye liderlik eden ve ülkenin ilk kadın başbakanı olma yolunda ilerleyen 45 yaşındaki Giorgia Meloni’ye çevrildi.
Meloni’nin, Matteo Salvini’nin aşırı sağ ligi ve eski Başbakan Silvio Berlusconi’nin merkez sağ Forza İtalya partisi ile ittifak halinde, İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana ülkedeki en sağcı hükümeti kurması bekleniyor. İtalya’nın müstakbel başbakanı, küresel politik çerçevenin dışına çıkan söylemleriyle dikkat çekiyor.
“KİTLESEL GÖÇE HAYIR”
Meloni, bu yılın başında İspanya aşırı sağından Vox’a hitaben yaptığı bir konuşmada önceliklerini şöyle özetlemişti:
“Doğal aileye evet, LGBT lobisine hayır. Cinsel kimliğe evet, cinsiyet ideolojisine hayır. Sınırları güvence altına almaya evet, İslamcı şiddete hayır, kitlesel göçe hayır, büyük uluslararası finansa hayır, Brüksel bürokratlarına hayır!”
TÜRKİYE’YE YÖNELİK SERT İFADELER
Meloni, Nisan ayında yaptığı bir konuşmada ise Türkiye ile ilgili oldukça sert ifadeler kullanmıştı. Konuşmasında AB’yi “uyanık olmaya” davet eden İtalyan siyasetçi, Türkiye’yi Ortadoğu, Kafkaslar ve Akdeniz’de yayılmacı politikalar izlemekle; Erdoğan’ı ise “Avrupa’ya göçmen şantajı yapmak, Müslüman Kardeşler’e bağlı siyasi İslam’ın hamisi olmak, cihatçı gruplara dolaylı destek vermek ve Avrupa’da siyasal İslam’ı finanse etmekle” suçlamıştı. Meloni konuşmasının devamında, Türkiye’nin “AB üyeliğine aday ülke” statüsünün kesin olarak iptal edilmesini talep etmişti.
BÜYÜKELÇİ’DEN ‘İŞBİRLİĞİ’ VURGUSU
Türkiye ve İtalya arasındaki ticaret hacmi 2021’de 20 milyar dolara ulaştı. Bir önceki yıla göre yüzde 23,6 oranında bir ilerleme kat edildi. Ocak-temmuz döneminde 7 milyar 460 milyon dolar ile İtalya, Türkiye’nin en büyük dördüncü ithalat ortağı oldu. Bu bağlamda iki ülke ilişkileri, sert siyasi retoriklerin çok ötesinde, özellikle ekonomi ve ticaret alanında daha yakın bir ortaklık ve çeşitli sahalarda ortak yaklaşımlar geliştirme potansiyeli taşıyor.
İtalya’nın eski Türkiye Büyükelçisi (Şubat 2004-Haziran 2010) Carlo Marsili de aynı iyimserliği paylaşıyor. “Türkiye ile her halükarda birçok alanda işbirliği yapmamız gerekiyor. Bunu başta Libya olmak üzere her zaman yaptık, bu yüzden önemli değişiklikler beklemiyorum” ifadelerini kullanan Marsili Cumhuriyet’e demecinde şu ifadeleri kullandı:
“İtalyan basınında Cumhurbaşkanı Erdoğan ve genel olarak Türkiye’ye yönelik eleştiriler tekrarlanıyor ve özellikle dış politika söz konusu olduğunda ülkenizin siyasi, ekonomik ve coğrafi özelliklerini açıklamaya ve netleştirmeye çalışan (ben dahil) çok az ses var. Bayan Meloni’nin tutumu da bu resmin bir parçası. Fakat iktidar olacak merkez sağ koalisyonda Berlusconi’nin “Forza İtalya” partisi de var ve Türkiye’ye bakışları farklı. Belki de bir sonraki Dışişleri Bakanı bu partiden gelecek…”
“İTALYA, ULUSAL ÇIKARLARI ÖNE ALACAK”
Büyükelçi Marsili, Meloni’nin olası AB politikasına ilişkin de şu ifadeleri kullandı:
“Bayan Meloni, İtalya’nın geleneksel Avrupa ve Atlantik politikasını onayladı. Orta vadede bir “Italexit” öngörmüyorum. İtalya, AB politikaları söz konusu olduğunda ulusal çıkarlarını koruma konusunda daha iddialı olacak. Brüksel’den gelen, siyasi ve ekonomik yönelimimize zarar verebilecek her kararı kabul etmeye meyilli olmayacak.”
YENİ HÜKÜMETİN GÖÇMEN POLİTİKASI
Göç ve göçmen politikalarına ilişkin de çarpıcı değerlendirmelerde bulunan Marsili, “Solun yenilgisinin ana nedenlerinden biri de göçmen politikasıdır” dedi. Marsili, sözlerine şöyle devam etti:
“Yeni hükümet, daha az göçmen kabul edecek ve kabul etmeye hazır olmasalar bile gelen göçmenleri her halükarda diğer Avrupa ülkelerine göndermeye çalışacak. Düzensiz göç İtalya için büyük bir sorun haline geldi ve yeni hükümetin yönelimi sadece düzenli ve seçilmiş göçmenleri kabul etmek olacak…”
