İtalya’nın ‘tek adam’ referandumu

İtalya’da, Matteo Renzi hükümetinin ‘tek adam, tek parti rejimi’ olarak adlandırılan ‘anayasa reformu’ için yarın referanduma gidilecek

İtalya’da işçi ve emekçilerin faşizme ve monarşiye karşı mücadelesinin ardından oluşturulan ve Avrupa’nın ilerici anayasalarından biri olarak kabul edilen 1948 Anayasası’nı kökten değiştirecek olan ‘anayasa reformu’, yarın referanduma sunulacak. Siyasi gücü özellikle hükümet ve başbakanın elinde toplayacak olan reform, İtalya için ‘tek adam, tek parti rejimi’ olarak adlandırılıyor.

Otoriterleşmeyi getirecek reformu Avrupa sermayesi dört gözle bekliyor. Çünkü otoriter yeni rejim, ‘demokrasi engeli’ni kaldırarak sermayenin istediği neoliberal önlemleri daha hızlı hayata geçirebilecek.

İş yasasında patronlar lehine şimdiden önemli değişiklikler yapan Başbakan Matteo Renzi’nin Demokrat Parti (PD) Hükümetinin arkasında büyük patronlar var ancak İtalyan işçi ve emekçilerinin referanduma ‘hayır’ demesi muhtemel.

‘Hayır’ kampanyasında aşırı sağ ve yeni olmalarına rağmen neoliberal söylemleriyle halk desteği alan popülist partiler de var. Ancak sol, demokrat, ilerici güçlerin, emek örgütlerinin içinde bulunduğu 200 kadar örgüt de referanduma ‘hayır’ diyor. Batı medyası ise İngiltere’nin Brexit sürecinde yaptığı gibi referanduma ‘hayır’ diyenleri ırkçılık, gericilikle suçlayarak, ‘referandumdan evet çıkmazsa İtalya’ya kaos gelecek’ söylemiyle korkutarak Yunanistan ve İngiltere gibi ülkelerde uyguladığı yöntemleri uyguluyor.

TÜM İKTİDAR HÜKÜMET PARTİSİNE!

İtalya’nın burjuva demokrat devletinin gerici dönüşümü öngören anayasa reform taslağı Nisan 2016’da Renzi Hükümeti tarafından Meclisten geçirdi. Reform, 1948 anayasasında köklü değişimler içeriyor.

Bu dönüşümün merkezinde ise parlamentonun ikili yapısının hükümet partisi lehine değiştirilmesi var. Doğrudan kişilere verilen oylarla seçilen Senatonun yetkileri, partiler üzerinden seçilen milletvekillerinin oluşturduğu Temsilciler Meclisi lehine elinden alınıyor.  İtalyan Anayasası’na göre yasa taslaklarının yasalaşması için iki organın da onayı gerekiyor.

Temsilciler Meclisinde, ya da kısaca Mecliste, çoğunluğu elde eden partinin otoriterleşmesini, iktidarın merkezileşmesini engellemek için oluşturulan bu sistem şimdi ortadan kaldırılmak isteniyor. Bundan sonra Senato ‘hayır’ dese de yasalar onaylanarak hayata geçirilebilecek.

Reform, Senatodaki koltuk sayısının 315’ten 100’e düşürülmesini ve Senato üyelerine maaş bağlanmamasını öngörüyor.

HALKIN YASAMAYA KATILIMI ZORLAŞIYOR

Yine bölgesel yönetimler ve yerel yönetimlerde merkezi hükümetin kontrolünü arttırıyor.

Ayrıca halk inisiyatifiyle Meclise yasa tasarısı sunulması zorlaştırılıyor. Mevcut uygulamada altında 50 bin imza bulunan yasa taslakları Mecliste görüşülmek zorunda. Yeni düzenlemeyle bu sayı 150 bin imzaya çıkartılıyor. Halkın yasamaya doğrudan katılımı zorlaştırılıyor.

İLK ADIM YENİ SEÇİM YASASIYDI

Anayasa reformu temmuz 2016’da yürürlüğe giren yeni seçim yasası ile paralel düşünülüyor. Bu yasayla da seçimde yüzde 40’ı geçen parti, Meclisteki 630 sandalyenin 340’ına sahip olması böylece ‘tek parti rejimi’nin oluşturulması garanti altına alınmıştı.

İtalya hükümetinin, Avrupalı patronların ve onların medyasının iddiası çok tanıdık: İstikrar. 1945’ten bu yana 64 hükümetin kurulduğu ülkeye böylece ‘istikrar’ geleceği savunuluyor. Ancak önemli soru: Bu istikrar kimin için gelecek?

SERMAYENİN ‘KİLİT’ ÜLKESİ İTALYA

Yanıtı ABD merkezli uluslararası mali sermaye tekeli, yatırım bankası JP Morgan veriyor. Banka, 2013 yılında 16 sayfalık Avro Bölgesi raporu yayımladı. Raporda neoliberal kemer sıkma paketlerinin hızla hayata geçirebilmesi için Güney Avrupa’da devlete siyasi müdahaleyi kolaylaştıracak, yani otoriter iktidarların gerektiğine dikkat çekti.

Raporda, faşizmin düşüyle yenilenen anayasalar için “faşizmin yenilgisinin ardından sol partilerin siyasi güç kazandığı, hâlâ ciddi sosyalist etki altındaki anayasal düzenler” tanımlaması kullanıldı. Bu anayasal düzenlerin zayıf hükümetler, zayıf merkezi devletler, işçi haklarının anayasal güvence altında olduğu, toplumsal uzlaşmaya dayalı oldukları vurgulandı ve siyasi değişimlere karşı direnişten rahatsızlık dile getirildi.

Rapor, önümüzdeki yıllar için “kilit” ülkenin “Hükümetinin siyasi reformlar yapmak için önemli fırsatı sahip olduğu İtalya” olduğu açıkça ifade etti. Sermayenin “kilit” önem verdiği İtalya’nın mevcut hükümetinin başı, Başbakan Matteo Renzi ise otoriterlik istiyor ama kendi partisi içinde gücünün de zayıfladığı belirtiliyor.

Renzi’nin partisinin oyu azaldı. Roma ve Torino gibi iki önemli kentin belediyesini yeni sağ popülist parti 5 Yıldız Hareketine (M5S) kaybetti.

Ancak geleneksel partiler genel olarak oy kaybediyor, seçimlere katılım düşerken sol alternatifin güçsüzlüğü kitleleri yeni sağ oluşumlara itiyor.

Yarınki referandum için ‘hayır’ kampanyası yürütenler arasında 200 kadar örgüt var. Bunların içindeki sağ partiler de öne çıkıyor.

Bu arada referandumun son iki haftasında anket yayımlamak yasak. Ancak iki hafta önceki son anketlerde ‘hayır’ın önde olduğu belirtiliyordu.

Batı medyası ‘hayır’ı İtalya’nın ‘mahvolması, kaosa girmesi’ olarak nitelendirse de, İtalyan emek hareketi açısından yeni bir fırsat sunabilir. Tabii, örgütlü, kitlesel bir ilerici hareket yaratılabilirse.

BEŞ YILDIZLI POPÜLİZM

Geleneksel partilerin oylarını toplayan partilerin öne çıkanı Beş Yıldız Hareketi (M5S). Her ne kadar sert sistem karşıtı söylemi emekçilerden destek alsa ve bir anda oylarını artırsa da, daha çok orta sınıfların çıkarlarını savunuyor. Sistem değişikliği talep ediyor, neoliberalizm karşıtı bir söylemi var. Fakat gerici, yabancı düşmanı hatta faşist eğilimleri de barındırıyor. M5S özellikle mülteci karşıtı tutumu ile biliniyor. Avrupa Parlamentosu’ndaki vekilleri İngiltere’nin aşırı sağcı partisi UKİP grubuyla hareket ediyor.

Öte yandan aşırı sağcı Kuzey Ligi (LN) de ‘hayır’ kampanyasının öne çıkan partilerinden. Bu parti açıkça ırkçı ve faşist bir söylem kullanıyor.

Sol siyaset açısından sosyal demokrat Sinistra İtaliana partisi de başarı denilebilecek oy oranına sahip. Eski İtalyan Komünist Partisi’inin kadrolarının oluşturduğu parti, Çin ve Rusya komünist partileriyle ilişkilere sahip.

İTALYA’DA EKONOMİK DURUM İYİ GİTMİYOR

Öte yandan İtalya’da ekonominin durumu, hem hükümet hem emekçiler açısından hiç de iyi değil. Rakamları ‘hayır’ destekçilerinden İtalya Komünist Platform örgütü raporundan: İtalya’da 2000-2015 yılları arasında GSYH yüzde 0.5 düşüş gösterdi. Sanayi üretimi 2008 krizi öncesi döneminde 25 puan gerisinde. GSYH’da yatırımların payı 2008-2015 arasında yüzde 22’den yüzde 16’a düştü. 2016’da da üretim düşmeye devam ediyor. İhracat ve ithalatta da düşüş var.

KAMU BORÇLARI ARTIYOR

Kamu borçlarında temmuz 2016 itibariyle rekor yaşandı ve 2 milyar 248 milyon avroya ulaştı. İtalyan bankalarına açısından tahsili şüpheli krediler 200 milyar avroya yükseldi. Bu durumun bir krize doğru gittiği görülüyor. En borçlu şirketler küçük ve orta işletmeli şirketler.

İŞSİZLİK ARTIYOR

2008-2015 yılları arasında yaklaşık 1 milyon kişi işsiz kaldı. 2016 itibariyle işten atılmalar artış göstermeyi sürdürüyor. Kalıcı işlerin sayısı düşüyor. Genel işsizlik yüzde 12.2 oranında, genç işsizliği ise yüzde 39’a ulaşmış durumda. Resmi olarak 3.1 milyondan fazla İtalyan işsiz. Resmi olmayan rakamların ise 3.3 milyona kadar çıktığı hesaplanıyor. Reel ücretlerde de düşüş var.

YOKSULLUK ARTIYOR

Mutlak yoksulluk içinde yaşayanların 1 milyon 682 bin aile, yaklaşık 4.6 milyon kişi olduğu tahmin ediliyor. Genel olarak nüfusun yüzde 13.7’si ‘yoksul’. Yoksulluk en çok güneyli aileleri vurmuş, 10 haneden 4’ü yoksulluk çekiyor.

GÜVENCESİZ ÇALIŞMA ARTIYOR

Büyük kentler başta olmak üzere, bireysel sözleşmeli, güvencesiz, yarı zamanlı çalışanların sayısında artış var. İtalya’nın kuzeyi ve güneyi arasındaki gelir uçurumu da genişliyor. Yoksullaşan güneyde mafyalaşma, çeteleşme artıyor. 2015 yılında ‘ölüm’ oranı da yüzde 10 artış göstermiş ve bu oranın ‘savaş dönemi’ oranı olduğu nitelendirmesi yapılıyor.

DIŞARIYA GÖÇ ARTIYOR

Afrika’dan ve Ortadoğu’dan göç alan ülkeler arasında olan İtalya, yerli nüfusu da ülke dışına göç ediyor. Ocak 2016’ta yurtdışındaki İtalyanların sayısı yüzde 3.7 artarak 4.8 milyona ulaşmış. İtalyanların yabancı ülkelere göçü 2006-2016 arasında yüzde 54.9 artmış.  Elif GÖRGÜ / EVRENSEL

2034850cookie-checkİtalya’nın ‘tek adam’ referandumu

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.