Örnek birisi…
Çok ilginçtir, buluş yapanlar kendilerini çok iyi yönetirler. Değerli insanların yaşam öykülerini incelemek çok önemlidir. Keşke insan beyni bu yaşam öykülerine bolca yer ayırsa…
Artistler, bilim adamları, buluş yapanlar, topluma yön verenler; zamanı iyi kullanan, durmadan çalışan insanlardır. Yorulmak bilmezler…
Çalışkanlık sizin yaşamınızda bir değer yargısı veya bir değer yargınızın açılımı olarak benimseniyorsa hedefiniz vardır. Çalışkanlığı amaç edinmemiş insanların hedefi olmaz. Hedef olmayınca buluşlarda başarıya koşulmaz, koşulsa da koşulan yer başarının beklediği yer değildir.
John Hunter yirmi yaşına geldiği halde okuma yazmayı bile öğrenemedi.. Kardeşi ondan çok farklıydı. Eğitim aldı, akıllıydı. John, Glasgow’da marangoz olarak çalıştı. Bir gün karar verdi Londra’ya gitti. Anatomi konferansları veren kardeşinin peşine takıldığında hiçbir özelliği olmayan zavallı, akılsız biriydi.
Kardeşine yardım etti. Çalıştı, çabaladı, inceledi; kısa zamanda kardeşini anatomi konusunda geçti. Bir sürü cisim topladı. Erken saatte müzedeki işine başlar geç saatlere kadar orada kalırdı. Hastanelerde, ordunun hastanelerinde hekimlerle yılmadan çalıştı. Onlara yorulmak bilmeden yardım ederdi. Bu işi o kadar ilerletti ki öğrencilere evinde ders vermeye başladı. Pratik bir adamdı, bir işe pratikse dört elle sarılırdı. Bazen saçmalıklar da yaptı, geyik boynuzun uzamasını incelemek gibi.
Bu eğitimsiz ama çalışkan adam; tali atar damar çatladığında kanın kabarmasıyla meydana gelen şişlik durumunda, ana damarı sıktı, bağladı. Ondan önce hiçbir uzman bunu yapmaya cesaret edemedi. O böylece hastanın yaşamını kurtardı.
Böylece damarların kendilerini genişletebildiği fikrinin bu güne gelmesini sağladı.
FİLİZ TOSYALI’NIN DİĞER ÇALIŞMALARI İÇİN: www.filiztosyali.com
