Kaçak yapılaşmayı özendiren imar affı düzenlemesi geri çekilmeli

YUSUF YAVUZ / AÇIK GAZETE – Her seçim öncesinde seçmene uzatılan imar affı havucu bir kez daha Meclisin gündeminde. Şehir Plancıları Odası konuyla ilgili yaptığı açıklamada kanun teklifinin geri çekilmesini istedi…
Kaçak yapılaşmayı teşvik eden imar affı düzenlemesi bir kez daha Meclisin gündeminde. ‘İmar Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’ adıyla TBMM gündemine sunulan kanun teklifi söylentisinin bile plan kararlarına aykırı ve kaçak yapılaşmayı tehdit ettiğini savunan Şehir Plancıları Odası, “Maalesef seçimler öncesinde bir gelenek haline gelen her İmar Affı düzenlemesinde olduğu gibi bu düzenlemenin de henüz yasalaşmamış olmasına rağmen, söylentisi bile birçok yerde kaçak yapılaşmanın başlamasına ve hızlanmasına yol açmıştır. Bu konuda yerel idarecilerin şikâyet ve tespitleri basın yayın organlarında yer almaya başlamıştır” açıklamasında bulunarak kanun teklifinin derhal geri çekilmesini talep etti.

KONUT FİYATLARI DA KAÇAK YAPILAŞMA DA UÇUŞA GEÇTİ

Türkiye’nin sahil kentleri başta olmak üzere ülke genelinde plansız ve kaçak yapılaşma hızlandı. Antalya’dan Mersin’e, Çanakkale’den İzmir’e, birçok kentin sahillerinde hız kesmeden süren inşaatlar 2023’ün yaz sezonuna yetiştirilmeye çalışılıyor. Bir yandan Rus akını, bir yandan yabancılara yönelik mülk satışının teşvik edilmesi konut fiyatlarını uçurdu. Antalya’da özellikle denize yakın bölgelerde 3 yıl önce 400-600 bin TL arasında değişen konut fiyatları bugün 4 ila 10 milyon TL arasındaki fiyatlardan satışa sunuluyor. Daha lüks konutların fiyatları ise konumuna ve özelliklerine göre 20 milyona kadar çıkıyor.

KENTLERDEN KIRSALA KAÇIŞ BAŞLADI

Kent merkezlerinde yükselen konut fiyatları orta ve dar gelirli kesimi daha iç bölgelere ve kırsala yöneltiyor. Bölgedeki belediyelerin meclis toplantılarının değişmeyen gündemi imar revizyonları ve kullanım değişikliği talepleri. Plansız ve kaçak yapılaşmaya da göz yumulan bu dönemde Meclis gündemine getirilen ve imar affı düzenlemesini de içeren kanun teklifi kaçak yapılaşmayı hızlandırıyor. Zeytinlikler, tarım arazileri ve köy yerleşimlerinde artan yapılaşma baskısı bir yandan üretim alanlarını tehdit ederken diğer yandan altyapıdan yoksun ve sağlıksız yerleşimlerin oluşmasına yol açıyor.

ŞEHİR PLANCILARI ODASI İMAR AFFI KONUSUNDA UYARDI

Konuyla ilgili yerel idarecilerin şikâyet ve tespitlerinin basında yer almaya başladığına değinen Şehir Plancıları Odası (ŞPO), Meclise sunulan kanun teklifinin geri çekilmesini talep etti. Söz konusu kanun teklifinin açık şekilde imar affı anlamına geldiğine işaret edilen Şehir Plancıları Odası’nın açıklamasında, şöyle denildi: “Maalesef seçimler öncesinde bir gelenek haline gelen her İmar Affı düzenlemesinde olduğu gibi bu düzenlemenin de henüz yasalaşmamış olmasına rağmen, söylentisi bile birçok yerde kaçak yapılaşmanın başlamasına ve hızlanmasına yol açmıştır. Önümüzdeki süreçte de plan kararlarına aykırı, kaçak yapılaşmayı özendirecek olan ve kamu arazilerinin kaybına sebep olabilecek inşa faaliyetlerinin artarak devam edeceği açıktır. Bu süreç açık şekilde Meslek Odamızın her imar affında olduğu gibi bu imar affındaki uyarılarının da haklılığını ortaya koymuştur. 

‘KANUN TEKLİFİ TÜM SİYASİ PARTİLERCE REDDEDİLMELİ’

Bu vesileyle tekraren TBMM`ye sunulan Kanun Değişikliği Teklifinin derhal geri çekilmesini; Genel Kurul’a geldiği takdirde toplumsal refahı gözeterek tüm siyasi parti temsilcileri tarafından reddedilmesini; ayrıca İmar Affı söylentisini fırsat bilip plan kararlarına aykırı, kamu arazilerinin talanına sebep olan yapılaşma faaliyetlerine yönelik ilgili tüm idareler tarafından hukuki süreçlerin başlatılmasını talep ediyoruz.”

HER SEÇİM ÖNCESİNDE İMAR AFFININ GÜNDEME GELMESİ GELENEK OLDU

Şehir Plancıları Odası’nın kanun teklifine ilişkin 18 Ekim 2022 tarihli değerlendirmesinde ise Türkiye’de seçimler öncesinde imar affının gündeme getirilmesinin bir gelenek halini aldığına işaret edilerek şu görüşlere yer verilmişti: “Bugüne kadar kent toprağı üzerinde kısa vadeli seçim kaygıları nedeniyle hayata geçirilen ‘imar afları’ sınırlı sayıda kişiye yönelik umut yaratırken, geniş kitlelerin uzun vadede yaşamlarını ise etik, ahlaki, fiziki ve ekonomik açıdan olumsuz şekilde etkilemektedir. Kısa vadeli, popülist seçim kaygıları üzerinden hayata geçirilen ‘imar afları’ neticesinde kentlerimizde yaşam kalitesi giderek bozulmaktadır. Kimi zaman da sürekli yinelenen imar afları nedeniyle mevzuata aykırı şekilde yapılmış yapılar, yaşanan doğa olaylarını birer afete dönüştürmekte ve yüzlerce vatandaşımızın ölümüne sebep olmakta, maddi ve manevi açıdan telafisi mümkün olmayan yıkımlar yaratmaktadır. Her imar affı sonrasında orman ve tarım alanlarımızla birlikte doğal karakteri, kültürel ve tarihi kimliği korunacak alanlarımız azalmakta ve zarar görmekte, kentlerimiz her geçen gün yaşaması daha zor alanlar haline dönüşmektedir.

EMEĞİYLE GEÇİNENLERİN ADALETE VE KANUNLARA GÜVENİ SARSILIYOR

Etik ve ahlaki açıdan değerlendirildiğinde ise imar afları toplumumuzda her geçen gün yıpratılan adalet duygusunun bir kez daha zedelenmesine sebep olmaktadır. Toplumumuzda yoksulluk artmış ve geniş kitleler artık açlıkla mücadele eder duruma gelmişken, imar aflarıyla bir avuç kesimin sebepsiz zenginleşmesinin önü açılmaktadır. Mevcut kanun ve yönetmeliklere aykırı şekilde yapı yapmış kitlelerin kamu arazileri üzerinde yarattıkları yıkım ve tahribat görmezden gelinmekte, zamanında hukuka aykırı tavır içerisinde bulunan kitleler açık şekilde ödüllendirilmektedir. Toplumumuzun yüksek bir oranı açlıkla mücadele ederken, yarattıkları hukuksuzluk karşısında belirli kesimlerin ödüllendirilmesi toplumumuzda kuşaklar boyunca devam edecek adaletsizlik duygusunun yerleşmesine sebep olmaktadır. Hayata geçirilen her imar affı, emeğiyle geçinen ve bugüne kadar kanun ve yönetmeliklere uygun şekilde hareket etmiş geniş toplum kesimlerinin adalete ve kanunlara olan güvenini sarsmaktadır.”

KANUN TEKLİFİ İMAR AFFI SÜRESİNİ 2022’YE KADAR UZATIYOR

Şehir Plancıları Odası’nın konuyla ilgili değerlendirmesinde kanun değişikliği teklifinin içeriğindeki çelişkilere de değiniliyor. Kanun teklifinde yapı kayıt belgesinin uygulanmasına yönelik tarihin 2022 yılı olarak teklif edildiğine dikkat çekilen açıklamada, şöyle denildi: “Görüleceği üzere kanun teklifiyle yapılan bir senelik farklılığa dayanarak imar affının süresinin 2022 yılına kadar uzatılmasına yönelik düzenleme,  açık şekilde aynı kanuna ilişkin TBMM’ye sunulan gerekçe ile çelişmektedir. Ayrıca mağduriyet yaşadığı iddia edilen vatandaş ve aile sayısı yüz binler ve binler gibi afaki rakamlarla ifade edilse de bu kanun teklifinin yaratacağı yıkımdan dolayı ülkemizde bugüne kadar usulüne uygun şekilde mülk edinmiş ve emeğiyle geçinen milyonların gündelik yaşamlarında ve toplumsal adalet duygusunda yıkım yaratacağı kesindir.

YASAYA UYANLARI MAĞDUR EDEN DÜZENLEME

Afetler ülkesi gerçeği göz ardı edilerek fen ve sağlık kurallarına uymayan, imar planlarına aykırı sağlıklı olmayan yapılarla birlikte güçlendirme dahi yapılmamış yapıların yasallaştırılması, olası bir depremde ülkemizi yeniden geri dönülemez hasarlarla karşı karşıya bırakacaktır. Bu değişiklikle, TOGO Kuleleri gibi Mahkeme kararlarına rağmen hukuk tanımaz bir biçimde ve aleni olarak mevzuata aykırı bir şekilde inşa edilen yapıların tamamı aklanmakta, planlara ve İmar mevzuatına uymayanlar ödüllendirilmektedir. Bu durum başlı başına planlı kentleşme politikasının altını oyan ve toplumda mevzuata, yasalara uygun hareket eden yurttaşları mağdur eden bir sonuç yaratmaktadır. Sonuç itibariyle imar aflarının, özünde kamusal alanların yağmalanması anlamına geldiği, geçmişte hukuka aykırı şekilde yapılmış yapıların affedilmesiyle hem kentsel yaşamın kalitesinde düşüş yaşandığı, hem de doğal afetlerde yüreklerimizi yakan can ve mal kayıplarını artıran sonuçlar yarattığı ortadadır.”

2644560cookie-checkKaçak yapılaşmayı özendiren imar affı düzenlemesi geri çekilmeli
Önceki haberMısır, Türkiye ile normalleşme sürecini askıya aldı!
Sonraki haberÜnsal Ban hakkında 14; Sedat Peker hakkında 10 yıl hapis istemi
YUSUF YAVUZ
YUSUF YAVUZ (GAZETECİ-YAZAR) Isparta, Sütçüler'de doğdu. 1990’da edebiyatla ilgilenmeye başladı. Deneme ve inceleme tarzındaki ilk yazıları 1996 yılında 'Atatürkçü Ses' Dergisi’nde yayımlandı. Aynı yıl yerel ölçekte yayın yapan kanallarda 'Dönence' başlıklı radyo ve televizyon programları hazırlayıp sundu. 1999 yılında Antalya'da kurulan Müdafaa-i Hukuk Dergisi’nde yazmaya başladı. 2001’de Gazete Müdafaa-i Hukuk’ta Muhabir-Temsilci olarak görev aldı. Daha sonra adı 'Yeniden Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk' olan dergiyle bağını temsilci-yazar olarak sürdürdü. 2001-2007 yılları arasında Kaş Kitap Şenliğini organize ederek başta çocuklar ve gençler olmak üzere yöre insanının kültür, sanat ve edebiyat çevreleriyle buluşmasını sağladı. 2005 yılında Muğla ve Antalya arasındaki sahil bandında yaşanan yabancılara toprak satışına ilişkin yaptığı araştırmalar önemli etkiler yarattı. Deneme, inceleme, röportaj, düz yazı, haber ve yorumları; Cumhuriyet Akdeniz, Odatv, Yeni Harman, Edebiyat ve Eleştiri, Yolculuk, Evrensel, Atlas, Magma, Aydınlık, Birgün, Açık Gazete gibi dergi ve gazetelerde yayımlandı. Antalya merkezli VTV Televizyonunda, Pelin Gel Ağan'la birlikte 'İki Ağaç İçin' adıyla 16 bölümden oluşan bir program hazırlayıp ve sundu. Kanal V Televizyonunda, Biyomühendis Çağlar İnce ile birlikte, Yörük kültürünü ve tarihsel köklerini ele alan 'Islak Çarıklar' adlı belgesel haber programı hazırlayıp sundu. Araştırma yazılarından bazıları, 'Yer Bize Çimen Verdi' ve 'Darağacına Takılan Düşler' adıyla belgesel filmlere de konu olan Yavuz, şu sıralar 'Islak Çarıklar' adlı bir belgesel haber programı için çalışmalarını sürdürüyor. Ağırlıklı olarak arkeoloji, çevre, kentsel dönüşüm ve tarım konularını ele alan çalışmalar yapmayı yazılı ve görsel medyada sürdüren Yavuz, yıkım politikalarıyla tarımdan hayvancılığa, kültürden mimariye kırsal yaşamın dönüşümünü ele alan araştırma yazılarıyla tanınıyor. Ziraat Mühendisleri Odası Basın Ödülü, Çağdaş Gazeteciler Derneği Belgesel ödülü, Türkiye Ziraatçılar Derneği Tarım ödülü, Kubaba Derneği kültür hizmeti ödülü'nün yanı sıra Türkiye Ormancılar Derneği gibi çeşitli meslek odası, kurum ve kuruluşlar tarafından ödüle layık görülen Gazeteci Yusuf Yavuz, Likya'dan Teke yöresine uzanan coğrafyadaki su kültürüne ilişkin uluslararası bir sanat projesinin de danışmanlığını ve metin yazarlığını üstleniyor.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.