‘Kadınlarımızın hepsi türbanlı olmalı’

düşürecek düşünceleri, ülkemizin tüm sorunlarının çözümü için bu kaçınılmaz.


Ne Hamas lideri Beşal’ın, selamsız sabahsız ve izinsiz Türkiye’ye gelmiş olması, ne Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın oğlunun üretmekte olduğu pastörize yumurtaların KDV’sinin yüzde 18 ‘den yüzde 8 inmesi, ne Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Mersinli çiftçi Kemal Öncel’e  “ lan terbiyesizlik etme” biçiminde argo sözcükle hitap etmesi ve ne de küçük partilerin dışındaki siyasi liderlerin, açıkladıkları mal varlıklarına göre önemli servet sahibi olmalarının ortaya çıkması, ülkede 10 milyonu aşan işsizin olması, 20 milyon insanımızın yoksul olarak yaşaması, 990 bin yurttaşımızın günde bir ekmek dahi alacak gelirden bile yoksul bulunduğu için  akşamları aç yatması… Türk halkını inanın hiç mi hiç ilgilendirmiyor.


Peki ne ilgilendiriyor?
Halkımızın varsa yoksa birincil önemli sorunu TÜRBAN!
Nereden çıkardın bunu, diyeceksiniz.


Türban konulu yazmış olduğumuz köşe yazılarından sonra, posta kutumuza gelen maillerden…


Ülkede neredeyse herkes, kafasın türbana takmış!
Kadınlarımız, her mekanda istisnasız hepsi başını örterse, yani türban takarsa  Ülkemizin kısa sürede kalkınmış ülkeler sıralamasında önlerde olacağını çok rahatlıkla söyleyebiliriz.


Çünkü başı örtülü hanımlarla evli bulunan ya da böyle bir evlilik düşleyen türban savunucusu bekar erkeklerin ve kadınlarımızın pek çoğunun “beyinsel uğraşısı”; Türkiye’deki bütün kadınların türban takması, nasıl mümkün olabilir yönünde!
Ülke genelinde ki, düşünce ve enerjimizin büyük bölümü, bu yönde tüketiliyor.


Türbanı savunmakla birlikte, seviyeli ve konuya sosyolojik anlamda mantıklı ve itidalli bakan saygıdeğer okurlarımızın yanında, türban savunuculuğunun fanatizmine kendisini kaptırmış fevri yapılı olduğu anlaşılan okurlarımızdan da üslubu ağır mailler aldık.


İşte gelen maillerden biri:


“Bu ülkede başörtüsünün serbest olduğu dönemler de vardı.
Soruyorum size sizin gibi korkakların her zaman yaygarasını kopardığı gibi ‘Cumhuriyet elden gitti mi?’
Giysisi yüzünden birileri rencide edildi mi?
Çağdaşlık elden gitti mi?
Sen ve senin gibiler yobaz mı oldunuz başörtüsü serbest kaldı da?
Aydınsan, çağdaşsan Amerika’da da aydınsındır, Afrika’da da.
Üstüne giydiğinle değildir aydın olmak, çağdaş olmak.
İyi ki bu zamanda yaşıyorsun.
Kurtuluş mücadelemiz zamanında yaşasaydın korkundan, örtüsüyle mermileri korumaya çalışan ananın eteği altında saklanırdın herhalde! “


Maili gönderen, kendisinin bilgisayar mühendisi olduğunu belirten bir okurumuz.
Üslup ve yaklaşım, tahsili ile bağdaşmayan bir tarz!
Sevgili okurumuz bizim görüşlerimize katılmayabilir, düşüncelerimizden ötürü değerlendirmelerimizi yanlış bulabilir. Saygımız var. Ancak, sütre gerisindeki gizliliğin vermiş olduğu avantajla, anamızı konuya karıştırmasının bir gereği var mı?


Anaların başında ki örtüyü savunmaya çalışırken, anaları konu ederek kendiniz gibi düşünmeyenlere “analı” üslupla saldırmanın, mesleğinizin ve tahsilinizin saygınlığı ve almış olduğunuz kültürün nezaketi ile bağdaşır mı sayın okurum?


Okurumuzun şahsına göndermiş olduğumuz mailimizde de belirttiğimiz gibi, olaya düşünce bazında, böylesine hakaretamiz tepki gösterilirse, türbanı savunmak anlamında ki düşünceleri, günü gelirse eylemle savunmaya kalkıldığında, olacakları demek ki siz düşünün!


ABD ve AB’nin, ülkemizi bölüp parçalamak konusunda ki düşünce ve planlarının açıkça bilinir duruma geldiği bir Türkiye coğrafyasında, ülke için bu yönde ki  asıl tehlikeyi görememenin  aymazlık ve talihsizliğinin yaşandığı bir dönemde, hala “TÜRBAN” gibi “çok önemli” bir konuya kafamızı takarak, kadınlarımız başını örttüğünde, ülkede her şeyin düzeleceğini düşünmenin ve savunmanın ve de bu yönde bütün enerjimizi harcamamızın mantığını anlayabilmek olanaklı değil.!


Yazımızın başında da belirttiğimiz gibi, anlaşıldı ki; ülkemizin tek ve en önemli sorunu kadınlarımızda dinsel simge olan “türban” la her yere serbestçe girebilmeleri!
İşsizlikmiş, fakirlikmiş, açlıkmış, yoksullukmuş, gelir dağılımda ki adaletsizlikmiş, yolsuzluklarmış, siyasetçilerin akıl almaz servetleriymiş… Geçin bunları, bunlar sorun mu?


Kadınlarımız devlet dairelerine, kamusal alanlara, üniversitelere ve yasaların yasakladığı her yere türbanlarıyla girebilsinler, bakın bakalım ülke o zaman nasıl güllük gülüstanlık olacak(!)


Sonuç olarak
Tekrar belirtiyoruz. Özel yaşamında, özellikli devlet görevi sorumluluğu taşımayan, isteyen herkes türbanını, yasaların yasaklamadığı her yerde özgürce takabilir. Buna kimsenin bir şey söylediği yok. İnançlara ve düşüncelere, toplum kurallarına, yasalara aykırı olmadığı sürece saygılıyız. 


 toplumun ve halkımızın “sembolu” gerekçesiyle savunmaya dayatmaya kalkmasın!


Yolumuz Ulu önder, büyük kurtarıcı Atatürk’ün yoludur.
Kimse alternatifini aklına getirmesin!


[email protected] 

687230cookie-check‘Kadınlarımızın hepsi türbanlı olmalı’

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.