Öpüşmek siyasetin ruhunda vardır, sexüel bir atraksiyon babında addedilmemekle beraber, siyasette herkesin birbirini, yakaladığı yerde öpmesi, sık görülen Freudian bir oto-davranış biçimidir. Özellikle masturbasyonel tatminler açısından oldukça sulak olan topraklarda, polenlerin serbest dolaşımının yoğun olduğu alanlarda oluşagelen tacizkar döllenme güdüsü gereği, sübyanlarla yaşlı amcalar tarafından gerçekleştirtilen 50-60 yaş fark içeren topu yaş evliliklerde, amcaların hayvani güdülerinin yanısıra bizzat kendilerinin de ne kadar hayvan olduklarına dair deliller tesbit edilmiştir.
Çocuk gelinlerin bu hayvanlardan ve kendi familyalarından kurtarılması konusu toplumun kanayan bir yarası olarak düğün derneklerle 40 gün kırk gece yine bizzat toplum tarafından kutlanır… “E napacan, kutluyacan, mecbuuur, onlar da haklııı…“ diyenlerin birbirleriyle sidik yarıştırıp, “en küçük gelini aileye ırgat olarak kim kazandıracak?“ müsabakasına teşne olmaları vakai adiyeden sayılır ve çok adi bir vakadır.
Si-yasi’lerin akılları kıçlarına kaçmış işbu zihinsel özürleri nedeniyle; Van’da üşüyenlerin üstünü örtmeyenlerle, stadın üstünü örtmeyenler aynı kafadır. AVM yapmayı ülkeye yatırım sanan, toplu taşıma diye, sağ şeride tramvay rayı yaptığı için toplu taşıma otobüsleri yanaşamadığından ana arter üstünde durup, yolcuyu tramvayın önüne indirip, tramvay raylarından hayati bir riskle geçirten de aynı kafadır.
Yereliyle, geneliyle sırf yapmış olmak için yapmak psikolojisindedirler muktedir siyasiler… de ne yaptıkları aylarca tartışılabilir.
Ya Allah metoduyla yola çıkarlar, islim arkadan gele, sonu Allahın izniyle rast gele mantığıyla, adını yatırım koydukları içi boş işlere savururlar bol paralarını… İşlerliksiz bisiklet yolu yapıp bisikletten başka her şeyin kullanıldığı o ayrılmış kulvarı, oraya park ederek veya dükkanına mal indirerek ihlal edenlere karşı, hayati tehlike arzettikleri halde, hiçbir müeyyide uygulayamayan, ya da körler için yürüme yolu yapıp, şantiyeyle o yolu bile tıkayan kör dimağlar hep aynı kafada çöreklenmişlerdir.
Körfez köprüsü yapacam diye günde 1700 kg patlayıcıyı Yalova köylerinde, tepelerinde gümbür gümbür patlatıp, taşocaklarıyla yeşili yok eden, tarımı, hayvancılığı, yaşam alanlarını bitiren, otoyollarda dinamit yüklü araçları yoğun trafiğin içinde büyük riskleri göze alarak, hatta farkında bile olmadan seyrettiren de aynı kafadır.
Atatürk’ün ev yaparken dal kestirmeyerek dünyaya çevrecilik mesajı verdiği müze evin bahçesindeki kavakları çit çekmek için kestirmek de aynı kafanın planıdır. Termal’i termal yapan sıcak suyu birilerine peşkeş çekmek için, 12 km boruyla şehre taşırken 20 derece soğuyacağını hesap etmediği gibi, kaynağının debisini de kurutup turistik çekim alanı olmaktan çıkaran aynı kafadır…
Daha sayayım mı? Yoksa başka yazılara mı bıraksam gerisini…
