Kansere çare bulan insanoğlu aptallığa da bulacak

Sözde Ermeni Soykırımının yıldönümünde Rum siyasi partiler mesaj yayımlamış.
Ermenileri yok etmişiz, onu kınamışlar! DİSİ aklınca yorum yapmış: “Türkiye’nin Ermeni soykırımını tanınması, Türkiye’nin AB’ye katılım sürecindeki yükümlülüklerinin bir parçasıdır.”
AKEL “Türkiye’nin Ermeni halkı karşısındaki soykırım suçunu kabul etmeye itiraz etmesinin, sadece mağdurların anısına değil, tüm insanlığa yönelik bir meydan okuma olduğunu” ileri sürmüş!
Düşmanımın düşmanı benim dostumdur sözünü en güzel yansıtan DİKO ise, “Kıbrıs Helenizm’inin de Türk barbarlığının kurbanı olduğunu; Kıbrıs Helenizm’inin Ermeni halkıyla birlikte, haklarının iyileştirilmesi ve Türkiye’nin kınaması için mücadele etmekte olduğu” safsatasını atmış ortaya.
Rum Ekologlar ve Çevreciler Hareketi de Ermeni soykırımının tanınmasının, Türkiye için bir Avrupa yükümlülüğü haline gelmesi gerektiğini önermiş kendince.
Bunda şaşıracak bir şey yok elbet. Dogma asla değişmeyeceği kabul edilen mutlak değer olarak tanımlandığına göre Helen’i bu konuda yargılamak ne derece doğru tartışılır. Orta Çağ Hıristiyan kültürünü besleyen Helen kültürü marabaları 1915 bahane edilerek açılan kapıdan içeri süzülüp, müzakerelerde kendine bir alan arayacaktır elbet.
Arasınlar. Dolaylı kızıştırmalar yapsınlar. Fransa’nın kulaklarını çınlatsınlar. “Bu sizin Avrupa yükümlülüğünüz” desinler bir karış boylarıyla. 1915’de olduğu iddia edilen bir olaydan Türkiye Cumhuriyetini sorumlu tutup, kendilerine pay çıkarsınlar!

***

Hatırlatalım; Osmanlının tartışılmayacak tek özelliği egemenliği altına aldığı diğer devletlerde yaşayan insanların ne diline ne de dinine karışmamasıydı. Yani Türkler tarihin hiç bir döneminde emperyalist amaçlar gütmedi. Şu da bir gerçek ki, eğer Osmanlı isteseydi o dönemdeki diğer ulusları Türkleştirip Müslümanlaştırabilirdi. Durum böyleyken tehcirle soykırımı birbirine karıştırmak abes, abes olduğu kadarda komik.
Niye mi tehcir; Tehcir olması gerekendi. Zira, Osmanlı birçok cephede savaşırken, Ermeniler doğuda Ruslarla birlikte Türklere saldırarak akıl almaz katliamlarda bulunuyorlardı. Zeytun’da başlayan ayaklanma, Kayseri, Bitlis, Erzurum, Diyarbakır, Sivas, Trabzon, Ankara, Van, İzmit, İzmir gibi şehirlerde devam etti. Osmanlı İmparatorluğu bu katliamların ve ayaklanmaların önüne geçebilmek için ve daha fazla kan dökülmemesi düşüncesiyle 24 Nisan 1915’de çeşitli şehirlerdeki Ermenileri tutuklama kararı aldı. 27 Mayıs 1915’te de Sevk ve İskan Kanunu’na göre özellikle doğudaki Ermeniler Osmanlı İmparatorluğu’nun yine toprakları olan Irak, Suriye ve Lübnan gibi şehirlere göç ettirilmesi kararlaştırıldı.
O dönem yapılması gereken yapılmıştı. Dolayısıyla bunun soykırım olarak nitelendirilip Türk halkının altına kara leke gibi sürülmeye kalkılması yukarıda da söylediğim gibi komik bir iddia.
Bunu Avrupa’da, Rumlarda gayet iyi biliyor ama bu malzemeyi biraz daha kullanmalarına ses etmeyelim. Nasıl olsa bir gün kansere çare bulan insanoğlu aptallığa da çare bulacak!

1620450cookie-checkKansere çare bulan insanoğlu aptallığa da bulacak

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.