Kanserin yedi belirtisi!

BozcaDer’in Kuzey Londra’daki merkezinde gerçekleşen ve 200’ü aşkın konuğun katıldığı 4 saatten fazla süren seminerde, konuşmacılar , Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Özgür Özyılkan, Fulya Acıbadem Hastanesinden Uzm. Dr. Meral Akbıyık ve AMATEM Kliniğinden Doç. Dr. Rabia Bilici’nin uzmanlık alanlarıyla ilgili anlattıkları ilgiyle dinlendi.

Seminere, Türk kökenli politikacılar Haringey Belediyesi Başkan Yardımcısı Eczacı Ali Gül Özbek, belediye meclis üyeleri Yasemin Brett, Ahmet Karahasan, Suna Hurman, Haydar Ulus, Nesimi Erbil, Güney Doğan ve Ersin Çelebi ile TFUK Başkanı Zeren Safa, Çanakkale Anma Platformu Başkanı Servet Hassan, MUSIAD Başkanı Uğur Yılmaz, İngiltere Kanser Hastalarına Yardım Derneği Başkanı Ayla Derya ve çok sayıda sivil toplum kuruluşu yöneticisi de katıldı. Seminerde, ITSEB Başkanı Dr. Ali Demirbağ, Turkish Forum UK Yönetim Kurulu üyesi Nazif Akpınar, Bozca-Der Başkanı İrfan Sağır konuklara “hoşgeldiniz” diyerek, seminerin konusunun önemine dikkati çektiler.

Ücretsiz düzenlenen seminerin ilk konuşmacısı Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları eğitim ve Araştırma Hastanesi, AMATEM Kliniğinde çalışmakta olan Psikiyatrist Doç. Dr. Rabia Bilici , Uyuşturucu Madde Bağımlılığını oluşturan faktörlerin ve hastalığın tedavisi ile ilgili Aile ve bağımlı ilişkisi üzerine konuştu.

Bağımlılık Oluşmasında Etkili Faktörler ve Gençlerde Madde Kullanımı

Doç. Dr. Rabia Bilici, “Bağımlılığı” kronik ve tekrarlayıcı bir beyin hastalığı olduğunu belirterek, “ Bağımlılık bir anda ortaya çıkmadığı gibi tedavisi için de zaman gerektiğini belirterek, şöyle devam etti;

“Bebek doğduğunda annesi veya ona bakım veren kişi ile diğerlerinden farklı bir ilişki kurar. Anne veya bakım veren kişi bebeğin rahatladığı ve güvende hissettiği bir üstür. Bebek güvenli bir ilişki kurmuşsa bu duyguyu geneller ve sosyal hayata yöneltebilir. Kısacası çocukların aile içindeki ilk ilişkileri daha sonra kuracakları ilişkilerin ilk temellerini oluşturur. Ebeveynler ve çocuk arasında kurulmuş olan güçlü bağlar birçok zorluk karşısında çocuğu korumaya yardımcı olacaktır. Anne ve babalar çocuklarına iyi model olarak, kurallar koyma konusunda tutarlılık göstererek çocukları üzerinde olumlu etkilere yol açarlar. Çocukların yaşlarına uygun şekilde sorumluluk almaları, gerekli durumlarda ‘hayır’ diyebilmeleri konusunda cesaretlendirilmeleri gerekir. Düzenli beslenme ve spor faaliyetleri ile ilgili çocukların desteklenmeleri sağlıklı yaşama alışkanlığı edinmelerini kolaylaştırır. Çocukluk yıllarını sağlıklı geçirmiş olanlarda dahi ergenlik dönemi birçok riskli davranışın sergilenebileceği bir dönemdir. Bu dönemin özelliklerinin ailelerce bilinmesi, davranış değişikliklerine karşı ailelerin duyarlı olmaları önemlidir. Bağımlılık oluşmasında tek neden şüphesiz aile ilişkileri olamaz. Maddenin kolay ulaşılabilir olması, merak, farklı görünme çabası, arkadaş grubuna uyum sağlamaya çalışmak da önemli diğer nedenler arasındadır. “

Fulya Acıbadem Hastanesinde Uzman Dr. Meral Akbıyık kumar ve Aile İçi Şiddet Başlıklı konuşmasında Londra’da toplumumuzu yakından ilgilendiren önemli konuda konuştu.

Kumar oynama bozukluğu ve ilişkilere etkisi

Dr. Meral Akbıyık, “Kumar oynama” bozukluğunun kişinin öncelikle davranışları üzerindeki kontrolünü yitirmesi ile başlayan ve devamında Alkol ve madde kullanımı ile çok önemli benzerlikler gösteren bir davranışsal bağımlılık türü olduğunu belirtti ve şöyle devam etti;

“Kişi beklediği heyecanı duymak için giderek artan miktarlarda para kullanma gereği duyar veya sorunlardan uzaklaşmak için kumar oynamaya devam eder. Kayıplar devam ettikçe gerçek algısındaki değişiklikle beraber kaybettiklerini geri almayı umarak davranış sürdürülür. Davranışsal değişiklikler kişinin gerekli parayı sağlamak için yalan söyleme veya yasadışı girişimlerde bulunma ile sonuçlanır. Kişi hayattaki sorumluluklarını yerine getirmediği gibi giderek sinirli ve gergin olur, özellikle yakın ilişkileri bozulur.
Kumar oynama bozukluğu olan kişilere yardım edebilmek için kişinin değişime hazır olması gerekir. Bu hazırlık evresinde kişiye yardım etmek için yüzleştirici olmak yerine yargılayıcı olmayan bir tavır takınmak daha fazla fayda sağlayacaktır. Tedavide ilaç ve psikoterapiler kullanılmaktadır.”

Seminerin son konuşmacısı ise Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi, Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Özgür Özyılkan oldu ve “Erken tanı hayat kurtarırı ” başlıklı konuşmasıyla Kanserde Erken Tanının Önemini yaşamdaki bazı alışkanlık değişimi ile risklerin nasıl azaltılacağını anlattı.

Erken Tanı Hayat Kurtarır

Prof. Özgür Özyılkan, kanseri , vücudu oluşturan hücrelerin kontrolsüz ve anormal şekilde çoğalmaları sonucunda ortaya çıkan bir hastalık olarak tanımladı ve kanserin ortaya çıkmasında etken olan faktörleri ;”- sigara, radyasyon (aşırı dozda röntgen ışınına maruz kalma), çevre kirliliği, kimyasal karsinojenler (katran, benzen, boya maddeleri, asbest, …), bazı virüsler (Human papiloma virusu gibi) ve kötü beslenme alışkanlığı” olarak tanımladı.

Kanserin yedi belirtisi

Prof. Özgür Özyılkan, Kanserin yedi belirtisini ; ses kısıklığı ve öksürük, meme veya vücudun herhangi bir yerinde şişlik ve sertlikler, normal dışı kanama ve akıntılar, yutma güçlüğü ve hazımsızlık, idrar yapma ve dışkılama alışkanlıklarındaki değişiklikler, vücudun herhangi bir yerinde iyileşmeyen yara, ben ve siğillerde görülen renk değişikliği, büyüme ve kanama gibi değişiklikler olarak açıkladı.
Kanserin korunulabilen ve erken tanı konduğunda tedavi edilebilen bir hastalık olduğunu kaydeden Prof. Özgür Özyılkan, şöyle devam etti;

“Kanserden korunmak demek, kanser yapıcı nedenlerden uzak durmaktır. İleri evrelerde tedavi başarısının yetersiz kalması nedeniyle, kanser yapıcı etkenlerden korunma ve hastalığın erken tanısı önemlidir Sigara kullanmamak, dengeli ve yeterli beslenmek, lifli besinler tüketmek önerilebilir. İdeal kilomuzu korumak, alkol kullanmamak, yazın güneşin dik geldiği saatlerde güneş ışınlarından korunmak ve sağlıklı cinsel yaşam sayılabilen diğer yapılacaklardır…

Kadınlarda en sık görülen kanser, meme kanseri türüdür. Erken tanısı mümkündür. Erken tanı: 20 yaşından sonra düzenli meme muayenesi (Meme muayenesi: Her ay kadınlara kendi kendine ve yılda bir kez de hekim tarafından meme muayene kontrolu önerilmektediğr. Ayrıca 40 yaş üzeri yılda bir kez mamografi de unutulmamalıdır.

Akciğer kanserinde sigaradan uzak durmak en önemli korunma yöntemidir.

Diğer önemli korunulabilecek kanser, rahim ağzı (serviks) kanseri Human Papilloma Virüs (HPV) ile çok yakından ilişkili bir kanserdir. Rahim ağzı kanserlerinin neredeyse tamamında bu virüs saptanmaktadır. Ayrıca bazı baş boyun kanserlerine de sebep olur. HPV virüsü cinsel temasla insanlar arasında geçer. Bu virusa karşı geliştirlen aşının amacı ise bu geçişi önlemek ve bu sayede olabilecek kanserleri önlemektir. Kız çocuklarına ve kadınlara ikili, dörtlü ve dokuzlu aşı 11 – 26 yaş arasında cinsel temas öncesi önerilmektedir. Erkeklere ise 11 yaşından başlayarak dörtlü (quadrivalan) veya dokuzlu (nanovalan) aşı uygulanması önerilmektedir.

Kanser, ilerledikçe tedavisi güçleşen bir hastalıktır. Bu nedenle kanserde erken teşhis ve tedavinin önemi çok fazladır. ‘Kanserden Korkma, Geç Kalmaktan Kork!’ sloganı unutulmamalıdır. “


FOTOĞRAF; Kıbrıs asıllı Prof. Özgür Özyılkan’dan “ Kanser” konuşması

856020cookie-checkKanserin yedi belirtisi!

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.