Kasaba Romanlarının Ustasından Yeni Roman

Serdar Müteferrika Serhatlı – Türk Edebiyatında ¨kasaba romancılığı¨ öteden beri köy ile şehir arasına sıkışıp kalmıştır.

Hiç yok değil, fakat saysanız hepi topu bir elin parmakları kadardır.

Özellikle bizdeki edebiyatın Köycülük ve Şehircilik arasındaki bölünmüşlüğünde Kasabaların nerede ele alınacağına ait bir boşluk yaratmış olduğu gözleniyor.

Bu anlamıyla Fakir Baykurt ile Orhan Kemal’in arasındaki taşra coğrafyası gözden uzak kalıyor.

Köy ağasının kasabaya gidip alışveriş yapması, şehirlinin kasabaya gelip ¨Aaa.. Ne güzelmiş!¨ demesi arasında salından bir boşluk.

Bu boşluğu çağdaş yazarlarımız arasında dolduranlar sanki utana sıkıla bir mahcubiyet içinde eserlerini nereye koyacaklarını bilmez görünürler. 

Oysa ülkenin 81 Vilayetine bağlı toplam 922 kasabasında, yeni dilde tekrarlarsak ilçede, ne çok şey yaşanıyor; bunlar anlatılmaya hiç değmez mi!

 Ne var ki, o kadar da ümitsiz olmayalım, günümüz yazarları arasında Trakya kasabalarını avcu içi gibi bilen ve yazan Ferhat Uludere’yi, kahramanları Biga’nın kaldırımlarında dolaşan romanlarıyla Mahmut Şenol’u ve nihayet Bartın-Amasra mevkisindeki kasaba hikâyeleriyle kitaplarını bize ulaştıran Mustafa Şahin’i hemen bir çırpıda buraya ekleyelim. 

Hiç kuşkusuz bu isimlerden oluşmuyor taşra kasaba edebiyatına yönelen yazarlarımız; fazlası var elbette. Biraz eskiye de bakarsak, İlhan Tarus’un şimdi H2O Kitap tarafından yeni baskıları yapılan eserleri arasındaki ¨Kasabanın Ruhu¨ adlı romanına kadar uzanan birçoğundan söz etmek de mümkün; bütün bütün boş bırakılmış sayılmaz.

Mustafa Şahin’in kaleminden çıkan son romanı ¨Kör Nefret¨ yakın zamanlarda Edisyon Yayınevi tarafından hazırlanıp matbaaya, oradan da okurlarına ulaştı. 

Hatırlanacaktır, Bartınlı yazarımızın  ilk eseri olan ¨Kasabanın Laneti¨ Türk yayıncılığının önemli kuruluşlarından Ayrıntı Yayınları’nda, daha sonraki romanı ¨Kasımveresiye¨ titiz yayıncılığıyla tanınan Önder Yetişen’in bir vakitler muhteşem kitaplar sunduğu Tefrika Yayınları’nda belirdi. Şimdi üçüncü romanı Kör Nefret ile yeni bir yayınevinde, Edisyon Kitap’ta göz dolduran bir yer işgal ediyor.

Şahin’in gözlemciliği bütün romanlarında ve diğer yazılarında, sadece kasaba sokaklarında kalmayacak biçimdedir; şehir ile köy arasında mekik dokur satırları. 

Günümüzün sayfa doldurmayı seven bol kepçe yazarları gibi sırtını bütün bütün taşraya dönmüş değildir. AVM’lerde dolaşıp, ¨Falanca markayı giydik, filanca yerde latte’mizi içtik, akşam barda buluştuk!¨ gibi çiğ, hissiyatı olmayan, günce tarzı yazılara ait satırlar onda okunmaz. 

¨123¨ sayfada bir kasabayı size bütün saflığıyla anlatır; ben bu yönüyle onun yazarlığını Gabriel Garcia Marquez’in fantastik realist tarzına benzetirim. Türkiye’nin Marquez’tik yazarıdır. Zaten uzatsanız fuzuli lakırdılarla dolar roman; Şahin Bey bunu iyi bilir, o yüzden okurunu lüzumsuz yere oyalamaz.

Roman,  bir kasabanın ileri gelen zadegânlarından birisi, köylülüğünü sürdüren eşraf zümresinden Tevfik Bey ile İstanbul’a gidip bir süre kaldıktan sonra geriye servetle dönen Akbaş Hüsnü Beyin hayatlarını kaplamış bir kadim çekişmenin, nizânın, didişmenin ve tabii Kör Nefret’in romanıdır. 

İkisi arasındaki bu, belki de elli yıllık çekişmenin nedeni, tahmin edileceği gibi ne mülkiyet kavgası ne borç alacak meselesi, ne siyaset ne ailevi kan davası, ne o ne de budur; geriye kala kala ne kalırsa işte odur: Arada bir kadın meselesi vardır. 

Kasabanın eskiden meşhur ve yanına desturla yanaşılan orospularından birinin neseb-i sahih (Babası belli olmayan; yahu şunun adı PİÇ, apaçık söylesene Müteferrika Bey, diyorsunuz, duyuyorum!) kızı Pembe’nin çevresinde gelişen bir hikâyesi var romanın. Haliyle Pembe de, azıcık büyür büyümez anasının mesleğinde şöhret yapacaktır. İşte kasabanın ileri gelen iki ismi arasındaki bitmez ve anlamsız kavga Pembe’ye kimin sahip olacağı üzerinedir. Pembe’ye nikâh kıyıp evinde oturtmak isteyen kim olacaktır; oturursa tabii… 

Bu kavga ailelerin huzurunu kaçırır, şuncacık ömürlerinde ağız tadı nedir bilemezler. Tevfik Bey, yaşı ilerlemiş olmasına rağmen arada bir eski motosikleti BMW’nin selesini taktırıp onunla gezmeye de meraklıdır, orman ürünlerini kesip biçen hızarların sesi ve çıkan tozuyla kereste işi yaptıkları yerlere yaşını başını almışlığına aldırmadan gider gelir. 

Siyaseten de bölünmüştür iki düşman; Tevfik Bey sıkısından Halkçı, İsmet Paşa’cıdır, ötekisi neo-liberal politikalarıyla bilinen Özal döneminin takipçisi. Böylece anlarız ki romanın bu düşmanlığına ait son sahneleri 1980 Cuntası sonrası dönemdir; Özalcı dönem…

Bir sabah Tevfik Bey camiden geldiğini zannetmiş olduğu bir sesle uyanır; bunu, ötekinin ne zamandır ümitle beklediği sâlası zannederek apar topar yerinden fırlar, yel yepelek işin aslını öğrenmek için sokağa çıkar. Akbaş Hüsnü bir ölse, ölmek ne kelime şöyle çarşafları tırmıklaya tırmıklaya bir ¨geberse¨ rahat ve huzur içinde kendi ölümüne hazırlık edecektir.

Böyle başlayan roman, geçmişe dönük hatıraların ele alınmasıyla her iki ailenin hikâyesi oluveriyor ve bir çırpıda sona geliniyor. Ne olduğunu söylersek, ¨Filmin sonunu söyleme de gidip izleyeyim!¨ diyen meraklısı gibi sizleri rahatsız bırakmış oluruz. Nİhayetinde düello falan yok, çok farklı bir şey var; bizden söylemesi…

Bizden söylemesi olan öteki şey ise, titiz bir çalışma yapmaya özendiği belli olan Edisyon’un editör ve düzeltmenlerinin, hatta son okumayı yapanların gözünden kaçan pek çok imla hatasının sayfalarda yer almasıdır, ki hiç kuşkusuz ne yazar ne de yayıncı bundan hoşnut olmaz. Gelgelelim sanat eseri de kusursuz olmaz, orasından burasından ortaya çapakların çıktığı da olur. 

Fakat daha önemlisi bir romanın hatta genellemeyle tüm kitapların kapaklarında o büyüleyici, okuru içine davet eden, kapağı böyleyse içinde kim bilir kimler ne söyleyecek diye meraklandıran o KAPAK, ah işte o KAPAK bu romanda bulunmaz. 

¨Zarfa değil mazrufa bak¨, demeyiniz, zarf da önemlidir.

Umarım ki bundan sonraki baskılarında romanın ruhuna uygun, biraz da Marquezvâri bir kapağı yayınevi akıl eder.

_______________

¨Kör Nefret¨
Mustafa Şahin
Edisyon Yayınları, 2022
123 Sayfa

2643610cookie-checkKasaba Romanlarının Ustasından Yeni Roman

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.