Kaş’ta 7’nci buluşma’nın ardından

22-29 Ekim tarihleri arasında bu yıl  yedincisini  gerçekleştirdiğimiz Kaş Kitap Şenliği, uzun soluklu ve yoğun bir programın ardından sona erdi. Düşten gerçeğe diyoruz, çünkü şenliğin ilk gününde Kaş Çerçiler Atatürk İlköğretim Okulu’nda açılan çocuklara yönelik sergi “Masalı mı Yazar mısın?”, şenliğin son günü yapılan konferans ise siyasi bir gerçekliğe vurgu yaparcasına “Hangi Avrupa” adını taşıyordu. Önce bu uzun  süreli programın düş kısmına değinmek gerek. Çocukların yaratıcılığını geliştirmeyi amaçlayan ve Çocuk Vakfı üyesi 34 sanatçının çalışmalarından oluşan sergi süresince, aynı zamanda projenin yaratıcısı  olan çocuk kitapları  illüstratörü  Sibel Demirtaş ve ressam Füsun İyicil’in rehberliğinde uygulamalar yapıldı. Sergideki çalışmalardan birini seçerek buna göre bir masal yazan öğrencilerin tümüne kitap armağan edildi. Bu arada yüzlerce çocuğun ellerindeki kağıtlara karaladığı masalların büyüsüne kapılmaları görülmeye değerdi. Anadolu’da her şeye rağmen süren bu coşku, sözün büyüsünün yitirilmediğini göstermesi bakımından umut vericiydi.  Şenlik bünyesinde oluşturulan jürinin uygun bulduğu masalların Çocuk Vakfı’nca kitap haline getirilerek yayınlanacağını ekleyerek, şenliğin bir başka durağı olan Kasaba Köyü Yatılı Bölge İlköğretim Okulu’na doğru yola koyulalım. Kasabadaki okulda, Şair- Yazar Mevlana İdris’in çocuklara yönelik çalışmalarından oluşan “Hayal Dükkanı” adını taşıyan sergi açılacak. Çocuklar da hayalleriyle katkıda bulunacaklar sergiye. Bu sergiyi bir köy okulunda açmamızın bir nedeni de Mevlana İdris’in o müthiş dili. Mevlana İdris, gerçek anlamda şiir gibi bir adam. Doğu’nun binlerce yıllık bilgeliğiyle, günümüzün pragmatik yaklaşımlarını kendinde sessizce harmanlayan; konuşurken Tebriz sokaklarından sesler,  Kemaliye’den, Andırın’dan yüzler getiren  bir incelik abidesi. Taşra bu anlamda edebiyatın asıl ulaşması gereken renkleri, incelikleri  içinde barındırıyor hala. Hele de çocukların gözlerinde. Geriye iki inceliğin bir araya getirilebilmesi kalıyor. Hayal Dükkanı sergisi, bu iki inceliğin buluşmasıyla birlikte bir hafta boyunca Kasabalı çocukların hayallerini kışkırtıyor.

Ali Nesin’le Yeşilköy yollarında…
Şenliğin bu yılki konuklarından bir de Nesin Vakfı yöneticisi  ve matematik profesörü Ali Nesin. Yeşilköy ve Kınık  beldelerindeki okullarda matematik dersine girecek! Aslında bu bildiğimiz ders değil tabii. Ders bile değil hatta. Çocuklar, Ali Nesin’le matematiğin uçsuz bucaksız evreninde dolaşmalarının yanı sıra, yazar  Mavisel Yener’in söyleşileri, çizerler Ülkü Ovat ve Ümit Öğmel’in çizgileri  ve tiyatrocu dostumuz Ali Uşaklıgil’in Karagöz gösterileriyle unutamayacakları bir okul günü geçiriyorlar. Yeşilköy, Kaş’ın beş beldesinden biri Kınık’la birlikte ve bölgenin örtüaltı sebze üretim merkezi. Civardaki köylerden mevsimlik seracılık yapmaya gelen yüzlerce ailenin çocukları burada okuyor. Çok renkli ve başarılı bir öğrenci profili var buradaki okulların. Şenlik sadece okullarla sınırlandırmıyor köy etkinliklerini. Geçtiğimiz yıllarda büyük kentleri kıskandıracak düzeyde konferanslar yapıldı bu aydınlık beldede. 20- 30 kişinin zor bir araya geldiği kent söyleşilerindeki buluşmalara karşın Yeşilköy’de Bayram Kavağı’nın altında çoluk çocuk, kadın erkek yüzlerce insanın edebiyat ve güncel siyasi konuları ilgiyle tartıştığı söyleşiler, konferanslar yapıldı.

Kaş Kitap Şenliği  boyunca Yeşilköy’deki uygulamaya benzer çalışmalar Sarıbelen, Sütleğen, Kalkan ve merkezdeki okullarda da sürdürülüyor. Böylece, her kesimden insana ulaşmayı hedefleyen etkinliğin yaklaşık beş bine yakın öğrenciye ulaşması sağlanıyor. Ulaşmak kelimesi yanlış belki de.  Aslında “dokunmak” demek daha doğru. Çünkü usta edebiyatçılar, çizerler ve sanatçılarla bir araya gelen çocukların gündelik yaşamlarının rutini dışında, sanata ve düşsel bir yaratı alanı olan edebiyata, bu yaratıları ortaya koyan insanlara birebir  dokunmaları kişisel gelişimleri için önemli bir kazanım. Çocuklara yönelik bir başka etkinlikte, Çocuk Kitapları yazar- çizerleri Ülkü Ovat ve Ümit Öğmel’in ‘Mevsimler’ başlıklı dört kitaptan oluşan çalışmalarının metinleri temel alınarak Özel Şişli Terakki Anaokulu 6 yaş grubu öğrencileri tarafından hazırlanan çizgi filmdi. 55 Anaokulu öğrencisi tarafından hazırlanan ve seslendirmesi yapılan ve geçtiğimiz yıl İstanbul’da yapılan Uluslar arası Çizgi Film Yarışmasında birincilik kazanan  çizgi filmde,  6 yaşındaki çocukların gözünden dünyamız  ve çevre sorunları çarpıcı ve duygulu bir anlatımla yansıtılırken, çocuklara olanak sağlandığında neler yaratabileceklerini de gösteriyordu bu coşkulu film.   

Türkiye’nin ikilemi…
Şenliğin bu yılki teması, “ Modernleşmeden küreselleşmeye Türkiye’nin ikilemi…” Türkiye, tam bir çelişkiler ülkesi. AB, ABD, Ortadoğu ve İslam’la Batı arasında sıkışmış bir ülke. Ahmed Arif’in “ Ham çarık, kıl çorapta bir ayağımız, uzay çağında bir ayağımız.” dediği gibi. Modernleşirken muhafazakarlaşan, genişledikçe daralan bir zihinsel gelişim yaşayan ülkenin yaşadığı bu hızlı gelgitler insan tekinin gündelik yaşamında da belirleyici bir faktör haline gelmiş neredeyse. Bu anlamıyla kültürün, edebiyatın ve daha geniş anlamıyla iletişim araçlarının tamamının bu yoğun altüst oluş karşısında işlevsiz kalması düşünülemez.

Her yıl siyasi zeminde ele alınabilecek bir tema çerçevesinde tartışmaların yapıldığı şenliğin bu tavrına zaman zaman itirazlar geliyor. Edebiyatı hayatın dışında, steril ve günümüz dünyasının gerçeklerini kavramaktan uzaklaştıran bir alana çıkarma çabalarının dışına, daralan çemberin dışına çıkarmalıyız düşüncesiyle bu itirazlara yanıt vermeye, açıklama getirmeye çalışıyoruz. Örneğin Akdeniz’de küçük bir sayfiye yeri olan Kaş’ta yapılan bir edebiyat etkinliği neden kendine moda deyimle daha light bir izlek seçmiyor da, İstanbul gibi bir metropolde yapılan TÜYAP Kitap Fuarı “Akdeniz’de edebiyat, edebiyatta Akdeniz” gibi bir izlek belirliyor? Burnumuzun dibinde süren işgaller ve bütün bölgenin dünyayı yönetme iddiasına soyunmuş aktörlerce yeniden şekillendirilmeye çalışıldığı bir dönemde, İstanbul’da bir araya gelen aydınların dünyaya söyleyecek iki kelimelik itirazı yok mu?

Şenlik, modernleşmeyle küreselleşme arasında yaşanan siyasi ve sosyal savrulmaların tartışıldığı onlarca panel ve konferansla bölgede yaşayan kitap okurlarına farklı görüşlerden aydınlarla tartışma olanağı da sundu. Kanal- B Televizyonu Dış Haberler Editörü ve Bekleme Odası Programı Yapımcı ve sunucusu Gürbüz Evren’in “Küreselleşme sürecinde Türkiye’ye dayatmalar.”  başlıklı söyleşisiyle başlayan tartışmalar dizisi, Kudret Emiroğlu ve Suavi Aydın’ın “Küreselleşme, medeniyet ve kültür” üst başlığıyla birlikte kapsamlı bir şekilde ele aldıkları medeniyet, dil, kültür ve devlet kavramlarıyla olan ilişkimizi değerlendirdikleri söyleşiyle sürdü.  Yalçın Küçük’ün Küreselleşme ve Türkiye ilişkisi üzerine yaptığı çarpıcı tespitler, şenliğin daimi izleyicilerinin en çok tartıştığı konuların başında geliyordu.

Dinleyiciye “felç geçirten” konuşmacı!
Bu arada Yalçın Küçük’ün tespitlerinden söz açılmışken, iki yıl önceki şenlikte yine Yalçın Hoca’nın konferansını dinleyen dostlarımızdan birisinin konferans sonrası “felç” geçirdiğini anımsıyoruz. Şaka filan değil. Bu da Türkiye’nin ikilemlerinden biri işte!  Konferans sonrasında sessizce dışarıya çıkan emekli asker olan  dostumuz, Yalçın Hoca’nın tartışma yaratacak tespitleriyle adeta “şok” geçirerek kısmi felce maruz kalıyor,  ardından iki yıl sürecek bir tedavi süreci başlıyordu. Neyse ki emekli asker dostumuz başarılı bir tedavinin ardından normal yaşamına geri döndü. Bu dramatik olayı konferansı sonrasında Akşam yemeğinde Yalçın Küçük Hoca’yla da paylaşıyoruz. Yalçın Hoca şaşkınlıkla bizi dinlerken yanımızda bulunan felç geçiren dostumuzu tanıştırıyoruz. İkisi de mutlu. İkisi de şaşkın. Yalçın Küçük’ün her zaman Türkiye’nin en çok tartışma yaratan aydınlarından biri olmasının yanına bir özelliği daha eklenmiş oluyor böylece: Türkiye’nin en çok ezber bozan aydını!

Şenlikte izleyici sayısı bakımından daha az ama sürece en uzun konuşmalardan birini de yeniHarman okurlarının yakından tanıdığı Tayfun Er dostumuz yaptı. Tayfun Er, geçtiğimiz Nisan’da çıkan ve oldukça tartışma yaratan Türkiye’nin gizli seçkinlerinin anlatıldığı kitabı Erguvaniler üzerinden “Medyanın Kitapla İmtihanı” nı anlattı. Erguvaniler kitabının içeriğinde anlatılan kavramların, kitabın kendi yolculuğuyla da sağlamasının yapılmış olduğu böylece anlaşılıyordu. Tayfun Er’in söyleşisinin ardından Kanal 24’te yaptığı Keşke Olmasaydı adlı haber belgesel programıyla başarılı işlere imza atan Yönetmen Yaşar Taşkın Koç’un hazırladığı  “Keşke Olmasaydı- Deniz Gezmiş ” adlı belgeseli izliyoruz. Yaşar Taşkın Koç da belgesel sonrasında soruları yanıtlayacak. Belgeselde, dramatik biçimde idam edilen Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının ‘keşke olmasaydı’ dedirten yargılanma ve idam süreci, olayın  tanıkları ve yetkililerin gözünden  aktarılıyor. Salon tıklım tıklım dolu. Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının anısına hala büyük bir saygı var. Bu toplumsal hafızamız açısında sevindirici bir durum. Ancak  elinde video kamerayla gelen başka belgesel izleyicileri de var. Önce korsan cd çetesinin elemanları sanıyoruz video kamerayla gelen arkadaşı. Ne sonra anlıyoruz ki polis! “ bize çek dediler, çekiyoruz” diyor, duvara yansıyan görüntüleri kaydederken yanına yaklaştığımızda. Kulağına eğilip, “ bende cd’si var, bir kopyasını sana veririm. Boşuna yorma kendini” diyorum. Gülümsüyor. Ben de acıyla gülümsüyorum. Devletin hafızasının da hala aynı reflekslere sahip olduğunu düşündükçe.

Ağıt Gaydası ve Tahtacılar…
Kaş ve bölgesi, tarihi dokusunun yanında önemli bir sosyo-kültürel havza.  Şenliğin programına da yansıyan bu zenginliği oluşturan Yörükler ve Tahtacı Türkmenlerin ürettiği kültürel doku, dünyanın pek az bölgesine nasip olacak türden güzellikleri barındırıyor. Eski Antalya İl Kültür Müdürü Musa Seyirci’nin “Batı Akdeniz Yörükleri” ve Antalya İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nde Folklor Araştırmacısı olarak nitelikli araştırmalara imza atan  Öznur Tanal’ın “ Gelenekleri ve Gündelik Yaşamlarıyla Akdeniz Tahtacıları” başlıklı söyleşileri şenliğin en ilgi çeken etkinliklerinden biri oldu. Bölgede yaşayan  insanların bir çoğunun turizmin ve küreselleşmeyle birlikte giderek hız kazanan yabancı kültürlerin yarattığı etkiyle kendi kültürel kökleriyle kurduğu bağın giderek zayıflaması bu ilginin nedenlerinden biriydi sanırım. İnsanlar kendilerine yeniden bakmak istiyorlar çünkü.  Öznur Tanal’ın, ölülerini cura çalarak Ağıt Gaydası adı verilen bir tür müzikli ritüel ve çiçeklerle uğurlayan Elmalı’nın Akçaeniş köyünde  yaşayan Tahtacıları yansıttığı sunumu bu topraklar üzerine üretilen binlerce siyasi analizden daha çarpıcıydı. Hele de ölümün her türlü sosyal ilişkide baş köşeye oturtularak kutsandığı günümüz Türkiye’si düşünüldüğünde!

Şenliğin en ilgi çeken konferanslarından biri de son gün yani 29 Ekim’de yapıldı. Aynı günü akşamı ülkenin en eski Cumhuriyet Balolarından biri var Kaş Meydanında. Esnafın koşuşturması, baloya katılmak için dışarıdan gelen yüzlerce turistin akşama masa bulma telaşı  ve kalabalık bir bürokrat heyetine karşın konuşmanın yapılacağı salon tıklım tıklım. Konuşmacı TRT Televizyonu Sınırlar Arasında Programı yapımcı ve sunucusu Gazeteci Banu Avar. Avar, “ Hangi Avrupa?”  başlığını taşıyan konuşmaya, 19 Eylül tarihinde gösterilmesi gereken ancak  TRT tarafından “Avrupalı dostlarımızı üzmeyelim” gerekçesiyle sansürlenen Avrupa ülkelerinde yapılan söyleşilerden oluşan görüntülerle başlıyor. İlginç diyaloglar var görüntülerde. Avrupalı politikacıların gülünç tespitleri salonda ara ara kahkahalarla karışık şaşkınlık nidalarının yükselmesine neden oluyor.

Banu Avar kendini iyi ifade eden bir gazeteci. Açıkçası şu ünlü İsveç programı nedeniyle
özellikle de soldan aldığı eleştirilerin önemli bir kısmını bertaraf edercesine sınıfsal vurgu yapan tutarlı bir yaklaşımı var. Örneğin Mısır’da yaptığı çekimlerden söz ederken geçtiğimiz ay  Mısır’da yaşanan işçi direnişlerine basının neden yer vermediğini sorgularken, Ortadoğu ve diğer bölge ülkeleriyle kurulan politik bağların temeline inerken soldan konuşanların görmezden geldiği bir çok ayrıntıyı vurgulaması önemliydi. Ve neredeyse solun terk ettiği işçi sınıfına sürekli vurgu yapması salonu dolduranları heyecanlandırdı. Banu Avar, şenliğe katılmak için program çekimleri amacıyla gittiği Suriye’den ayağının tozuyla geldiği Kaş’ta izlenimlerini aktarırken duygusal anlar yaşanıyordu dinleyicileri arasında. Ancak geçtiğimiz günlerde İsrail Başbakanı’nın Türkiye’ye yaptığı ziyaret nedeniyle ve “ dostlarımızı incitmeyelim” gerekçesiyle  TRT’de yayınlanması gereken programın “Suriye”  bölümünün yayından kaldırılacağını kimse hesaba katmıyordu.     

Ülkenin önde gelen aydınlarını Kaş’ta biraraya getiren yedinci buluşma, 29 Ekim gecesi meydanda toplanan yerli yabancı  binlerce insanın  Cumhuriyet balosu coşkusuyla son buldu.Cumhuriyetin onuncu yılında ülke genelinde yaygınlaştırılan ve Cumhuriyetin halk tarafından benimsenmesini amaçlayan baloların ülke genelinde o yıllardan bu güne tuttuğu iki yerleşimden biri Kaş. Diğeri de Kuzguncukmuş bildiğim kadarıyla. Cumhur’un kendini bulduğu bir karnaval havasında geçiyor buradaki kutlamalar. Kaş Kitap Şenliği süresince ülkenin ve dünyanın gündeminden mesafe olarak uzakta,  bu gündemi belirleyen meselelere serinkanlı şekilde bakmaya ve yaşadığımız yerden dünyayı okumaya ve anlamaya çalıştık. Küreselleşmenin getirdiği tekdüzeliğe ve dayatmalara rağmen edebiyatın ve sanatın hala hayatı  dönüştürebilecek yegane  araçlar olduğuna inanarak ve  bir kez daha birbirimize sarılarak bir aylık heyecan verici  koşuşturmanın yorgunluğuyla yeni şenliğe hazırlanıyoruz şimdi.          

_____________

[email protected]

1195670cookie-checkKaş’ta 7’nci buluşma’nın ardından
Önceki haberYaşarız yaşanacak ne varsa bahtımızda…
Sonraki haberPele: Oyuncular sadakatlerini kaybediyor
YUSUF YAVUZ
YUSUF YAVUZ (GAZETECİ-YAZAR) Isparta, Sütçüler'de doğdu. 1990’da edebiyatla ilgilenmeye başladı. Deneme ve inceleme tarzındaki ilk yazıları 1996 yılında 'Atatürkçü Ses' Dergisi’nde yayımlandı. Aynı yıl yerel ölçekte yayın yapan kanallarda 'Dönence' başlıklı radyo ve televizyon programları hazırlayıp sundu. 1999 yılında Antalya'da kurulan Müdafaa-i Hukuk Dergisi’nde yazmaya başladı. 2001’de Gazete Müdafaa-i Hukuk’ta Muhabir-Temsilci olarak görev aldı. Daha sonra adı 'Yeniden Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk' olan dergiyle bağını temsilci-yazar olarak sürdürdü. 2001-2007 yılları arasında Kaş Kitap Şenliğini organize ederek başta çocuklar ve gençler olmak üzere yöre insanının kültür, sanat ve edebiyat çevreleriyle buluşmasını sağladı. 2005 yılında Muğla ve Antalya arasındaki sahil bandında yaşanan yabancılara toprak satışına ilişkin yaptığı araştırmalar önemli etkiler yarattı. Deneme, inceleme, röportaj, düz yazı, haber ve yorumları; Cumhuriyet Akdeniz, Odatv, Yeni Harman, Edebiyat ve Eleştiri, Yolculuk, Evrensel, Atlas, Magma, Aydınlık, Birgün, Açık Gazete gibi dergi ve gazetelerde yayımlandı. Antalya merkezli VTV Televizyonunda, Pelin Gel Ağan'la birlikte 'İki Ağaç İçin' adıyla 16 bölümden oluşan bir program hazırlayıp ve sundu. Kanal V Televizyonunda, Biyomühendis Çağlar İnce ile birlikte, Yörük kültürünü ve tarihsel köklerini ele alan 'Islak Çarıklar' adlı belgesel haber programı hazırlayıp sundu. Araştırma yazılarından bazıları, 'Yer Bize Çimen Verdi' ve 'Darağacına Takılan Düşler' adıyla belgesel filmlere de konu olan Yavuz, şu sıralar 'Islak Çarıklar' adlı bir belgesel haber programı için çalışmalarını sürdürüyor. Ağırlıklı olarak arkeoloji, çevre, kentsel dönüşüm ve tarım konularını ele alan çalışmalar yapmayı yazılı ve görsel medyada sürdüren Yavuz, yıkım politikalarıyla tarımdan hayvancılığa, kültürden mimariye kırsal yaşamın dönüşümünü ele alan araştırma yazılarıyla tanınıyor. Ziraat Mühendisleri Odası Basın Ödülü, Çağdaş Gazeteciler Derneği Belgesel ödülü, Türkiye Ziraatçılar Derneği Tarım ödülü, Kubaba Derneği kültür hizmeti ödülü'nün yanı sıra Türkiye Ormancılar Derneği gibi çeşitli meslek odası, kurum ve kuruluşlar tarafından ödüle layık görülen Gazeteci Yusuf Yavuz, Likya'dan Teke yöresine uzanan coğrafyadaki su kültürüne ilişkin uluslararası bir sanat projesinin de danışmanlığını ve metin yazarlığını üstleniyor.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.