Katliam gibi kuş avcılığına çevre örgütlerinden ortak tepki!

YUSUF YAVUZ / AÇIK G AZETE – Türkiye’deki üreme ve kışlama alanları ‘Avlak’ ilan edilen kuş türleri hızla yok oluyor. Nesli tehlike altındaki üveyik ve elmabaş patka gibi kuş türleri ise yasal av cinayetinin hedefinde…
Türkiye’nin nesli yok olma tehdidi altındaki kuş türlerini avlama izni vermesine 19 kuruluştan ortak bir açıklamayla tepki geldi. Aralarında çevre ve ekoloji derneklerinin de bulunduğu 19 sivil toplum örgütü, 16 Mayıs’ta yapılacak olan Merkez Av Komisyonu toplantısı öncesinde yayınladıkları ortak bildiride, nesli küresel ölçekte yok olma tehlikesinde olan üveyik ve elmabaş patkanın koruma altındaki türler listesine eklenmesini ve nesli küresel ölçekte tehlike altında olan türlerin avının tamamen yasaklanmasını talep ettiler.

MERKEZ AV KOMİSYONU TOPLANTISI ÖNCESİ 19 STK’DAN ORTAK BİLDİRİ

Her yıl Mayıs ayında toplanan Merkez Av Komisyonu, yıl içerisinde ava açılacak canlı türlerini ve alanları belirliyor. Görevlerinden biri de korunacak türleri belirlemek olan komisyon, geçtiğimiz yıllarda nesli küresel ölçekte tehlike altındaki kuş türleri olan üveyik ve elmabaş patkanın avını serbest bırakmıştı. Yerel, ulusal ve uluslararası ölçekte çalışmalar yürüten 19 kuruluş tarafından yayınlanan ortak bildiride, bu yıl16 Mayıs 2019 tarihinde yapılacak olan Merkez Av Komisyonu toplantısında bu iki türün avının tamamen yasaklanması talep ediliyor. 

AKDENİZ HAVZASINDA HER YIL 12 İLA 38 MİLYON KUŞ AVLANIYOR

Dünya Doğayı ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği’nin (IUCN) çalışmaları, tüm dünyadaki kuş türlerinin yaklaşık yüzde 13’ünün küresel ölçekte yok olma tehlikesinde olduğunu gösteriyor. Kuşların büyük bir hızla yok oluşunun sebeplerinin başında ise doğal yaşam ortamlarının yok edilmesi ve avcılık geliyor. Tehditler incelendiğinde, kuşların daralan yaşam ortamlarında devam eden avcılık faaliyetlerinden olumsuz etkilendiği görülüyor. Bilim insanları ve Dünya Kuşları Koruma Kurumu’nun (BirdLife) yaptığı çalışmalar, Akdeniz Havzası’nda her sene 12 ila 38 milyon kuşun avlandığını ortaya koyuyor. Üstelik bu kuşların birçoğu göç yolculukları sırasında avlanıyor. 

BİR AVCIYA GÜNDE 5 ÜYEYİK, 6 ELMABAŞ PATKA VURMA İZNİ VERİLİYOR

Türkiye’de yaşayan nesli küresel ölçekte tehlike altındaki kuş türlerinden üveyik ve elmabaş patka, hala avına izin verilen türler arasında bulunuyor. Yapılan çalışmalar üveyiğin (Streptopelia turtur) dünya nüfusunun 1980’den bu yana yüzde 78, elmabaş patkanın (Aythya ferina) dünya nüfusunun ise yüzde 30-49 oranında azaldığını gösteriyor. Ancak 2018-2019 Av Dönemi Merkez Av Komisyonu kararlarında bir av gününde, bir avcının beş bireye kadar üveyik, altı bireye kadar elmabaş patka vurmasına izin veriliyor.

‘TEHLİKE ALTINDAKİ TÜRLERİN AVLANMASI YASAKLANSIN!’

Nesli tehlike altındaki kuşların vurulmaması için bir araya gelen 19 kuruluş, yayınladıkları ortak bildiriyle ilgili kurumlardan iki kuş türünün avlanmasının yasaklanmasını istedi. Tarım ve Orman Bakanlığı’na bağlı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü, IUCN Ulusal Komitesi ve Merkez Av Komisyonu üyesi kurum, kuruluş, sivil toplum örgütü ve akademisyenlere seslenen kuruluşlar, nesli küresel ölçekte yok olma tehlikesinde olan üveyik ve elmabaş patkanın koruma altındaki türler listesine eklenmesini ve nesli küresel ölçekte tehlike altında olan türlerin avının tamamen yasaklanmasını talep ettiler.

 

ORTAK BİLDİRİYİ İMZALAYAN KURULUŞLAR

Ortak bildiride imzası bulunan kuruluşlar şöyle: AKFOD, Alakır Nehri Kardeşliği, Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği, Cahide Derneği, Doğa Derneği, Doğaya Dönüş Gençlik ve Spor Kulübü Derneği, HAYTAP, Hayvanlar İçin Projeler Derneği (HİPDER), Kırklareli Kent Konseyi Çevre Meclisi, Kızılkaya Yenidünya Derneği, KİHAYKO, Kuzey Ormanları Savunması, MAGMA Dergisi, Orhanlı Köyü Kültür Doğa Gençlik ve Spor Kulübü Derneği, Orman Melekleri, Simurg Kuş Yuvası Derneği, Sualtı Araştırmaları Derneği (SAD), TTKD, WWF-Türkiye.

AVCILIK KUŞLARI NASIL ETKİLİYOR?

İmzacı kuruluşların konuyla ilgili kurumlara sundukları raporda ise avcılığın kuş türleri üzerindeki etkilerine ilişkin bilgilere yer veriliyor: “Kuşlara düşündüğümüzden daha çok ihtiyacımız var” görüşüne yer verilen raporda şu bilgiler aktarıldı: Kuşlar, binlerce yıldır insanların ilgilerini, sevgilerini ve hayranlıklarını kazanmışlardır. Bu sevgi kimi zaman bir resim, kimi zaman bir şarkı, kimi zaman ise bir dans figürü olarak karşımıza çıkmaktadır. Binlerce yıldır insanların ilgilerini, sevgilerini ve hayranlıklarını kazanan kuşlar, yalnızca görsel ve işitsel olarak bulundukları ortamları güzelleştirmekle kalmıyor, doğadaki birçok döngünün sağlıklı bir şekilde devam etmesini sağlıyor. Bu yüzden bir kuş türünün yok olması doğamızın yok olması anlamına geliyor. Hayatımızın bir parçası olan kuşlar, bulundukları ekosistemlerdeki canlı çeşitliliğini dengeliyor, tozlaşmayı sağlıyor, leşleri ortadan kaldırıyor, tohumların saçılmasına yardımcı oluyor.

DÜNYADAKİ KUŞ TÜRLERİNİN YÜZDE 40’I CİDDİ ŞEKİLDE AZALIYOR

Dünya Doğa Koruma Birliği (IUCN) tarafından kuşlar konusunda uzman bilim insanları ve Dünya Kuşları Koruma Kurumu (BirdLife) desteği ile hazırlanan Kırmızı Listeler’in 1988 senesinden günümüze kadarki eğilim analizlerinin sonuçları, kuşlar için yaklaşan tehlikeyi ortaya koyuyor. Yapılan çalışmalar küresel ölçekte kuş türlerinin en az yüzde 40’ının, yani 3967 kuş türünün ciddi bir şekilde azalmakta olduğunu gösteriyor. Kuş türlerinin yüzde 8’inin nüfus eğilimleri konusunda bilgiler yeterli olmamakla birlikte yalnız yüzde 7’sinin yani 653 kuş türünün nüfusunun arttığı raporlanıyor. BirdLife tarafından IUCN Kırmızı Liste verilerinin detaylı olarak değerlendirilmesi ile yapılan analizler, dünya üzerindeki kuş türlerinin yaklaşık olarak yüzde 13’ünün yani 1496 türün küresel ölçekte yok olma tehlikesinde olduğu gösteriyor.

AKDENİZ HAVZASINDA KATLİAMI ARATMAYAN KUŞ AVCILIĞI

Kuşların büyük bir hızla yok oluşunun sebeplerinin başında, habitat kaybı ve bozulması ile avcılık geliyor. Ancak tehditler üzerine yapılan bilimsel çalışmalar gösteriyor ki, kuşlar daralan yaşam ortamlarında devam eden avcılık faaliyetlerinden olumsuz etkileniyor. Bilim insanları ve BirdLife’ın yaptığı çalışmalar Akdeniz Havzası’nda her sene 503 türe ait. Bu miktar, Akdeniz Havzasında bulunan türlerin yüzde 82’sine denk gelirken, 12 ila 38 milyon kuşun avlandığını ortaya koyuyor.

TÜRKİYE’DE KUŞLARIN ÜREME VE KIŞLAMA ALANLARI AVLAK İLAN EDİLDİ

Geçmişte orta Anadolu’da gerek Avrupa-Afrika göç yolunu kullanan binlerce kuşun beslenme ve dinlenme alanı olan, gerekse birçok ördek ve kaz türünün üreme ve kışlama alanı olan Suğla Gölü, Arapçayırı Çumra Ovası, Güvenç Gölü, Yarma Bataklığı, Hotamış Sazlıkları, Samsam Gölü, Karapınar Ovası ve Ereğli Sazlıkları geçtiğimiz 40 yıl içerisinde tamamen yok oldu. Orta Anadolu’da halen varlığını sürdüren ve yok olan sulak alanlar ile yaşam alanlarını kaybeden kuşların önemli toplanma, beslenme, üreme ve kışlama alanı olan Seydişehir Suğla Gölü, Ilgın Çavuşçu Gölü, Akşehir Gölü genel avlak olarak tanımlanmış durumda. Bu durum zaten doğal yaşam ortamları yok olan kuş türlerinin son sığınaklarında vurulmalarına sebep oluyor.

TÜRKİYE’NİN KORUMAYI TAAHHÜT ETTİĞİ TÜRLER AVLANIYOR

IUCN ve BirdLife’ın ortak yaptığı Kırmızı Liste çalışmaları, Türkiye sınırları içerisinde yaşayan yirmi kuş türünün küresel seviyede yok olma tehlikesi ile karşı karşıya olduğunu ortaya koyuyor. Türkiye taraf olduğu 29/08/1996 tarihinde yürürlüğe giren Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi’nin 6. ve 8. Maddesi ile bu türlerin tamamını korumayı taahhüt etmektedir. Buna karşın bu türlerden ikisi, üveyik ve elmabaş pakta, 11 Mayıs 2018 tarih ve 17 numaralı 2018-2019 Av Dönemi Merkez Av Komisyonu kararlarına göre, 2018-2019 av sezonunda vurulmaya devam ediliyor.

ÜVEYİK VE ELMABAŞ PATKA NEDEN KORUNMALI

Üveyik, Türkiye’de yaz mevsimi ve göç dönemlerinde görülen yaz göçmeni bir türdür. Üveyikler kışı Sahra’nın kuzey sınırındaki Sahel hattında geçirirler ve küresel nüfusları büyük bir hızla küçülmektedir. Türün Türkiye’de üreyen nüfusları Nisan ayı başında ülkemize gelir ve Ekim ayının ilk yarısında ayrılır. Türün hem Avrupa hem de küresel nüfusu hızla küçülmektedir. Küresel nüfusun yaklaşık yüzde 41’ini içeren Avrupa’da 2000-2015 yılları arasında nüfus yüzde 30-49 kadar küçülmüştür. Küresel nüfusu ise 1980’den bu yana yüzde 78 gibi çok yüksek bir oranda küçülmüştür.

TÜRKİYE’DEKİ ELMABAŞ PATKA 12 YILDA YÜZDE 89 AZALDI

Elmabaş pakta da Türkiye’de görülen kısmen göçmen, kısmen yerli bir dalıcı ördek türüdür. Elmabaş patka çok geniş bir yayılım alanına ve görece büyük bir küresel nüfusa sahip olsa da son yıllarda küresel nüfusta yaşanan keskin küçülmeler türün IUCN tarafından 2015’den bu yana Hassas (VU) olarak listelenmesine sebep olmuştur. Türün küresel nüfus eğilimi düşüş yönündedir ve yapılan en güncel tahminlere göre türün küresel nüfusu 1998-2012 yılları arasında yüzde 34, 2006-2016 yılları arasında ise yüzde 35 küçülmüştür. Türün küresel nüfusunun ciddi bir kısmını oluşturan ve ülkemizin de içinde olduğu göç yolu nüfusu ise 3 nesil gibi kısa bir sürede yüzde 30-49 oranında azalmıştır. Yapılan en güncel tahminlere göre Türkiye’deki üreyen nüfus gerilemiştir ve 2000-2012 yıllarındaki net değişim yüzde 70-89 azalma yönündedir.

İŞTE TÜRKİYE’NİN YOK OLMA TEHLİKESİ ALTINDAKİ KUŞLARI

Raporda ayrıca Türkiye’de bulunan nesli küresel ölçekte yok olma tehlikesi ile karşı karşıya olan kuş türlerine de yer verildi. Buna göre Türkiye’de bulunan yok olma tehdidi altındaki kuş türleri şöyle sıralanıyor: Dikkuyruk, Sibirya kazı, Küçük sakarca, Kadife ördek, Yaz ördeği, Elmabaş pakta, Kulaklı batağan, Üveyik, Toy, Yakalı toy, Yelkovan, Kelaynak, Sürmeli kızkuşu, İnce gagalı kervançulluğu, Kara bacaklı martı, Küçük akbaba, Büyük orman kartalı, Bozkır kartalı, Şah kartal ve Uludoğan.

2296430cookie-checkKatliam gibi kuş avcılığına çevre örgütlerinden ortak tepki!
Önceki haberHDP’den İstanbul kararı
Sonraki haberOrdu’da katliam gibi HES yıkımına ÇED Olumlu kararı verildi!
YUSUF YAVUZ
YUSUF YAVUZ (GAZETECİ-YAZAR) Isparta, Sütçüler'de doğdu. 1990’da edebiyatla ilgilenmeye başladı. Deneme ve inceleme tarzındaki ilk yazıları 1996 yılında 'Atatürkçü Ses' Dergisi’nde yayımlandı. Aynı yıl yerel ölçekte yayın yapan kanallarda 'Dönence' başlıklı radyo ve televizyon programları hazırlayıp sundu. 1999 yılında Antalya'da kurulan Müdafaa-i Hukuk Dergisi’nde yazmaya başladı. 2001’de Gazete Müdafaa-i Hukuk’ta Muhabir-Temsilci olarak görev aldı. Daha sonra adı 'Yeniden Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk' olan dergiyle bağını temsilci-yazar olarak sürdürdü. 2001-2007 yılları arasında Kaş Kitap Şenliğini organize ederek başta çocuklar ve gençler olmak üzere yöre insanının kültür, sanat ve edebiyat çevreleriyle buluşmasını sağladı. 2005 yılında Muğla ve Antalya arasındaki sahil bandında yaşanan yabancılara toprak satışına ilişkin yaptığı araştırmalar önemli etkiler yarattı. Deneme, inceleme, röportaj, düz yazı, haber ve yorumları; Cumhuriyet Akdeniz, Odatv, Yeni Harman, Edebiyat ve Eleştiri, Yolculuk, Evrensel, Atlas, Magma, Aydınlık, Birgün, Açık Gazete gibi dergi ve gazetelerde yayımlandı. Antalya merkezli VTV Televizyonunda, Pelin Gel Ağan'la birlikte 'İki Ağaç İçin' adıyla 16 bölümden oluşan bir program hazırlayıp ve sundu. Kanal V Televizyonunda, Biyomühendis Çağlar İnce ile birlikte, Yörük kültürünü ve tarihsel köklerini ele alan 'Islak Çarıklar' adlı belgesel haber programı hazırlayıp sundu. Araştırma yazılarından bazıları, 'Yer Bize Çimen Verdi' ve 'Darağacına Takılan Düşler' adıyla belgesel filmlere de konu olan Yavuz, şu sıralar 'Islak Çarıklar' adlı bir belgesel haber programı için çalışmalarını sürdürüyor. Ağırlıklı olarak arkeoloji, çevre, kentsel dönüşüm ve tarım konularını ele alan çalışmalar yapmayı yazılı ve görsel medyada sürdüren Yavuz, yıkım politikalarıyla tarımdan hayvancılığa, kültürden mimariye kırsal yaşamın dönüşümünü ele alan araştırma yazılarıyla tanınıyor. Ziraat Mühendisleri Odası Basın Ödülü, Çağdaş Gazeteciler Derneği Belgesel ödülü, Türkiye Ziraatçılar Derneği Tarım ödülü, Kubaba Derneği kültür hizmeti ödülü'nün yanı sıra Türkiye Ormancılar Derneği gibi çeşitli meslek odası, kurum ve kuruluşlar tarafından ödüle layık görülen Gazeteci Yusuf Yavuz, Likya'dan Teke yöresine uzanan coğrafyadaki su kültürüne ilişkin uluslararası bir sanat projesinin de danışmanlığını ve metin yazarlığını üstleniyor.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.