İçki yasağına son verilmeli

Bizim memlekette yöneticiler ne zaman ‘kamusal alan’ adı altında bir şeyler tartışmaya başlıyorsa, kafalar karışıyor. Daha doğrusu kafalarının ne kadar karışık olduğu ortaya çıkıyor. Son olarak AKP’li belediyelerin içki yasağını savunan Başbakan, “içki içmek isteyenler belediye dışında içebilirler, içkinin ille de belediyeden mi alınması gerekli?” Diye sormuş.

Ben bu ‘belediyede içki içme’ meselesini anlayamadım. Yoksa belediyelerde bir içki sorunu mu var? Memurlara öğle yemeklerinde içki servisi yapılması mı isteniyor? Bildiğim kadarıyla hiç kimsenin belediye binalarında “memurlara içki ve meze servisi yapılsın” dediği yok.  “Belediye otobüsü şoförleri sıkışık trafiğin içinde araçlarını kullanırken dertlerini bir parça hafifletmek için içkilerini yudumlasın, belediye memurları masalarının altında içki şişeleri bulundursun ve sarhoş olup, belediye koridorlarında zigzaglar çizerek şarkılar söylesin, hatta naralar atsın” demiyor. İçki içmek Başbakan için kötü bir şey olabilir. Kimsenin kendisine “bak içki içmek senin sandığın gibi kötü bir şey değil, sen de mutlaka içki içmelisin” diye ısrar ettiği de yok. Ama içki içsin, içmesin herkesin Başbakan’ın başkalarının içki içmesine laf etmesine, yasakları savunmasına diyeceği bir şeyler olmalı. Çünkü türban sorunu ile içki yasağı arasında büyük bir benzerlik var. Birisi diyor ki “üniversiteler kamusal alandır, burada yasalara göre dini simge kullanamazsın, başını örtemezsin.”

Diğeri diyor ki “belediyeden kiralanan restoranlar kamusal alandır, burada içki içemezsin.” Görüldüğü gibi her iki taraf da aynı şeyi söylüyor. Her iki taraf sivil topluma ideolojik dayatmalar uygulamakta uzlaşmış durumdalar. Her iki taraf da vatandaşlara ne içmesi, ne yemesi, ne giymesi gerektiğini emrediyor. Türban yasağının içki yasağından çok daha önemli bir sorun olduğu söylenebilir. Bu uygulama ile vatandaşların öğrenim, çalışma özgürlükleri kısıtlanıyor. Evet bu doğru. Ancak bu tür yasakların azı çoğu, doğrusu yanlışı olmaz.

Ben lisedeyken, Saint Joseph’deki frerler, yani hocalarımız öğlen yemeklerinde okulun mahzeninde yıllanmış bir şişe kırmızı şarabı bitirir, sonra derse girerlerdi. Eğitimin düzeyini geliştirmek, okulu ayakta tutmak için ellerinden geleni yapan, gerektiğinde en zor işlere bile soyunan bu insanların bir kerecik sarhoş olduklarını ya da ‘adab dışı’ bir iş yaptıklarını görmedim. Ama hiç içki içmeyen, okula sırf Yahudi, Rum, Ermeni çocuklara eziyet etmek amacıyla gönderilmiş olan dini bütün beden eğitimi hocasının onlara okul hayatlarını zehir etmek için neler yaptığını burada anlatmayayım daha iyi. Sorun hangisi?

Turistlerin hakkı var da vatandaşların niye yok?

Radikal’deki habere göre içkili yerlerin mahalle aralarına kadar yayılmasının doğru olmadığını ve bunun çeşitli sorunlar çıkaracağını belirten İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, “Anayasa’nın ilgili maddelerine göre belediyenin kendi kamusal alanında alkol yasak. İstanbul’da alternatif çok. ‘İlla belediye tesisinde içeceğim’ diye tutturmak yanlış. İçkili yerlerin turizm alanlarında olması normal.” demiş.

Oysa Anayasa’da böyle bir yasak yok. Gerekçe olarak gösterilen maddede yalnızca gençlerin alkol düşkünlüğünden korunması gibi bir söz geçiyor. İstanbul’da Yönetim vatandaş için neyin doğru olduğuna kendisi karar veriyor. Bu sözler ile sayın Başbakan özel hayata müdahale ediyor. Yönetimlerin halkını turist yerine koyup, “içki içilebilecek yerler turistik yerlerdir” demeye de hakkı yok. Çünkü Türkiye vatandaşlarının içki içme hakları vardır. Turistik olmayan yerlerde de olmalıdır. Dolayısı ile yönetimler içki ile ilgili kararlarını demokrasinin bir gereği olarak ‘turistik’ olup olmama dışında başka kriterlere bağlamalı ve bu aldatmacaya, kıvırtmaya da bir son verilmelidir. Mahalle aralarında içki satılmasına gelince.

Gördüğüm kadarıyla bu konuda da kafalar fazlasıyla karışık. Kalamış’ta iskelenin arkasında Todori diye bir meyhane vardı. Bazı akşamlar annem ve babamla evimize çok yakın olan bu meyhaneye gider, akşam yemeğimizi burada yerdik. Mahallemizde bir meyhanenin olmasından dolayı birilerinin rahatsız olduğunu, “bu meyhane burada ne arıyor, buradan kaldırılsın” dediğini hatırlamıyorum. Daha sonra bu meyhaneye kamu tarafından el konuldu. Şimdi Beyoğlu’nda, evimin etrafında bir dolu içkili teras bar açılıyor. Bunlar, özellikle yazın sabahlara kadar gümbür gümbür mahalleyi inletiyorlar. Mahallede yaşayanları uyutmayan bir teras barlara kimse karışamıyor. Bu gidişe göre gürültü yapanların değil, rahatsız olanların taşınması gerekiyor. Mahalle içinde içki içilen yerler değil, kuralları hiçe sayan bu yerler yaşamı altüst ediyor. Belediye ise, ‘demokrasinin bir icabı olarak’ turistik işletme izni alan veya kaçak çalışan bu yerlere karışamadığını söylüyor. Hangisi demokratik?

Halka restoranlarda içki yasağı uygulamak mı, yoksa halkın tepesinde boza pişirenlere sesini çıkarmamak mı? İçkili araç kullanma konusunda da kafalar karışık. Başbakan trafik kazalarının büyük bir bölümünün içkili araç kullanmaktan kaynaklandığını söylüyor. Verdiği oran doğru olsa veya olmasa da bunun restoranlarda uygulanan yasakla ne ilgisi olabilir? İçki içmek isteyen kendisinin de söylediği gibi evinde de içebilir, restoranda da, hatta araba kullanırken de. Vatandaşın restoranda içki içip sarhoş olduktan sonra ille de “ben araba kullanacağım” diye tutturacağını nereden biliyoruz?

Restorana taksi veya otobüs ile gitme imkanı yok mu? Yasalara göre içki içmek değil, içkili araba kullanmak suç. Bu suçun engellenmesi için yönetimlerin içkiyi yasaklaması değil, başka bir iş yapması gerekir. Görüldüğü gibi bu yasağın arkasında bir hukuk problemi var. Yapılacak iş çok basit: Belediyeler kamu ile özel alan arasında iş görmek yerine bu mekanlarda hangi işlevlerin yer alacağını belirlemeli, hizmetin rekabet kurallarına göre ve vatandaş lehine yerine getirilmesini denetlemeli. Sonuçta bu mekanlar belediyenin kendisine ait mekanlar değil, halka ait mekanlar. Tıpkı belediyenin kiraladığı Galata Köprüsü, Kulesi, hatta caddelerde sokaklarda masa atılan kaldırımlar gibi…

Korhan Gümüş / [email protected]


 

1633770cookie-checkİçki yasağına son verilmeli

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.