KIBRIS’TAN… İlginç gelişmeler

ABD Dışişleri Bakanı Bayan Condoleeza Rice tarafından Cumhurbaşkanı Talat’a yapılan davet, yeni kapıların açılmasının anahtarı konumunda gözüküyor. 


Olaylara bakarsanız ve yapılan açıklamalardaki gizli kelimeleri değerlendirirseniz bu davetin, ABD’nin Orta Doğu ile ilgili büyük ve kapsamlı yeni bir programının ilk adımı olduğu düşüncesine kapılırsınız.


Sanki Talat’ın davet edilmesi ile bölgemizdeki yeni bir gelişmenin düğmesine basıldı ve “Start” verildi.


Kamu oyuna yansıyan ve yansıtılmak istenen görüntüler ile kafalardaki projeler farklı. Perdenin önünde görülenler, çekilen resimler, yapılan görüşmeler ve verilen beyanlar sanki birer kamuflaj.


ABD tam 47 yıldır Kıbrıs ile yakından ilgileniyor. Soğuk savaş döneminde bölgedeki ilgisi aslında daha fazla Türkiye’ye yönelikti. Makarios, Kıbrıs Cumhuriyetini Bağlantısızların arasına sokunca, Kıbrıs ile ilgisi artmaya başladı. Bağlantısızlar demek, endirekt olarak Komünist Rusya demek olduğundan başka bir seçeneği yoktu.


Yunanistan’daki Albaylar cuntasının yönetimi devralması ve Kıbrıs’lı sağcı  Rumların Makarios’u devirme girişimleri aslında hep Amerikan patenli gelişmeler.


1974 Barış harekatının hemen sonrasındaki günleri hatırlarsanız, ABD Lefkoşa Büyükelçisi Roger Davis, Kıbrıs’lı Rumlar tarafından “Bizi kandırdınız” açıklaması yapılarak 19 ağustos 1974 günü dahiyane ve cesurca hazırlanan bir suikast sonucu öldürülmüştü.


O günlerde yapılan açıklamalar ve sonraki yıllarda yazılan hatıralar, ABD Elçisinin perde arkasından Rumlara “Türkiye darbeden sonra çıkarma yapmak isterse ABD daha evvelde yaptığı gibi buna mani olacaktır”  mesajını verdiğini ve darbe düşüncesinde olanları bayağı cesaretlendirdiğini okursunuz.


Darbeden sonra adanın yarısı elden gidince, çılgına dönen aşırı sağcı Rumlar günah keçisi olarak ABD Lefkoşa Büyükelçisi Roger Davis’i seçtiler ve kısa bir müddet sonra da onu hazırladıkları bir suikast sonucu öldürdüler.


Buna rağmen ABD hükümeti Rumlar aleyhine hiç bir davranışa girmedi ve tam aksine Amerika’da yaşayan Rumların kurdukları örgütlerin çabaları ve ABD Senatosu ile Temsilciler Meclisine seçilmiş Rum kökenli üyelerin girişimleri ile Türkiye’ye, o dönemde  Başbakan olan Süleyman Demirel’e ünlü “70 cente muhtacız” sözünü söyletecek denli acımasız etkileri olan “ABD Ambargosunu” uyguladı.  


Evvelki günkü Talat-Rice görüşmesinden sonra yapılan resmi açıklama, “sana söylüyorum oğlum ama gelinim anlasın” misali politik olarak değerlendirildiğinde, ABD’nin hedefinin, artık kendisinin sözünü dinlemeyen ve AB’ye göbeğinden bağlanmış olan Kıbrıs Rum Yönetimine alternatif olarak KKTC’yi güçlendirmek ve uzun vadede Rum’un politik, siyasi, hukuksal ve ekonomik baskılarına karşı koyabilecek hale getirmek olduğu görülmektedir.


BM görüşmeleri şöyle veya böyle bir şekilde başlayacak ve sonra da çıkmaza girecektir. Adada BM girişimleri sonucunda Annan Planı temelinde kurulacak “Birleşik Kıbrıs Cumhuriyeti” yerine güneyde Kıbrıs (Rum) Cumhuriyeti, kuzeyde de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin olması ABD’nin yeni Orta Doğu planına daha çok uymaktadır. Ve öyle olacak da.


___________


*Prof. Dr.
 
 


 

653200cookie-checkKIBRIS’TAN… İlginç gelişmeler

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.