KIBRIS’TAN… Müzakere Çerçevesi kapı açıyor

Müzakere Çerçevesi AB kapılarını Türkiye’ye açıyor.


Çerçevede, başlığı belli 34 Bölüm var. 35.ci bölüm ise “Diğer konular”a ayrılmış. Yani şimdilik sınıflaması yapılamayan konular. Görüşmeler sürecinde akla gelen, önemsiz ve önceliksiz konular, bilahare görüşülmek üzere bu bölümün içine atılacak ve bu bölüm en sonda görüşülecek.


Müzakerelerde tartışılacak ve uyumlaşmaların yapılacağı “Bölümler” aşağıdaki sıraya göre masaya konacak.


-Malların serbest dolaşımı, İşçilerin serbest dolaşımı, Hizmet verme özgürlüğü, Sermayenin serbest dolaşımı, Kamu ihaleleri, Şirketler kanunu, Telif hakkı, Rekabet politikası, Mali hizmetler, Bilgi toplumu ve medya, Tarım ve kırsal kalkınma, Gıda güvenliği ve Veteriner politikası, Balıkçılık, Ulaştırma politikası, Enerji, Vergilendirme, Ekonomik politika ve para politikası, İstatistikler, Sosyal politika ve istihdam, Yatırım ve endüstriyel politika, Trans Avrupa ağları, Bölgesel politika ve yapısal araçların koordinasyonu, Yargı ve temel haklar, Adalet, Özgürlük ve güvenlik, Bilim ve araştırma, Eğitim ve kültür, Çevre, Tüketici ve sağlık koruması, Gümrük Birliği, Dış İlişkiler, Dış işleri, güvenlik ve savunma politikası, Finansal kontrol, Finansman ve bütçe, Kurumlar, Diğer konular… Görüldüğü gibi ilk sekiz (8) konu “Kolay Konular” ve bunlara  öncelik verilmiş.


Kıbrıs için önem addeden ve Türk hava ve deniz limanlarının, Kıbrıs Rum bandıralı gemi ve uçaklara açılıp açılamayacağının tartışılacağı konu başlığı olan “Ulaştırma” 14.cü sırada.


Normal görüşme temposunda ve Yunanlılar ile Rumların olur olmaz yerlerde VETO’larını kullanmadıklarını varsayarsak, “Ulaştırma” başlıklı bölümün görüşülmesi yaklaşık 4 yıl sonra, yani 2010 başlarında olacak.


Kıbrıs (Rum) Cumhuriyeti’nin Türkiye tarafından “de jure” yani resmi olarak tanınmasına yol açacak bölümlerr ise sırası 29, 30 ve 31.ci bölümler. Bu bölümlerin görüşülmesi ise, Rumların ısrarlı talepleri ve Veto’lar yoksa, tahminen 2013 sonlarında olacak.


Yani Türkiye’nin önünde şimdi, limanları açıp açmamak konusunda 5 yıl, Rumları tanıyıp tanımamak konusunda ise 8 yıl var.


Türkiye tüm stratejisini bu dönem içinde belirleyip, uygulamaya koyabilir. Zaten Avrupa Parlamentosu’nda oylanacak Türkiye karar tasarısında, Rum Kesimi’nin tanınmasına dönük zaman sınırlaması da yok.


AB Parlamentosundaki siyasi gruplar arasında varılan uzlaşma sonunda Türkiye’ye Kıbrıs Rum Kesimi’ni “mümkün olan en kısa zamanda” tanıması çağrısı yapılacak. Bu yoruma açık bir ifade. Yani Türkiye’ye “müzakerelerin hemen başında ya da falan yıl içinde Rum Kesimi’ni tanıyın” görüşü yok. Belli ki, tanıma konusu yaklaşık 8 yıl sonra 29, 30 ve 31.ci başlıklar görüşülürken ciddi bir şekilde masaya konacak.


Bu esnekliğe karşın AB Parlamentosu ek protokolün tam olarak uygulanmasını talep ediyor.  Bu  talep esasta, Türk deniz limanlarının Rum gemilerine açılmasını kapsıyor. Adı konan tarih ise Mart 2006 sonu. Hava alanları, şimdilik bu kapsamın dışında. Zaten havaalanlarının açılması konusunda da ciddi bir baskı yok.


Gelecek yılın sonunda AB’nin Türkiye’nin protokolü uygulayıp uygulamadığını incelenecek. AB’ye göre protokol tam olarak uygulanmamış ise ciddi sorunlar çıkacak ama Türkiye’nin Ankara Anlaşması ek protokuluna, ilave ettiği deklarasyonun geçerliliği de, ek protokol ve AB karşı deklarasyonu ile tamı tamına aynı değerde ve eşdeğer.


Türkiye ısrarlı davranırsa, konu Lahey’e kadar gidebilir. Lahey demek zaman ve perde arkası kulis demek. Türkiye’deki yeni jenerasyon Dış İşleri personeli bunların üstesinden gelebilecek bilgi ve yetenekte. Aynı şekilde siyasetçileri de.


Bunlar beni hiç korkutmuyor…


_________________


* Prof. Dr.
 

652890cookie-checkKIBRIS’TAN… Müzakere Çerçevesi kapı açıyor

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.