KIBRIS’TAN… Rumların muhatabı KKTC olmalı

Kıbrıs’taki sorun gerçekte Kıbrıslı Türkler ve Rumlar arasında olan bir anlaşmazlık. Sorunun çözümü için öncelikle sorunun, Kıbrıslı Türkler ve Rumlar arasında olduğunu kabul etmek gerekiyor.


Kıbrıs sorunu AB, Türkiye ve Yunanistan arasında çözülecek bir sorun değildir. Bu ülkeler ancak çözüme yardımcı olabilirler.


Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, BM Genel Sekreteri Kofi Annan ve Kıbrıs (Rum) Hükümeti başkanı Tasos Papadopulos ile Moskova’da, resmi olmasa da bir görüşme yapması bizim elimizdeki kartları zayıflatmış ve bir yerde bizi taraf olarak bir kenara itmiştir. Geçmişte Papadopulos’un resmi veya gayrı resmi görüşme taleplerini tam 5 kez geri çeviren Erdoğan, o güne kadar kurmayı başardığı ve ısrarla sürdürdüğü Kıbrıs konusundaki, ülke başkanları ve toplum liderleri ayırımını ve muhataplık dengesini, maalesef Moskova’da Papadopulos ile yaptığı görüşme ile zayıflatmış oldu.


Gerçekte Papadopulos ile, koşullar ve ortam ne olursa olsun asla görüşmemeli idi.
Bu görüşmeden sonra Erdoğan, Cumhurbaşkanlarımız olan Rauf Denktaş’ı veya Mehmet A. Talat’ı muhatap olarak kabul etmeyen ve Kıbrıs sorununu Türkiye ile tartışarak çözmek hevesinde olan Papadopulos’a prim vermiş oldu ve denklik düzeyini bir basamak yukarı çıkarmış oldu.


Tabi Moskova’dan geri dönüşte de, Papadopulos’un bu görüşmeyi tarifi de yenilir yutulur cinsten değildi. Neredeyse, lafı Erdoğan’ı lütfen dinlediğine kadar getirdi.


Eğer Başbakan Erdoğan, Papadopulos’u muhatap alıp konuşuyorsa bundan böyle Papadopulos’tan, Talat’ı veya Serdar Denktaş’ı muhatap alması ve bir masaya oturup konuşması beklenemez. Zaten böylesi bir davranış, Papadopulos’un karakterine de uymaz.


Kıbrıs konusunda bilinmesi gereken gerçek, sorunun çözümü için Kıbrıs Türk’ünün illaki muhatap alınması gerektiğidir.


Rumlar, Türk ordusunun çıkarılmasını ve Türkiye kökenli Türklerin geri gönderilmesini istiyor. Türk ordusunun adadan çıkarılmasını, adada kalıcı bir güven oluşturulmadan ve Kıbrıs Türklerine 1960’lı yıllara geri dönülmeyeceğinin garantisi verilmeden kabul ettirmek mümkün olmayacaktır.  


Papadopulos’un bu günkü tutumuyla, Annan Planında istediği değişiklerle ve müzakereleri başlamak için BM’den talep ettiği üç ana   koşul ile maalesef şu anda Kıbrıs’ta kalıcı bir barış olası görülmemektedir.


Adada kalıcı bir çözüm ve sürekli barış ortamı için adanın her iki sahibinin iyi ilişkiler içinde olması ve aralarındaki farklılıkları görmesi, hazmetmesi, kabul etmesi ve birbirlerine karşılıklı saygı duyması gerekmektedir.


Taraflardan bir tanesinin, dünya tarafından adanın tek hukuki temsilcisi olarak kabul edilmesi ve bunun alternatifsiz olarak ısrarla sürdürülmesi, sorunun çözümünü zorlaştırmakta, hatta çıkmaza sokmaktadır. 


 Şu da bir gerçektir ki, gelecekte Kıbrıs’ta kalıcı bir barışı kurabilmek için hala daha şans vardır. Bu şans da, BM ve AB tarafından, adada kurulacak “Birleşik Kıbrıs Cumhuriyeti”nde Kıbrıs’lı Türklerin Rumlarla eşit siyasi haklara sahip olması gerektiğinin kabul edilmesi ve Kıbrıs’lı Türklere, Rumlarla eşit statüde davranılması gerçeğinde yatmaktadır.


Kıbrıs’lı Türklerin, Rumlarla eşit statüde oldukları kabul edildiği anda Kıbrıs sorunu kendiliğinden çözülecektir…


_______________________


* Doç. Dr./ Denizcilik Fakültesi ve Mühendislik Fakültesi


 



 

652170cookie-checkKIBRIS’TAN… Rumların muhatabı KKTC olmalı

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.