KIBRIS’TAN… Talat ve Hristofyas görüşmesi

Kıbrıs’ta mevcut her iki halkın başkanlarının yapacağı tarihi görüşmenin tarihi kesin olmasa da hangi hafta içinde yapılacağı artık belli oldu.


Bunu saptamak için kâhin olmaya gerek yok. Matematiksel olarak toplantı, Hristofyas’ın Brüksel’den dönmesinden sonra gerekli olan 1-2 günlük hazırlık devresi ertesi olan 16 Mart ile Möller’in adadan ayrılacağı 29 Marttan birkaç gün evvel beraberinde bir grupla 26 Mart’ta ada’ya gelmesi beklenen BM Genel Sekreter Yardımcısı Lynn Pascoe’nin adaya ayak basmasından evvel olacak.


Möller’in gitmeden evvel Lynn Pascoe ile kapsamlı bir şekilde görüşebilmesi ve rapor sunabilmesi için birkaç gün gerekeceğine göre de, söz konusu tarihi toplantı 17 Mart ile 24 Mart arası bir tarihte yapılacak, yani 2008’in 12.ci haftası içinde.


Bu görüşmenin vitrin konusu, ilk defa 1958 yılında İngilizler tarafından dikenli tel çekilerek Rum ve Türk kesimleri diye ikiye bölünen Lefkoşa’nın surlar içinde, dönemin en önemli alış veriş merkezi konumundaki Ledra caddesinin (Uzun Yol), Ermu caddesi ile kesiştiği yerde kurulan ve adını köşesindeki Ermeni Lokmacıdan almış olan, Lokmacı Barikatının açılması olacak.


İngilizler tarafından 1958’de oluşturulan Lokmacı barikatı, 1963 olaylarında, Türk ve Rum barikatları arasında yaklaşık 50 m.lik tampon bir bölge kalacak şekilde kum torbaları ve beton duvarla güçlendirilerek kapatılmış ve 1968 yılına kadar kapalı kalmıştı. Makarios hükümetinin 1967-68 döneminde Türklere koyduğu barikatları kaldırması ile barikat karşılıklı olarak yaya trafiğine açılmış ve 1974 Barış harekâtı sonrasında mevcut duvar ve nöbetçi kulübeleri taraflarca güçlendirilerek tekrar kapatılmıştı.


Dimitris Hristofyas Atina’ya gitmeden evvel havaalanında yaptığı konuşmada askıda kalan meselelerin çözülmesi ve ay sonuna doğru planlanan Cumhurbaşkanı Talat’la yapacağı ilk görüşmede, Lokmacı Barikatının açılışının ilan edilmesi arzusunu dile getirdi.
Topu daha görüşmeler başlamadan Talat’ın kucağına atmak kararında. Ve bunu yaparken de yalnız değil. Ekibi, yani takım arkadaşları da yanında.


Hristofyas’ın çiçeği burnunda (çok) Özel Kalem Müdürü Vasos Georgiu dün, daha Hristofyas’ın sözleri kurumadan Lokmacı konusunda çok iyimser olduğunu ama bazı şartlar yerine getirilmeden de kapının açılamayacağını dile getirdi. Hristofyas’ın, çözümün hararetli savunucusu olmasının Türk tarafının bütün saçmalıklarını kabul etmeye hazır olduğu anlamına gelmediğini de sözlerine ilave ederek açıkça, “Türk tarafı taviz vermezse ve Rum hükümetinin koşullarını kabul etmezse bu kapı açılmayacaktır. Biz Lokmacı barikatının açılması için herhangi bir taviz vermeyeceğiz” diyerek, son durumu ve Rumların Lokmacı konusundaki stratejisini açık ve net olarak ortaya koydu.


Ekibin diğer elemanları olan KS EDEK Başkanı Yannakis Omiru ve EVRO.KO Başkanı Dimitris Şilluris de hiç zaman kaybetmeden siyasi bir toplantı yaptılar ve takım kaptanları Hristofyas’a hemen ve derhal bir siyasi destek verdiler.  
 
Omiru toplantı sonrası Lokmacı kapısı konusunda yaptığı açıklamada, bunun arzu edilen bir şey olduğunu, bugüne kadar bu konuda yaşanan durgunluğun Kıbrıs Türk tarafından kaynaklandığını vurgulayarak, “Ledra Kapısı’nın açılmasının önemli bir gelişmeyi teşkil edebilmesi için askeri birliklerin bölgeden uzaklaştırılması, tahrip olan binaların güvenli geçiş için yıkılması ve bölgenin durumunun (statüko) şekillendirilmesinin RMMO ve Türk ordusu işbirliğiyle UNFICYP’e havale edilmesi ön koşuluna bağlı olduğunu” söyleyerek, başkanları oldukları siyasi partilerin Lokmacı konusundaki tutumlarını açık ve net olarak ortaya koydu.


Aslında bu karar ve strateji, Hristofyas seçildikten sonra belirlenmiş veya benimsenmiş değil.


Papadopulos hükümetinin 15 Ekim 2007’de Lokmacı barikatının açılması ile ilgili olarak, sözcüsünün deyimi ile “gözden geçirilmiş ve yumuşatılmış” önerilerine göz atıldığında, bu kararın çok gerilere gittiği ve daha o günlerde benimsendiği açıkça görülmekte. 
Papadopulos’un o günlerde lütfen yumuşattığı öneriler aynen aşağıdaki gibidir;
1- Ledra Caddesi’ndeki (Lokmacı Barikatı) geçiş noktasının; tarafların UNFICYP’e herhangi bir şart veya önşartı olmaksızın açılması.
2- Bölgedeki ara bölge sınırlarını tayin edecek olan; Türk kuvvetlerinin ve Milli Muhafız Ordusu’nun ateşkes hatlarının tam olarak belirlenmesine ilişkin askıda bulunan anlaşmada iki askerî taraf; UNFICYP’in BM Güvenlik Konseyi’nin kendisine verdiği yetkiyi ara bölgede tam olarak kullanacağı konusunda anlaşması.
3- Geçiş noktasının ilgili taraflarla yapılacak sondajların ardından UNFICYP tarafından belirlenecek bütün güvenlik ihtiyaçlarına cevap vermesi gereken pratik hal çarelerinin tamamlanmasından sonra açılması.
4- Pirgo-Limnidi (Yeşilırmak) geçiş noktasının mümkün olan en kısa zamanda, her halükârda 2007 sonuna kadar açılması.


Hristofyas’ın, vatan hainliği ile suçlanmamak ve Red Cephesinin yani, Papadopulos (DIKO), Omiru (KS EDEK) ve Hrisostomos (KİLİSE) üçlüsünün hışımına uğramamak için bu önerilerden sapmak gibi bir seçeneği yok.
 Bu nedenle de Hristofyas, gerek Möller’in baskısı altında kalmamak gerekse de Talat tarafından çözüm istemeyen kişi durumuna düşürülmemek için Atina’ya iner inmez ayağının tozu ile barikatın açılabilmesi ile ilgili koşullarını açıkladı.
1- Geçit bölgesinin denetimi BM’de olmalı.
2- Geçiş noktasında askerî varlık olmamalı (50 metre mesafede, Cikko yolu ortasında da ikmal olmayacak).
3- Binaların restore edilmesi gerek ve bunun sorumluluğunu da BM (UNDP) üstlenebilir. 
4- Ledra Caddesi’nin açılması Limnidi barikatının açılmasından ayrıdır.


Açıkçası Hristofyas hükümeti, Lokmacı barikatı ile çevresindeki arazinin kontrolünün tamamen UNFICYP’te yani “Birleşmiş Milletler Kıbrıs Özel Askeri Gücü”ne devredilmesini ve Mücahitler ile Türk Barış Kuvvetleri askerlerinin bölgede devriye gezmemesini şart koşuyor.


Bunun siyasi açıklaması “Lefkoşa’nın askersizleştirilmesi”,  Politik çevirisi de, Türk Barış Kuvvetlerinin, 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası Garantiler Antlaşmasının kendisine uluslararası hukuka uygun olarak verdiği yetki uyarınca gerçekleştirdiği müdahalenin sonrasındaki adadaki varlığının, “işgalci ordu” konumuna dönüştürülmesi demektir.


Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’ın ve iktidardaki CTP hükümetinin, Lokmacı Barikatının açılması uğruna Rumların öne sürdüğü koşulları ve bu koşulların getireceği yeni siyasi oluşumu ve 20 Temmuz 1974 tarihinde uluslar arası kurallara uygun olarak gerçekleştirilen Barış Harekâtının yeniden tanımlanmasını kabul etmesi ne kadar olanaksızsa, Rumların da öne sürdükleri koşullar kabul edilmeden Lokmacı Barikatının açılmasını kabul etmeleri de o kadar olanaksız.


Lokmacı Barikatı’nın açılması konusunun Hristofyas’ın karizmasını çizeceği kesin.


_________________


* Prof. Dr.


 


 

656270cookie-checkKIBRIS’TAN… Talat ve Hristofyas görüşmesi

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.