KIBRIS’TAN… Uçuş Ambargosu kalkmadan ASLA

Türkiye ile AB Katılım Ortaklık Müzakerelerinde bir sorunun çıkmasını önlemek için her seferinde ortaya atılan “ara bulma” önerileri nedense hep Kıbrıs ile ilgili oluyor ve Kıbrıs konusunu Birleşmiş Milletler zemininden yavaş yavaş Avrupa Birliği zeminine kaydırılıyor.
Bu kayma da hiç çaktırmadan azar azar oluyor.


Ambargolar konusunu, limanlar konusunu, direk ticaret konusunu, Maraş konusunu, Ercan havaalanı ve direk uçuşlar konusunu hep AB zemininde konuşur olduk artık.


Bence büyük bir yanlışlık yapılıyor ve Kıbrıs konusu, Türkiye ile AB Katılım Ortaklık Müzakerelerinde yargıç konumunda olan Kıbrıs (Rum) Cumhuriyeti’nin güçlü olduğu, söz sahibi bulunduğu zeminde görüşülüyor.
Kıbrıs konusu derhal AB zemininden çıkarılmalı ve BM zemininde görüşülmelidir.


BM içinde Kıbrıs (Rum) Cumhuriyeti’nin hiçbir “Kıymet-i Harbiyyesi” yani ağırlığı yok. Güvenlik Konseyinde ağababaları Fransa’nın ve Rusya’nın söz sahipliği var, o kadar. Ama Türkiye’nin de Genel Kurulda bir ağırlığı ve beraberinde oy kullanacağı, kendisine destek verecek dostları var.


Finlandiya önerilerinin açtığı yeni çözüm tarzı yöntemi uyarınca masaya kısmi çözümler konulduğu müddetçe, aşamaların çok olacağı ve buna paralele olarak da “Bu son şanstır”  tehditlerinin de bir o kadar çok olacağı kesin.


Bizim hedefimiz nedir. Hedefimiz KKTC üzerinden mi, yoksa Kıbrıs Türk halkı üzerinden mi siyasi ve ekonomik izolasyonların kaldırılmasıdır. Önce buna karar vermeliyiz. Bana göre en doğru olanı, KKTC üzerinden bu acımasız izolasyonların kaldırılmasıdır.


Tabi bizim yöneticilerimiz ne düşünür, onu bilmiyorum. Annan Planı öncesi AB’den söz aldım, “Evet” dersek izolasyonlar kalkacaktır diyen Cumhurbaşkanımız, bu konuda şimdi ne düşünüyor bilmiyorum. Bildiğim bir şey var, o da KKTC lafını ağzına almadığıdır.
Ben olsam her tür bozgunculuk suçlamalarına karşı, AB’nin yüzüne verdikleri sözü vurur,  İZOLASYONLAR KALDIRILMADAN asla da masaya oturmazdım.


Hele de Ercan’dan direk uçuşlar başlatılmadan ASLA hiç kimseyle görüşmez, yapılan önerilere olumlu olumsuz fikir bile beyan etmezdim.


26 Nisan 2004 tarihinde Direk Ticaret Tüzüğü ile beraber çıkarılan Mali Yardım Tüzüklerinin zaman içinde geçirdikleri aşama AB için tam bir yüz karası.


Avrupa Birliği, AB-Türkiye görüşmelerinde açıkça Kıbrıs (Rum) Cumhuriyetinin, maşası olmuş. Rumlar AB’yi parmaklarında oynatıyorlar ve her tür talepleri için AB’yi kullanıyorlar.
AB’nin kendisi görüşmelerin başlama tarihi öncesinde Türklere verdiği İzolasyonları kaldırma sözünü tutmuyor ama Türkiye’den “Ben izolasyonları kaldıracağım, sende limanlarını Rumlara aç” tavizini istiyor ve verdiği garanti ile müzakere çerçeve belgesi içine bu koşulu koydurttuktan sonra, utanmadan arlanmadan limanların açılması talebini her gün yineliyor. Ama izolasyonların kaldırılması yönünde kendi verdiği sözü tutmak aklına bile gelmiyor.
 
Şimdi de Fin önerileri içinde ne olduğu belirsiz, neyi kastettiği anlaşılmayan  “Direkt Ticaret” ile “Kıbrıs Türk halkı üzerindeki izolasyonlar kalktı” imajının yaratılması çok tehlikeli ve sakınılması gereken bir tuzak. İzolasyonların, ambargoların kalktığı falan yok.


Artık Kıbrıs’lı Rumlarla Yunanlıların maşası haline gelmiş Avrupa Birliği ile Kıbrıs konusunu konuşmanın ve tartışmanın bir manası ve faydası da yok.


Kıbrıs konusu BM zeminine geçmedikçe, ne pahasına olursa olsun görüşmelere son verilmesi gerekmektedir.


_____________


* Prof. Dr.


 

655000cookie-checkKIBRIS’TAN… Uçuş Ambargosu kalkmadan ASLA

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.