Kılıçdaroğlu: Haramilerin saltanatını yıkacağız…

CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu hakkındaki Yargıtay kararının ardından CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun çağrısıyla İstanbul’a alınan “Milletin Sesi” mitingi yüzbinlerce yurttaşın katılımıyla gerçekleştirildi.

Yüzbinler İstanbul’da ‘Milletin Sesi’ mitingi için alandaydı/ Kılıçdaroğlu: Haramilerin saltanatını yıkacağız…

CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu hakkındaki Yargıtay kararının ardından Bursa’dan İstanbul’a alınan “Milletin Sesi” mitingi Maltepe Sahil Miting Alanı’nda yurdun birçok bölgesinden gelen yüzbinlerce yurttaşın katılımıyla gerçekleştirildi.

Yüzbinler İstanbul’da alandaydı: Fotoğraflarla ‘Milletin Sesi’ mitingi…
Galeri: Yüzbinler İstanbul’da alandaydı: Fotoğraflarla ‘Milletin Sesi’ mitingi…
CHP İstanbul İl Başkanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre Maltepe’deki Milletin Sesi mitingine yaklaşık 600.000 kişi katılım sağladı.

YURTTAŞLAR “HAK, HUKUK, ADALET” DİYE HAYKIRDI
Yurttaşlar Kemal Kılıçdaroğlu’nun 15 Haz 2017 – 9 Tem 2017 tarihleri arasında gerçekleştirdiği Adalet Yürüyüşü’nün “Hak, hukuk, adalet” sloganıyla AKP iktidarının baskı, sansür politikalarına, ekonomik krize tepkilerini dile getirdi.

CANAN KAFTANCIOĞLU, MEYDANI SELAMLADI
CHP milletvekilleri ve CHP’li belediye başkanları kürsüye çıkarken hakkındaki Yargıtay kararının onanmasının ardından Bursa’dan İstanbul’a alınan “Milletin Sesi” mitinginde CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu yurttaşları selamladı.

KEMAL KILIÇDAROĞLU, MALTEPE MEYDANI’NI DOLDURAN YURTTAŞLARA SESLENDİ
“HİÇKİMSE UMUTSUZLUĞA KAPILMASIN”
İkincisi yapılan Milletin Sesi Mitingi’nde kürsüye çıkan vatandaşların sorunlarını anlatmasının ardından yurttaşlara seslenen Kemal Kılıçdaroğlu’nun açıklamaları şöyle oldu:

Hiçkimse umutsuzluğa kapılmasın. Haramilerin saltanatı yıkılıyor. Bu meydanda milyonlarla buluşmuştuk. Az kaldı bu kentin meydanlarında, sokaklarında özgürce kucaklaşacağız. Birileri Türkiye’yi zifiri karanlığa sürüklemek istiyor. İnsanları korkuyla sindirmek istiyor.

Sizi, bu milleti korkutarak bu sistemi ayakta tutmak istiyorlar. O ve Saray’ı giderse kaos olur algısı peşindeler. Evleri basıyorlar, okulları basıyorlar, tweet attılar diye liseli çocukları okullarından alıyorlar. Bebekleri babalarından annelerinden koparıyorlar.

Şimdi bir adım daha atıp partileri kapatmaya hazırlanıyorlar. Saray ve şurekasının elinden düşmeyen bir kelime var: O yasak, bu yasak, şu yasak…

Memleketi uyuşturucu bataklığına çevirdiler. Kadın cinayetleri, işçi cinayetleri, siyasetçilere suikast hazırlıkları. Kullanışlı aparatlarla kavga edeceğiz. Sonuna kadar edeceğiz ve kazanacağız.

“YALANLARDAN HEPİMİZ BIKTIK!”
Söz veriyorum biz kazanacağız. Ülkemiz ağır bir ekonomik buhranın içinde. Bu hakka hukuka adalete sırt çevirmenin, adaletsiz yönetimin sonucudur. Milyonlarca aile ağır yoksulluk içinde geçinemiyor. Sonuç: Yüzbinlerin tiranlıktan kaçmaya çalışması. En değerlimizi gençlerimizi kaybediyoruz. Gençlerimizin yüzde 70’i yurt dışına gitmek istiyor. 550 bini gitti bile.

Yalanlardan hepimiz bıktık! Ağızlarını açtıklarında yok efendin 2023, 2071, dış güçler, Almanlar, Japonya bizleri kıskanıyor, anlaşmalarda gizli maddeler var. Bunların tamamı yalan, yalan, yalan. Çok uzun süredir söyleyecekleri elle tutulur hiçbir şey kalmadı.

Çok uzun süredir söyleyecekleri elle tutulur hiçbir şey kalmadı. Ama az kaldı, uzun zamandır değişim rüzgarları esiyor. Türkiye değişime hazır. Çiftçimiz, işçisi, memuru, bürokratı, esnafı, sanayicisi, tüccarı, ithalatçısı, turizmcisi, taksicisi bu değişime hazır. Bu değişime gençler hazır, kadınlar hazır. Biz bu değişime hazırız.

“BEŞLİ ÇETELERİN KURDUĞU DÜZENİ BOZACAĞIZ”
Kollarımızı sıvayıp hemen çalışmaya başlamak zorundayız. Ekonomiyi yeniden inşa etmek zorundayız. Yolsuzluk yapanların, kul hakkı yiyenlerin kim olduklarına bakmadan kafalarına inmek zorundayız. Sarayın ve fotoğrafçı suç işleri bakanının elinden yetkiyi aldığımızda, hepsinin, bu beşli çetelerin defterini dürmek zorundayız.

‘Beşli çetelerin kurduğu düzeni bozacağız. Bunların düzenine çomak sokacağız. Beşli çetelere ses çıkarmayanlar iyilikte yarışan belediye başkanlarımıza baskı yapıyorlar. Belediye başkanlarımız kumpasları, entrikaları boşa çıkararak halka hizmetlerini sürdürüyorlar.

1 hafta süreyle karanlıkta kaldım biliyorsunuz. Ben neoliberalizme karşıyım, bırakın halkı sömüren sömürsün, piyasa dengesini bulur söylemine karşıyım. Toplumun belleğine yerleşen bu anlayış, iktidar destekli sömürme ve köleleşmeye dönüştü.

İnsanların geçim kaynaklarını korumak için devletin müdahil olması gerektiğine inanıyorum. Vergide indirim istiyorum ama bunu yapabilmek için kamu maliyelerimizin sürdürülebilir temele oturtulması gerektiğine inanıyorum. Mali sorumluluğa inanıyorum. Vatandaştan toplanan verginin hesabının vatandaşa verilmesi gerektiğine inanıyorum.

“ONURLU GAZETECİLERİN TIRNAĞINA ZARAR GELİRSE, SİZ KENDİNİZİ UNUTUN!”
2 kadın gazeteci, işlerini yaptıkları için tehdit ediliyor. Paramiliterlere, mafyalara, baronlara, kendini derin devlet olarak ilan eden müptezellere, SADAT’a olur da bu onurlu gazetecilerin tırnağına zarar gelirse, siz kendinizi unutun!

“HİÇ KİMSE UNUTMASIN, BİZ IRKÇI DEĞİLİZ”
Türkiye’ye gelen kaçakların, Afganların ve Suriyeli sığınmacıların ülkelerine geri gönderilmesi gerektiğine inanıyorum. Benim vatan sevgimde sınır namustur anlayışı var. Yol geçen hanına dönen sınırları koruyamayanlar devleti yönetemezler.

8 milyon kişiyi başımıza indirdiler, bu yük taşınamıyor. Gitmek zorundalar, gidecekler. Davul zurnayla, kardeşçe göndereceğiz. Hiçkimse unutmasın. Biz ırkçı değiliz. Irkçılığa karşıyız. Asla bu milletin alnına kara lekenin sürülmesine izin vermeyeceğiz.

Ortadoğu barış ve işbirliği teşkilatını kuracağız, Suriye’ye, orta doğu’ya barış getireceğiz. Bizim ilkemiz Atatürk’ün söylediği Yurtta Barış Dünyada Barış ilkesidir.

İnsanlar arasında eşitlik istiyorum; hak eşitliği… Fırsatların eşitliğin istiyorum. Değerle siyaseti yapılsın istiyorum. Demokrasiye saygı, işbirliği değerleri üzerinden var olalım istiyorum. 2 kelimede vücut bulan anlayışı iktidara getirmek için birlikte çalışmak zorundayız.

“VATAN BİZİM VATANIMIZ, BAYRAK BİZİM BAYRAĞIMIZ”
Dindarı, dinsizi, Türkü, Kürtü, Arapı, sağcısı, solcusu, liberali, milliyetçisi… 84 milyona, herkese; ülke elden gidiyor, birlikte olmak zorundayız, birlikte mücadele etmek zorundayız! Vatan bizim vatanımız, bayrak bizim bayrağımız.

Atatürk’ün önderliğinde kazandığımız Kurtuluş Savaşı gibi, neye inandığımız, geçmişte hangi partiyi desteklediğimiz önemli değil. Eski tartışmaları bir tarafa bırakıp gerçek değişimi sağlamak için birlikte çalışmak zorundayız. Demokrasi ve adalet mücadelesini kimseyi ayırmadan, dışlamadan hep birlikte vermeliyiz. Emekçiler, toplumun tüm kesimleri, iş insanları, esnaf, kadınlar, emekliler, bilim insanları, beyaz yakalılar; insanca yaşayacağız, kardeşçe ve hakça bölüşeceğiz.

KILIÇDAROĞLU’NDAN MUHAFAZAKARLARA ÇAĞRI: “AYNISINI SANA DA YAPACAK”
Genç muhafazakarlar; bu sorunlar hepimizin sorunu, bir kısımın değil. Bu senin de sorunun. İl Başkanımıza siyaseti yasaklayan zihniyet senin nafakanı kesmek istiyor, seni köleleştiriyor. Sesini yükseleyeceksin, itiraz edeceksin. Aynısı sana da yapılacak. SADAT’çıların toplantılarında sen yoksun. Vatana ihanet suçu işlenirken erkekler oturdu yeni anayasa yazdı, sen orada yoksun ve olmayacaksın. Genç muhafazakar kardeşim, bu seçimde kararsızım diyemezsin. Kayıtsızlık bir cevap değildir, bir sondur. Kayıtsızlık saldırganın dostudur. Saldırgana karşı dik durmalısın, onurlu durmalısın.

Bazıları hala öğretilmiş çaresizlikle bir partinin ve parti liderinin halkını dinlemesini zayıflık gibi algılıyorlar. Bir liderin kibar olmaması gerektiğini söylüyorlar. İyi kalpli olmayı zayıflık gibi gösteriyorlar. Biz birlikte oluyoruz, birlikte iktidar oluyoruz. Ben iktidar olduğumuzda asla değişmeyeceğim, neysem oyum! Kibar olmayı, dinlemeyi, dezavantajlıların derdine koşmayı değiştmeyeceğim, inadına koşacağım!

İyi insan olmayı zayıflık olarak gösterenler, bir yüzükle yola çıkanlar bugün milletin celladı haline geldiler. Onlar saraylarda fink atıyorlar, millet ise aç. Kendi celladınızı seçmeyin. Bu bir şov değil, demokrasi arayışı; ciddi olmak zorundayız, ahlaklı olmak zorundayız, vicdanımızı dinlemeliyiz, ahlaki değerleri yüceltmek zorundayız.

“CANAN BAŞKAN’IN BAŞINA GELENE SES ÇIKARTACAKSIN”
Canan Başkan’ın başına gelene ses çıkartacaksın. Genç muhafazakar kadın, senin de başına gelecek. Ey genç muhafazakar kardeşim bu seçimde kararsızım diyemezsin. Kayıtsızlık bir seçim değildir. Bir sondur. Her zaman saldırganın dostudur. Saldırgana karşı dik durmalısın. Onurlu durmalısın.

İktidar olduğumuzda asla değişmeyeceğim. Ben neysem oyum! Nerede durduğumu biliyorsun. Bunu değiştirmek niyetinde değilim.

“KENDİ CELLADINIZI SEÇMEYİN”
Bir yüzlükle yola çıkanlar milletin celladı haline geldi! Saraylarda fink atıyorlar, millet aç! Kendi celladınızı seçmeyin. Ahlaklı olmak, ahlaki değerlerimizi yükseltmek zorundayız.

CHP’de geçmişte şöyle yaptı böyle yaptı diyorlar. Evet hatalar olduş. Biz hatalarımızdan ders çıkarmasını bilen bir partiyiz. Allah şahidimizdir ki kendimizi geliştirmek için çok çaba harcıyoruz. Tam anlamıyla mükemmel olmasak da mükemmel bir göreve talibiz. İşsizlere iş sağlamak, hiçbir çocuğun yatağa aç girmediği bölgesinde saygın bir ülkeyi yeniden inşa etmek.

“BİR KEZ DAHA SÖZ VERİYORUM”
Bu söylediklerimize inanıyorsanız, akıllı bir ekonomi yönetimi istiyorsanız, Silivri korkusu olmadan konuşmak istiyorsanız, Harp Akademisi öğrencileri serbest bırakılsın istiyorsanız, eğitime ve sağlıka güzel bir bütçe ayrılsın istiyorsanız, 128 Milyar doların kime satıldığını öğrenmek istiyorsanız, ödediğiniz vergilerin nereye gittiğini öğrenmek istiyorsanız, asgari ücretli açlığa mahkum olmasın istiyorsanız bize katılın. Çocuklarınızın geleceğini düşünürsanız bize katılın.

Bu ülkeden çalınanları tavizsiz geri alacağıma bir kez daha milletimin huzurunda bir kez daha söz veriyorum!

****

GEZİ DAVASI TUTSAĞI TAYFUN KAHRAMAN’IN EŞİ MERİÇ KAHRAMAN ADALET İSTEDİ: YÜZBİNLER DESTEK VERDİ

Mitingde Gezi şehitleri aileleri ve Gezi tutukluları aileleri sahneye çağrıldı.

Gezi Davası’nda alınan skandar kararla tutuklanan Tayfun Kahraman’ın eşi Meriç Kahraman mitigde konuşma yaptı.

Kahraman, “Merhaba. Gücünü özgürlük ve eşitlikten alan, dayanışmayı büyüttüğümüz ama en çok da umuduumuzu geleceğe taşımamıza vesile olan Gezi Direnişi’nin adalet talebini bugün bir kez daha bu meydana taşıyarak demokrasiye güç veren herkese merhaba. Bu adalet talebi gelecek güzel günler içindir. Bu adalet talebi, kentlerimizin yağmalanmadığı, kamu kaynaklarımızın yok edilmediği, derelerimizin özgür aktığı geleceğimiz içindir. Bu adalet talebi, yargının bağımsız olduğu, yaşama sahip çıkan seslerin duyulduğu, mesleklerinin gereğini yapan hak savunucularının tutsak edilmediği bir ülke içindir. Bu adalet talebi; Ethem’in, Ali İsmail’in, Medeni’nin, Hasan Ferit’in, Abdocan’ın, Ahmet’in, Mehmet’in ve Berk’in’in özgür düşleri içindir.” ifadelerini kullandı.

“HER YER TAKSİM HER YER DİRENİŞ”
Yüzbinler meydanda “Her yer Taksim, her yer direniş” sloganlarıyla adalet talebine destek verdi.

YURTTAŞLLAR MİLLETİN SESİ MİTİNGİ’NDE KÜRSÜDE
“İDAMA GÖTÜRSELER SÖYLEEMEYE DEVAM EDECEĞİM”
İkincisi yapılan Milletin Sesi Mitingi’nde Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından önce vatandaşlara söz verildi.

65 yaşında geçimini bulaşık yıkayarak sağlayan Nazife Canoğlu, “Ben 70 yılından beri Türkiye’de yapmadığım iş kalmadı. Tek bir hırsızlık yapmadım, namusumu şerefimi koyarak her şeyi denedim. Biz koyun gibi bir milletiz hepinizi çok seviyorum. 2 senedir yardımlarla ayakta duruyorum. 3 bin lira maaşım var, 1600 lira kira. Faturalar vs. Gerisini siz hesaplayın. Beni idama götürseler söylemeye devam edeceğim. Önce Türklerin hakkını arayacak devlet istiyorum. Bu sene tamamen karaya vurmuş durumdayım. Artık yeter diyorum, bir ekmek 5 lira. Ben hayatta hiç böyle bir zam, bir pahalılık görmedim. Ben emekliyim, ben veremiyorum. Yeter, hep yabancılar, yabancılar. Yeter. Ben ırk ayrımı yapmıyorum ama yeter. Gelin doğru yolu bulalım, kendi hakkımızı arayalım. Allah aşkına yeter artık…” ifadelerini kullandı.

“ANNELERİ BU HALE GETİREN SİSTEM UTANSIN”
Ev işçisi Muazzez Süngür, “Çocuklarımın okumasını ve bizden daha iyi yaşamasını istiyorum. Her geçen gün bu umudum azalıyor. Bir iki sene öncesine kadar çocuklarımızı nasıl okutacağız diye düşünürken işimdi çocuklarımızı nasıl okutacağız diye düşünüyoruz. Beni bütün annelerin anlayacağını düşünüyorum. Olur da bir şey ister diye çocuğumla markete gidemiyorum…. Anneleri bu hale getiren sistem utansın.” ifadelerini kullandı.

“ÇÖPE ATILMASI GEREKEN KEMİKLERİ ‘EN AZINDAN YEMEĞE TADI GEÇSİN’ DİYE ALIYORLAR”
Kürsüye çıkan kasaplık yapan esnaf Fatih Uludağ, “Yaklaşıp 20 yıldır kasap mesleğini yapıyorum. En kötü zamanımı geçiriyorum. Bizim kullanmadığımız kemikler, şimdi çorbalık kemik olarak reyonlarda yerini aldı. ‘Et yiyemiyeceğiz ama kokusu olsun bari yemekte’ diyorlar. Tezgaha koyduğum eti sattıktan sonra yenisini zamlı alabiliyoruz. Ramazan ayını geçtik. İnsanlar evine et alamıyorlar. Çöpe atılması gereken kemikleri insanlar ‘en azından yemeğe tadı geçsin’ diye alıyorlar” dedi. GERÇEK GÜNDEM

2608340cookie-checkKılıçdaroğlu: Haramilerin saltanatını yıkacağız…

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.