Kemal Kılıçdaroğlu, Mansur Yavaş’ı “Bundan sonra dikkat etsin, arkasında bir ülkücü nefes var” sözleriyle tehdit eden Devlet Bahçeli için “Düştüğü pozisyona üzülüyorum” dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ı “Bundan sonra dikkat etsin, arkasında bir ülkücü nefes var” sözleriyle tehdit eden MHP lideri Devlet Bahçeli için “Düştüğü pozisyona üzülüyorum” dedi.
Ankara’da İYİ Parti üyelerinin katılımıyla düzenlenen Alparslan Türkeş anmasına saldırı gerçekleşmiş ve saldırının MHP üyesi Ülkücüler tarafından yapıldığı öne sürülmüştü. Saldırıya dair soru üzerine Devlet Bahçeli, “Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Bey’in elinin altında geliştiği kanaati hakim. Bundan sonra Mansur Bey dikkat etsin. Arkasında bir ülkücü nefes var” demişti.
FOX TV’de İsmail Küçükkaya ile Çalar Saat’in konuğu olan Kılıçdaroğlu, Devlet Bahçeli’ye yanıt verdi. Bahçeli’nin AKP kazansın diye kendi partisini ve Ülkücüleri tümüyle feda etmeye hazır bir pozisyon takındığını ifade eden Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
“Böyle bir olayı araştırmadan, sorgulamadan Mansur Yavaş’ı hedef alıp onu suçlaması, suçlama yönüne gitmesi doğru değil. Bahçeli’nin yapması gereken baskın düzenleyenleri eleştirmesiydi. ‘Bizim eski Başkan’ı, bir grup seven, ailesi anıyor. O baskın düzenleyenleri partide tutmayacağım ve atacağım’ demesi lazımdı. Tam tersine hiç ilgisi olmadığı halde Mansur Bey’i suçladı. Bir siyasi partinin genel başkanı olarak kendinizi bir başka yere vakfetmişseniz, yani AKP’nin altında bir yerde kendinizi konumlandırmışsanız ve AKP kazansın diye kendi partinizi ve Ülkücüleri tümüyle feda etmeye hazır bir pozisyon takınmışsanız siz artık siyaset üretemezsiniz. Mümkün değil. Siyaseti başkaları üretir, size empoze ederler, ‘Buraya saldırın’ derler, sen gidersin o görevini yaparsın. Bahçeli’nin düştüğü pozisyon budur. İnanın Bahçeli’nin düştüğü pozisyona üzülüyorum.”
AKŞENER’DEN BAHÇELİ’YE “YAVAŞ” TEPKİSİ
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin Meclis’teki grup toplantısındaki konuşmasında Bahçeli’yi de eleştirdi… Akşener şunlaı söyledi:
“Milletimiz her gün yeni dertlerle boğuşurken, millete düşman bu iktidarın küçük ortağı işi gücü bırakıp vatandaşa hakkıyla hizmet edenlele uğraşıyor. Sayın Bahçeli dün Sayın Yavaş’ı tehdit etti. Yok öyle yağma, Mansur Yavaş’ın arkasında biz varız, Ankaralılar var! Yalana, talana, yoksulluğa ses çıkarmayacaksınız, tek derdi Ankaraya hizmet olan belediye başkanımızı tehdit edeceksiniz… Siz bu hükümetin küçük ortağısınız. Ayıptır ayıp. Milletimiz sizden yoksulluğa, pahalılığa çare bekliyor, siz utanmadan salon basma peşindesiniz. Siz tehditle, hakaretle gündem saptırma peşindesiniz. Milletin nefesi asıl sizin ensenizde. Siz ise sandıktan kaçacak yer arıyorsunuz, yok öyle yağma sayın Bahçeli. Hesap gününden kaçış yok. O sandık milletimizin önüne gelecek, nefesi de iradeyi de karşınızda göreceksiniz.
Bu iktidar paramızı pul etti, güvenimizi istismar etti, kınadığı ne varsa daha beterine dönüştü. Sayın Erdoğan ne zaman sıkışsa, eskinin akaryakıt kuyruklarından, kotalı satışlardan bahseder… Önlenemeyen fiyat artışlarından bahseder. Kedisinin devr iktidarında durumlar nasıl? Akaryakıt kuyruklar var, ekmek kuyruğu, yağ kuyruğu var. Kotalı satışlar var. Önlenemeyen fiyat artışları var mı, var. Maalesef var. Milletimiz maaşını dolarla almıyor ama ithalata mahkum edilen ekonomimizde her şeyi dolarla alıyor.
Ülkemizde kur da enflasyon da almış başını gidiyor. Sakarya milletvekilimiz Ümit Dikbayır, her ay eşiyle birlikte Sakarya’da aynı listeyle pazar ve market alışverişi yapıyor. TÜİK’in gerçek dışı rakamlarına karşı milletimizin gerçek enflasyonunu ölçüyor. 1 sene önce 558 lira 17 kuruşa yaptıkları alışverişi, 1 sene sonra 871 lira 94 kuruşa yaptık. 1 sene önce 15 lira 75 kuruş olan bir litrelik ayçiçek yağı, 1 sene sonra 29 lira 95 kuruşa aldık.”
“TAYYİP BEYİ ÜZMEYEN İSTATİSTİKLE KURUMU”
“Önümüzdeki günlerde TÜİK’in yıllık enflasyon hesabını göreceğiz. Maaş zamları da bu hesaba göre yapılacak. Biliyoruz ki, ‘Tayyip beyi Üzmeyen İstatistikle Kurumu’, TÜİK, sarayı memnun etmek için elinden geleni yapacak. Gizlenen gerçeklerden saray memnun olacak ama milletimizin gerçekleri değişmeyecek. Asgari ücretlinin geçim derdi devam edecek.
Bugün ülkemiz öyle bir noktada ki asgari ücret artık geçinme ücreti konumunda. SGK’nın 2020 verilerine göre 4A kapsamındaki 15,2 milyon çalışanın 6 milyon 390 bini asgari ücretli. Her yıl kasım ve aralık aylarında asgari ücret gündeme geliyor. Ortada vahim bir durum var. Her yıl siyasi bir malzeme haline getiriliyor. Asgari ücreti siyasi tartışmaların gündeminden acilen çıkarmamız lazım. Bu nedenle yetkiyi aldığımızda asgari ücreti belirlerken, makro ekonomik göstergeleri temel alan sağlıklı bir model benimseyeceğiz. Asgari ücreti, yoksulluk sınırı, verimlilik artışı, milli gelir, işsizlik oranı gibi objektif parametreleri kullanarak şeffaf bir biçimde belirleyeceğiz. Böylece siyasetin malzemesi olmaktan kurtarıp hakkaniyetli bir ücret önerebileceğiz.
Bu sene için ne öneriyoruz? 3 milyon 125 bin işçimiz açlık sınırının altında yaşıyor. Asgari ücret en az 4 bin lira olmalıdır. Ancak mevcut uygulama ile bekar bir asgari ücretlinin eline 4 bin lira geçmesi durumunda bunun işverene maliyeti 6 bin 574 lira olacak. İktidarın beceriksizliği nedeniyle iflasın eşiğinde olan işverenimiz için bu maliyet karşılanabilir değil. Bu durumda ne istihdamı artırabiliriz ne güvencesiz çalışmanın önüne geçebiliriz.”