Kılıçdaroğlu’nun, Oğan’ın oylarını alma girişiminin siyasette bir karşılığı var mı?

İhsan Çaralan / EVRENSEL – CHP başta olmak üzere Millet İttifakı partileri, Cumhurbaşkanlığı seçiminin 2’nci turunda yüzde 50+1’i bulmak için girişimler yapıyorlar.

Kılıçdaroğlu başta olmak üzere CHP sözcüleri 1’inci turdaki; “Size söz, yine baharalar gelecek”… benzeri “pozitif söylem” merkezli taktiğin işe yaramadığını belirterek 2’inci turda yeni bir taktik değişikliğine gittiklerini belirtiyorlar.

1’inci turda meydanları doldurarak uzun konuşmalar yapılan mitinglerin bekledikleri sonucu vermediğini gören CHP ve diğer Millet İttifakı partilerinin zaten çok az süre olan önümüzdeki günleri; belediye başkanlarını, eski ve yeni milletvekillerini, gençlik ve kadın örgütlerini, il ve ilçe örgütlerini bulundukları yerellerde halkla yüz yüze sıcak ilişkiye geçiren bir seçim çalışmasını esas aldıkları anlaşılmaktadır.

Bu yeni seçim taktiğinin ikinci ayağı ise Sinan Oğan’a verilen yüzde 5’lik oyu almaktan ibaret!

Bu ikinci adımdan halka hitap etmekte sert, kavgacı bir üslubu benimsemekte birleştirecekleri anlaşılmaktadır.

Cumhur İttifakında ise Erdoğan’ın gözü de Sinan Oğan’a verilen oylarda. Ama Oğan’ı iki kez MHP’den ihraç etmiş olan Devlet Bahçeli engeli Erdoğan’ın elini kolunu bağlamış görünüyor.

Nitekim, Osman Öcalan’ın TRT’ye çıkarılmasını bile hazmeden Bahçeli’nin, 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı vesilesiyle yaptığı açıklamada Sinan Oğan’ı “Olmayan siyasi gücünü varmış gibi gösterip siyaseti at pazarına çevirenler, kamuoyuyla gün aşırı talep listeleri paylaşanlar samimi olmadığı gibi milli ve ahlaki değerlerle ters düşen fırsatçı acizlerdir” diye suçlaması, onun bu konuda geri adım atmayacağını gösteriyor. Bu yüzden Erdoğan’ın kendisini 1’nci turda yüzde 50+1’e çok yaklaştıran taktiği sürdüreceğini söylemek yanlış olmaz.

‘SANA SÖZ, YİNE BAHARLAR GELECEK’ MÜJDESİNDEN,  ‘…OLACAK. NOKTA!’YA

Belediye başkanlarının, milletvekillerinin, yerel parti örgütlerinin devreye sokulup somut görevler üstünden yerellerde harekete geçirilmesi için atılan adımlar elbette ki önemlidir. Ki yerellerde tek adam rejimine ve onun ülkeyi sürüklediği karanlığa karşı olan her siyasi çevre ve herkesin, kıldı, çöptü demeden bu girişimi desteklemesi gerekir. Bu çalışma gereği gibi yapılırsa sandığa pozitif yansımasının olacağı da görülecektir. Yine deprem bölgesinde çalışmaların yenilenmesi, halkla doğrudan ilişkileri artırıma girişimleri de olumlu sonuçlar getirebilecek girişimlerdir.

Ancak Sinan Oğan’ın yüzde 5’lik oyu üstünden, bu seçmen kitlesine iktidarın ülkeyi sürüklediği uçuruma dikkat çekilerek Kılıçdaroğlu’nu desteklemeleri gerektiğini onların anlayacağı dilden anlatmak yerine Oğan ve Özdağ’ın tavrını benimseyip “Kurulacak göçmen bakanlığı”nı da onlara verme adımının ne sonuç getireceği çok tartışmalıdır. Oğan’a oy veren kitleyi İyi Parti, CHP, AKP ve MHP’den… kopan bir kitle değil de “Özdağ ve Oğan’ın babadan kalma köleleri” olarak görmek onlara büyük güç vehmetmek en hafifinden önemli ve açık bir yanılgıdır.

Bu yazı yazıldığında Kılıçdaroğlu’nun Oğan ve Özdağ ile yapacağı beklenen görüşme henüz yapılmış değildi. Ama perşembe günü cumhurbaşkanlığı seçiminin 2’nci tur taktiğini açıklayan Kılıçdaroğlu’nun “Göçmenlerin geri gönderilmesi” ve “terörler mücadele” gibi en kritik konularda Oğan ve Özdağ gibi konuşması, “Sana söz, yine baharlar gelecek” müjdesinden, “…olacak. Nokta!” üslubuna geçişi gösteriyor. Bu konuşmayı dinleyen az çok siyaseti izleyen herkes, “Kılıçdaroğlu mu konuşuyor, Özdağ mı?” diye düşünmüş olmalı!

KILIÇDAROĞLU GÖÇMENLERİ GERİ GÖNDERMEKTE OĞAN’A AÇIK ÇEK VERİYOR

Kılıçdaroğlu, “2’nci tur taktiğini” açıkladığı konuşmasında kendilerinin iktidara gelemediği koşul için şunları söylüyor:

– 10 milyon sığınmacı daha Türkiye’ye gelecek,

– Dolar 30 lira olacak,

– Ekmek 10 lira olacak,

– Kaçaklar suç makinesine dönüşecek, yağmalar başlayacak,

– Şehirler sığınmacıların, mafyaların, çetelerin kontrolüne geçecek,

– Genç kızlar sokaklarda kendi başlarına gezemeyecek,

– Domuz bağı ile insanları öldürenler iktidar ortağı olacak,

– Teröre taviz verecekler.

– Ben iktidara gelir gelmez tüm mültecileri evlerine göndereceğim. Nokta!

Evet tek adam rejimi etrafında oluşan ülke tarihinin en gerici koalisyonu iktidara geldiğinde Kılıçdaroğlu’nun tarif ettiği distopya gerçekleşemez değildir. Ama burada bu karanlığı önlemenin panzehri tek adam rejiminin vadettiği karanlığa karşı mücadelede göçmenleri zorla geri göndermeyi esas alan, yani göçmenleri hedefe koyan bir tutum olamaz. Tersine tek adam rejiminin kendi amaçları için istismar ettiği göçmenler iktidarın göçmen politikasının mağdurlarıdır.

Şimdiye kadar “Göçmen kardeşlerimizi iki yıl içinde davul zurnayla ülkelerine göndereceğiz. Irkçılık yapmayacağız” diyen Kılıçdaroğlu bu son konuşmasında “davul zurna”yı (yani gönüllülüğü) ve “iki-yıl”ı kaldırıp “iktidara gelir gelmez”e çekerek Oğan ve Özdağ’a açık çek vermiş bulunmaktadır!

ŞİMDİ SAHAYA ÇIKIP KESİNTİSİZ ÇALIŞMAYA DEVAM ETME ZAMANI

Kılıçdaroğlu, perşembe günü yaptığı konuşmada, sadece göçmen sorununda değil “terörle mücadele” konusundaki az çok ihtiyatlı üslubunu bırakarak Özdağ ve Oğan’ın üslubunu okşayan bir söylem benimsemiş görünmektedir.

Bu yüzden de kamuoyunda “Kürt seçmen mi Oğan’a oy verenler mi” ikilemi konuşulmaktadır.

Cumhurbaşkanlığı seçiminde Kılıçdaroğlu, en önemli desteği HDP-Yeşil Sol Partiden almıştır. Hatta oyun ötesinde Kürt halkının sıcak desteğini almıştı. Bu yüzden de Kılıçdaroğlu’nun ikinci tur taktiğinde Oğan ve Özdağ’a yakın tutumu karşısında bu desteğin ne ölçüde sürdürülebileceği de tartışılmaktadır.

Sadece Kürtler de değil, laik ve demokratik Türkiye talebini önemseyen ilerici demokrat güçler, sosyalistler, aydınlar, akademisyenler, demokratlar da “Oğan’ın oyları” etrafındaki bu hızlı taktik değişikliğinden hoşnutsuzdurlar.

Burada Kılıçdaroğlu herhalde Kürt halkının ulaştığı siyasi bilinçten gelen ferasetine (Ben böyle diyorum ama Kürt halkı benim neden böyle dediğimi anlayacaktır) güvenmektedir. Tabii Kılıçdaroğlu’nun ilericiler, demokrat güçler, sosyalistler, aydın ve akademisyenlerden de böyle bir feraset beklediği anlaşılmaktadır. Ki, tek adam rejiminin yarattığı tehdit karşısında Kılıçdaroğlu’nun beklentisi boşa çıkmayabilir, çıkmamalı da. Ama, “Kılıçdaroğlu Oğan ve Özdağ ile ittifaktan Oğan’a verilen yüzde 5’lik kitlenin yüzde 70’inin desteğini alabilir mi?” denirse bu çok tartışmalıdır.

Fazlasını seçim sonrasında tartışacağız. Çünkü şimdi sahaya çıkıp tek adam rejimine karşı tüm güçleri birleştirme, tek adamın hevesini kursağında bırakma zamanı!

2689390cookie-checkKılıçdaroğlu’nun, Oğan’ın oylarını alma girişiminin siyasette bir karşılığı var mı?

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.