Bu küçük böcekten aşk dersi alabiliriz.
ŞU AŞKA BAKIN!
Kadife kene 364 gün yerin altında yaşar, karanlık tünellerde dolaşır. Dünyası kapkaranlıktır. 365 inci gün yeryüzüne çıkar. Niye çıkar dersiniz? Sevgilisini görmek için… Saati bile belli, sabah 9-10.30 arasi. Bu kısa süre içinde sevdiğine, üstelik de; kur yapmak zorundadır.
İnsana verilen sevme zamanını düşünürseniz, aşk için bir böcekten ders alınabileceğini kolaylıkla anlarsınız.
Dünyanın ilk aşk şiirinin İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde yıllardır sergilendiğini duymuş muydunuz?
4 bin yıllık çivi yazısı tablet, 14 Şubat Sevgililer Günü nedeniyle, ayrı bir bölüme kondu. Şiir bugün için bile, erotik dizelerden oluşuyor.
Çivi yazılı tablet, 1889 yılında, Bağdat’ın 150 kilometre uzağındaki Sümer kenti Nippur’da bulundu. Sümerlilerce hazırlandı.
ABD’li Sümerolog Samuel Noah Kramer tarafından 55 yıl önce okundu. Tableti Türkçe’ye Türkiye’nin ilk Sümeroloğu Muazzez İlmiye Çığ çevirdi. Bu gün hanımefendi 94 yaşında. Şiirde o dönemin izlerini görürsünüz.
Şubat ayı boyunca özel bir vitrinde sergileniyor.
Şiirin Öyküsü:
Sümer inancına göre, toprağın bereketini ve toprağın verimli olmasını sağlamak amacıyla, Kral’ın yılda bir kez Bereket ve Aşk Tanrıçası Enlil yerine bir rahibe ile evlenmesi kutsal bir görevdi.
Şiir, Kral Şusin için seçilmiş bir gelin tarafından yeni yıl bayramını kutlama töreninde söylenmek üzere kaleme alındı. Ziyafetlerde şölenlerde müzik, şarkı ve dans eşliğinde söyleniyordu.
Dünyanın ilk aşk şiiri:
Damadım, kalbimin sevgilisi
Güzelliğin büyüktür baldan tatlı
Aslan, kalbimin kıymetlisi
Güzell! iğin büyüktür baldan tatlı
Benim değerli okşayışlarım baldan tatlıdır
Yatak odasında bal doludur
Güzelliğinle zevklenelim
Aslan seni okşayayım
Benim değerli okşayışlarım baldan tatlıdır
Damadım benden zevk aldın
Annem söyle sana güzel şeyler verecektir
Babam, sana hediyeler verecektir.
Sen beni sevdiğin için
Lütfet bana okşayışlarını
Benim Tanrım, benim koruyucum
Tanrı Ellil’in kalbini memnun eden Şusin’im
Lütfet bana okşayışlarını Kadife kenenin aşkı ve İlk aşk şiirindeki derin sevgiye rağmen, bazılarının sevgiyi önemsemediklerini, duygularla alay ettiklrini, seveni aldattıklarını görürüz. Sizce; biz insanlar eşlerimizi aldatmayı azgın sinek denilen böcekten öğrenmiş olabilir miyiz?
Azgın sinek dişisini hep zavallı durumuna düşürür. Onunla beraber olmak çeşitli yollar dener. Bacaklarından ipeğimsi bir sıvı salgılar. Bu salgıyla bir armağan paketi hazırlar. İçine ölü bir böcek yerleştirir. Hazırladığı paketi dişiye sunar. Dişi çok mutludur. Bir başka gün dişisiyle tekrar beraber olmak ister. Etrafta ölü böcek bulamaz. İpeksi salgısıyla boş bir armağan paketi hazırlar, dişiye sunar. Dişinin paketi açtiği zaman yaşadığı şoku düşünebiliyor musunuz?
