Oriana Fallaci’nin Doğmamış Çocuğa Mektup isimli eserini okuyanlarımız ve duyanlarınız olmuştur. Hamile bir kadının doğmamış çocuğuna yönelik olarak yazdığı mektubu konu alan yapıt, çok ilgi görmüş ve edebiyat klasiklerinden birisi haline gelmiştir. Bugünkü yazım, Oriana Fallaci ya da eseri hakkında olmayacak. Doğmamış Çocuk olarak nitelendirdiğim, son dönemde tartışma konusu olan siyasetteki Yeni Parti tartışmaları konusunda olacak.
Siyasette yeni siyasi partilerin oluşması kadar, eskilerinin güç yitirmesi, birleşmesi ya da ortadan kalkması söz konusu olabilmektedir. Doğal yollarla halk tabanını yitirerek ya da çeşitli müdahalelerle ortadan kalkan siyasi partiler olduğu kadar, siyasi gereksinimler ya da iç ve dış müdahaleler yoluyla ortaya çıkmış siyasi partiler de görülebilmektedir. Ülkemizde bu konuda son örnek, AKP destekli Özgürlük ve Reform Partisi olmuştur. Ancak bu parti, girdiği ilk seçimlerde yenilgiye uğramıştır.
Dünyada her alanda olduğu gibi, siyasette de değişim ve dönüşüm sürecinin durdurulması mümkün değildir. Bu nedenle siyasi partiler, çağa ayak uydurmak amacıyla programlarını, politikalarını ve gerektiğinde kadrolarını değiştirerek bu değişime uyum sağlamaya çalışırlar. Siyaset, her alanda olduğu gibi boşlukları kendisi dolduran bir süreçtir. Siyasi partilerin güven eksikliği ya da halktan kopmaları durumunda siyasette yeni oluşumların ortaya çıkması, doğal ve bazen gerekli olabilmektedir.
Yukarıdaki düşünceler temelinde, KKTC’de son günlerde gündeme gelen Yeni Parti tartışmalarını değerlendirmek istiyorum. Öncelikle, siyasette yeni oluşumların ortaya çıkmasının birçok nedeni olabileceğinin altını çizelim. Yeni bir siyasi parti, aşağıdaki nedenlerle ortaya çıkabilir :
• Ülke siyasetinde tıkanma bulunması ve mevcut siyasi partilerin bu tıkanmayı aşamamaları durumunda
• İdeolojik nedenlerle ve bu ideolojinin savunucularının bir parti kurma ihtiyacı duyması üzerine
• Bir siyasi partide çözülemeyecek görüş aykırılıkları ortaya çıkması sürecinde
• Halk tabanında yeni bir lidere ve yeni fikirlere ihtiyaç duyulması halinde
• Mevcut siyasi partilerde yer bulamamış politikacıların yapay biçimde ve kendilerine yer bulmak amacıyla yeni bir siyasi parti kurma çabalarının sonucu olarak
• Dış müdahaleler ve dış güçlerin çıkarları doğrultusunda ve bu güçlere hizmet etmek üzere
• Toplumdaki bazı güçlerin kendi çıkarlarını temsil etmek ve görüşlerini savundurmak amacıyla yeni siyasi partiler kurulabilir ya da kurdurtulabilir.
Siyasette yeni partilerin mevcut siyasi partilerden farklı bir program ve dünya görüşü benimseyememeleri durumunda halk tabanında güç bulmaları ve başarılı olmaları mümkün değildir. Bunun birçok örneği, değişik dönemlerde ve çeşitli ülkelerde görülmüştür. Özellikle siyasette yer edinememiş hırslı siyasetçilerin kendilerine yer açmak ve siyasi bir güç haline gelebilmek için bu tür çabalara destek verdiği ve içinde yer aldıkları görülmüştür. Bu noktada, yeni kurulacak partilerin aşağıdaki 3 önemli konuda kendilerine destek bulma arayışına girdikleri görülür:
1. Yeni partiyi finanse edecek Mali Kaynak
2. Yeni partiyi destekleyecek Siyasi Liderler
3. Yeni partiye destek verebilecek geniş Seçmen Kitlesi
Yukarıdaki destekleri ve imkanları bulan siyasi güçler, yeni bir partiyi kurmak, yaşatmak ve bu partiyi başarıya ulaştırma konusunda şanslı konuma gelebilirler. Ne var ki, yeni siyasi partilerin siyasette yer edinmesi, başarılı olması ve geniş bir seçmen desteği bulması hiç de kolay değildir.
Yeni kurulan siyai partileri tehdit eden en büyük unsur, eski siyasi kadrolarla yeni bir siyaset anlayışını temsil etmek çabalarıdır. Ülkemizde de eski siyasi kadrolar ve eskimiş siyasi yöntemlerle, sadece belirli kişilere ve siyasette yer bulamamış başarısız siyasetçilere yer açmak üzere yeni bir siyasi parti kurulması sürecine girildiğini görmekteyiz. Bu noktada, doğması beklenen çocuğun (yeni siyasi partiler) ölü doğacağını söylemek için kahin olmaya gerek yoktur.
Ülkemizde yeni siyasi parti tartışmalarında yer alan ve bu yapıyı sürükleyecek liderler olarak isimleri geçenlerin siyasi zaaflarını sıralayarak, doğmamış bir çocuk olan yeni oluşumun ölü doğan bir çocuğa nasıl dönüşeceğini açıklamaya çalışalım.
• Bir siyasi partide istediği noktaya gelememiş siyasetçiler
• Yeni bir siyasi parti kurdukları halde başarılı olamamış siyasi liderler
• Partilerinden ayrılmış ya da atılmış olanlar
• Partilerinde tasfiye edilme noktasına gelmiş ve bu nedenle siyasi hırsları nedeniyle intikam almak isteyenler
• Hiçbir siyasi partide yer bulamamış kişiler
• Çeşitli siyasi partilerde birden çok kez aday oldukları halde başarısız olup yeni bir siyasi partide kendisine yer arayanlar
• Siyasete girmek için teklif bekleyen, ancak mevcut siyasi partilerden bu yönde bir teklif alamayanlar
Yukarıdaki nedenlerle yeni kurulacak partinin kadrolarında yer alanların yeni siyasi hareketi başarıya ulaştıramayacakları açıktır. Yeni bir siyasi partinin dayanması gereken 3 unsur ; Yeni bir Program, mevcut sistemin tıkanıklıklarını aşabilecek Siyasi Kadrolar ve mevcut siyasi partilerden umudunu yitirmiş geniş bir Kitledir. Bu üç unsur oluşmadan ortaya çıkacak yeni siyasi partilerin başarılı olması ve seçmen kitlesinden destek bulması söz konusu olamaz.
Doğmamış bir çocuk olarak yeni kurulacak siyasi partinin, bu biçimiyle kurulması halinde, “ölü doğan bir çocuğa” dönüşmesi kaçınılmaz görünüyor. Mevcut siyasi partilerde yer edinememiş eski siyasetçi kadrosuyla yürütülecek, mevcut partilerden farklı bir dünya görüşü bulunmayan, programsız ve halktan kopuk bir siyasi hareketin başarılı olduğu, tarih sayfalarında görülmemiştir. Bundan sonra da görüleceğine yönelik olarak hiçbir beklentimiz yoktur.
