“ağzı olan konuşuyor”
“İnsanlar konuşa konuşa, hayvanlar koklaşa koklaşa anlaşır”
“dilim, dilim dilim olsaydın”
“eline, beline ve diline hakim olacaksın”
Konuşmak ve konuşma sanatı; sosyal yaşamda tabi ki çok önemli…
Ancak nerede nasıl konuşacağını bilmek, konuşmaktan daha da önemli…
Günlük yaşamda herkes konuşuyor. Kimi ağzına geleni söylüyor, kimisi de konuşacaklarını önce beyin süzgecinden geçiriyor, sonra konuşuyor…
Prof. Dr. Atilla Yayla Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi.
“Konuşan adam”.
Konuşarak mesleğini yapan ve geçimini konuşarak sağlayan bir akademisyen!..
Yıllarca öğrencileri karşısında konuştu.
Okul ve meslek yılları içerisinde edindiği bilgileri öğrencilerine aktardı..
Peki, Onlara neyi nasıl anlattı acaba?
Merak konusu tabi…
“Konuşan adam”; “Bu adam” sözcüğünü anfilerde genç beyinlere bilgiler aktarırken de kulanmış mıdır dersiniz?
Kimdir, Atatürk’ten “bu adam” diye söz eden beyaz saçlı “konuşan adam”?
Profesör!.. Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde, adı “Gazi” olan bir üniversitede, “vatandaş” kimliği altında ders veren bir hoca!
Peki… Kurtuluş Savaşı’nın destanını, Büyük Taarruzu, Cumhuriyet devrimlerini hiç okumamış mı bunca yıl sürdürdüğü ömrü içerisinde “bu” üniversite hocası, “Bu adam”?.. Okumaz olur mu? Okudu okumasına da; ah o AB denilen başımızın belası omurgamıza yapışmış sülük!
Bütün bunlar onun marifeti!
Beyaz saçlı “Konuşan adam”a ülkemizin kurucusu Atatürk’e “Bu adam” dedirten ve Kemalizm’e saldırtan, ne yazık ki hala aralarına katılmak için kimilerinin can attığı o “Akbabalar Birliği” nin marifeti!.
Hani “Konuşan adam”ın 450 bin Euro aldık dediği birlik!
Ne diyordu bizlere “Akbabalar Birliği”ne bağlı ülkelerin küstah sözcüleri?
Atatürk’ün resimlerini asıldıkları yerden indirin.
“Kemalizm’i savunduğunuz müddetçe, aramıza giremezsiniz, almayız sizi birliğimize….”
Biliyorlar ki Atatürk’ü ve onun yolu Kemalizm’i, Türk halkının gönlünden söküp atamadıkları, halkı ruhsuz, inançsız bırakamadıkları sürece ve milli duygularını törpülemedikçe; Türkiye Cumhuriyeti kolay kolay bölünemez, parçalanamaz ve ortadan kaldırılmaz!
Sorun işte bu!
Atatürk sevgisi, idealleri ve manevi gücü, “Akbabalar Birliği” inin işine gelmiyor. Türkiye içerisinde, Atatürk’e ve Kemalizm’e saldıracak ve Ulu Önder’e “Bu adam” diyecek üniversiteli “Konuşan Adamlar” gerekli.
Atilla Yayla’nın çıkışı, ülke içerisinde onu destekleyen ve arkasında olanların sütre gerisinde yapmış oldukları planların gereğidir.
Bundan kimsenin kuşkusu olmasın!
Beyaz saçlı “konuşturulan adam” Atatürk’ten bu adam diye söz edilmeyeceğini ve onun heykellerine dil uzatmanın, büyük tepkilere neden olmayacağını bilmiyor muydu? Tabi bile bile konuştu ve “konuşturuldu”!
Dönem dönem Türk toplumunun tepkisi ölçülmekte…
Kimi zaman ülkenin bölünmüş ve güneydoğusuna eklenmiş sözde kürt devleti olan haritalar önümüze sürülmekte…
Kimi zaman Avrupa Birliği’nin kapısının altından içeriye girmek için kuyruksallayan köpek resmiyle Türkiye figürleri karikatür olarak dergilerinde yayınlanmakta…
Kimi zaman da, Atatürk’e küstahça dil uzatmanın tansiyon ölçücü provaları yapılmakta!..
Olanları, hala “bize bir şey olmaz” aymazlık ve duyarsızlığı içerisinde türbinden izlemekte olanların; ünlü fıkrada ki; aldatılan kocanın arkadaşıyla takip ettiği karısının, yatak odasına kadar girip kapıyı örterek soyunmakta olan sevgilisini kapının anahtar deliğinden gözlerken; yanında ki arkadaşına, hala iyimserlik içerisinde “Du bakali (dur bakalım) bekleyelim ne olacak?” demesi gibi beklemekte olmalarını; ülke adına büyük talihsizlik saymaktayız!..
Son söz:
Vatansız vatansever olunmaz!
