İngiliz İstinaf Mahkemesi temyiz davasını karara bağlayarak, önceki mahkemenin İngiltere’den KKTC’ye doğrudan uçuş yapılamayacağı yönünde aldığı kararın doğru olduğuna hükmetti.
Her yıl İngiltere’den KKTC’ye 100 bin yolcu taşıyan KTHY, doğrudan uçuş yasağının Kıbrıslı Türklerin seyahatlerini ve işlerini engellediğini savunuyordu. Mahkeme ise KTHY’nin talebini, doğrudan uçuş izninin Uluslararası Sivil Havacılık kurallarına ve Güney Kıbrıs’ın haklarına aykırı olacağı gerekçesiyle reddetti.
KTHY Yönetim Kurulu Başkanı Fikret Çavuşoğlu, konuyla ilgili olarak Türk Ajansı-Kıbrıs’a (TAK) yaptığı açıklamada, mahkemenin kararından üzüntü duyduklarını söyledi. Olumlu bir karar çıksaydı, KKTC’ye sefer yapan tüm havayollarının direkt uçabileceğini belirten Fikret Çavuşoğlu, özetle şöyle konuştu:
”KTHY bir örnekti. İngiliz mahkemesinin aldığı bu karar, münhasıran KTHY’yi ilgilendiren bir karar değildir. Genel olarak KKTC’ye uçan tüm hava araçlarının, uçakların başka bir yere veya bir nedene dayalı iniş yapmadan direkt gelebilmesi için açılmış davaydı. KTHY, KKTC’nin bir şirketi, KKTC’nin kurum ve kuruluşlarının ortağı bir şirket olduğu için bu davayı açtı. Bu davayı kazansaydı, direkt uçma imkanı olacaktı. Bu da hem bizim, hem Kıbrıs’a seyahat eden bütün hava araçları için geçerli olacaktı.”
KTHY Yönetim Kurulu Başkanı Çavuşoğlu, KTHY özelinde yaptıkları hesaplamalara göre direkt uçuş sağlanmasının yılda 19-20 milyon dolar kazanç getireceğini belirterek, Türkiye’de iniş yapılan havaalanlarına ücret ödendiğine, yakıt giderlerinin de arttığına işaret etti.
Direkt uçuş yapılamamasının zaman ve yolcu da kaybettirdiğini belirten Fikret Çavuşoğlu, İngiltere İstinaf Mahkemesi’nin kararını, ”Bu, siyasi, politik bir karardır. Kınıyoruz, gerçekten bize halksızlıktır” sözleriyle yorumladı.
Çavuşoğlu,” KTHY bayrak taşıyıcısı, ulusal taşıyıcı bir havayolu şirketi olarak değerlendirildiği için mahkemenin böyle bir karar verdiği inancını” dile getirerek, Rum tarafının şirketlerinin direkt uçabildiğini, bu kararın Kıbrıs Türk halkına ambargonun devamı anlamına geldiğini ifade etti.
Bundan sonra ne yapılabileceği sorusuna karşılık Fikret Çavuşoğlu, Türkiye ve KKTC Dışişleri Bakanlıklarının, başka bir argümanla, başka şekil ve şartlarda bu ambargoya karşı çıkış yolları arayacağını söyledi.
