Kurtlar Vadisi-Irak ve ABD düşmanlığı

ciddi bir çalışma olmadığı biliniyor. Bu çalışmayı yapacak kimselerin de bu konuda çekingen ve kuşkulu davrandıkları söylenebilir. Ancak, ülkemizde Amerikan düşmanlığı olgusunun varlığı, Amerikan Büyükelçisi başta olmak üzere bir çok kişi ve kurum tarafından bilinen bir gerçektir. Peki, Türkiye’de Amerikan düşmanlığı bulunuyor ve bunu harekete geçirecek filmlerden bile rahatsız olunuyorsa, bu konuda ne yapmalıdır ?


Bu çalışma, Türkiye’de Amerikan düşmanlığının nedenleri konusunda yalnızca başlıkları saptamaya dönük bir çaba olarak görülmelidir. Türkiye’de ve özellikle Arap coğrafyası ile Latin Amerika ülkelerinin bir çoğunda, özellikle son yıllarda, Amerikan düşmanlığının ciddi bir biçimde güçlendiği görülmektedir. Özellikle Afganistan ve Irak savaşları ile Kuzey Irak’ta Amerikan kontrolündeki bölgelerdeki PKK çalışmalarının engellenmeksizin sürdürülmesi, bu düşmanlığın sıradan insanın günlük yaşamına kadar yayılmasına kaynaklık etmiştir.


Türkiye’de Amerikan düşmanlığı, 1960’lı yıllardan başlayarak gençlik hareketleri ve son birkaç yılda da İslami kesimde oldukça belirgin duruma gelmiştir. Bu yazı, Amerikan düşmanlığı ile Kurtlar Vadisi-Irak dizisi arasındaki ilişkiyi değil, ancak bir film ile ortaya çıkan rahatsızlığın arka planını ya da Türk toplumunun Amerika’ya bakışının kaynaklarını ortaya koymaya çalışacaktır. 1968 Gençliği Türkiye’de 1960’lı yıllarda gençlik hareketlerinde Amerikan düşmanlığı, özellikle Amerikanın Vietnam, Küba, Nikaragua gibi ülkelerdeki emperyalist saldırılarına tepki olarak ortaya çıkmış ve bu kuşağın yetiştirdiği çocuklara da aile eğitimi yoluyla aşılanmıştır.


Bu nedenle, 1968 kuşağı gençliği ve onların çocukları, siyasal ve ideolojik nedenlerden kaynaklı Amerikan düşmanlığı ile büyümüş ve özellikle son yıllardaki Amerikanın haksız savaş politikaları, bu düşmanlığın yeniden güncellenmesine neden olmuştur. İslam Müslüman Türk toplumu, Afganistan ve Irak müdahaleleri ile İslam dinine düşmanlığa dönüşmüş olan Amerikan saldırganlığına tepki göstermektedir. Son günlerde İran e Suriye’ye yönelen Amerikan saldırganlığı, Müslüman topluluklarda derin bir kaygıyı ve Amerika’ya karşı güvensizliği şiddetlendirmiştir. Arap toplumunda yıllarca diktatörleri desteklediği halde, demokrasi getirmek için Müslüman topluluklara savaş açan, İsrail yanlısı politikaları ile Filistin kıyımına ortak olan Amerikan politikaları, meyvelerini bütün İslam coğrafyasında toplamaya başlamıştır.


Bugün bütün Arap coğrafyası, temel siyasal kültür olarak Amerikan düşmanlığını ortaya çıkarmıştır. Amerikan düşmanlığının son yıllarda ülkemizde ve Arap coğrafyasında yükselişe geçmesi bir tesadüf değildir. Bu düşmanlığın temelinde, temel olarak Amerikanın son yıllarda uyguladığı saldırı ve şiddet politikaları ile İslam toplumunu aşağılayan yaklaşımları yatmaktadır. Açlık ve Yoksulluk Dünyada yaşanan ekonomik, siyasal, toplumsal ve kültürel dengesizlikler, yeryüzü kaynaklarının çok büyük kısmını küçük bir azınlığın tüketmesine olanak sağlamış ve dünyanın bir çok bölgesinde ve özellikle Afrika coğrafyasında açlık ve yoksulluğun en büyük sorun durumuna gelmesine neden olmuştur.


Adaletsiz kaynak ve gelir dağılımı sürecinde dünyada süper güç pozisyonu ile adalet (!) dağıtan ABD, yoksul kitlelerin düşmanlığını üzerine çekmiş ve çekmeye devam etmektedir. Özellikle dünya emperyalist sisteminin yönlendirici gücü olarak ABD, yoksul ülkelerin geniş halk kesimlerinin tepkisini çeken uygulamalarında duraksama göstermeyerek dünya genelinde bir Amerikan düşmanlığının yaratılmasını seyretmekle yetinmektedir. Dünyada bugün her gün açlık ve yoksulluk sonucu ölen çocukların ve yetişkinlerin dünya ekonomik sisteminden kaynaklanmadığını iddia etmek, Türkiye’de Amerikan düşmanlığı olmadığını iddia etmek kadar gerçek dışı bir söylem olurdu. Bu nedenle, dünyanın her bir yanındaki adaletsizlik, açlık, yoksulluk, Amerikan düşmanlığını arttıran bir unsur olarak karşımıza çıkmaktadır.


Terör Özellikle 1 Eylül saldırıları sonucu teröre savaş açtığını iddia eden ABD, Kuzey Irak’ta Türkiye’ye karşı acımasız ve mantıksız bir terör hareketi yürüten PKK terör örgütüne karşı adeta seyirci durumundadır. Kontrolü altındaki bölgede terör örgütüne hareket serbestisi vermek, terörü koruyup kollamak ile eş anlamlı değil midir ? Bütün bu gerçekler, Türk halkında Amerikan düşmanlığını güçlendirmektedir.


Özellikle Türk askerlerinin başına çuval geçirilmesi olayı, Türkiye’de Amerika’ya olan güvensizlik ve düşmanlığı pekiştirmiştir. Bütün bu konuları ele alan bir filme tepki gösterilmesi, elbette ki, Türk halkının bu konudaki hassasiyetlerini bilen Amerikan yetkililerinde büyük rahatsızlık yaratmaktadır. Oysa, gerçekler ile ilgisi olamayan bir senaryo üzerine kurulu bir film, Türk halkını bu denli etkilemeyebilecekti.


Türk toplumunda geniş halk kesimleri, Müslümanlar, sol siyasal hareketlerin anti-emperyalist ruhu taşıyan kesimleri, yoksul kitleler, genç kesimler ve böylece belki de toplumun bütününde Amerikan düşmanlığının yükseldiği, yadsınamayacak bir gerçektir. Bu gerçek, Kurtlar Vadisi-Irak filmi ile uzaktan yakından ilgili bir olgu değildir. Ancak, Türkiye’de bu konuyu işleyen her gelişme, Amerikan düşmanlığının boyutlarını ortaya çıkarmak açısından ABD yetkililerini rahatsız etmeye devam edecektir.


ABD, Türkiye’yi ve dünyayı rahatsız eden adaletsiz, sömürgeci, saldırgan ve işgalci politikalarından vazgeçmeden, Türkiye ve dünya coğrafyasının çok büyük kesimlerinden tepki görmeye devam edecektir. Sonuç olarak, filmlerden rahatsız olarak Türkiye’de Amerikan düşmanlığının önüne geçilemeyecektir.

686590cookie-checkKurtlar Vadisi-Irak ve ABD düşmanlığı

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.