‘İKTİDAR OY VERMEYENLERDEN RÖVANŞ ALIYOR’ İDDİASI
TBMM Bayındırlık ve İmar Alt Komisyonu’nda görüşülen tasarıda; ‘Her tür ölçekte imar plânları, imar tadilâtları ile mevzi imar plânları Özelleştirme İdaresi Başkanlığı (ÖİB) tarafından hazırlanacaktır’ denilerek, belediyelerin devre dışı bırakılmak istendiğini öne süren Özkaya, düzenlemeyle birlikte “bütün sahillerin yapılaşmaya açılarak tesis ve konuta çevrilmesi yolu seçiliyor” diye konuştu. Kıyı alanlarının yeşil örtüsünün hiçbir önem arz etmediğini anlatan Özkaya, “kıyıların kamuya ait olduğu yasaların tozlu sayfalarında eylemsizliğini koruyan bir anlamsızlık taşıyor. Yürütülen yeni çalışmalar çerçevesinde kıyılardaki her tür ve ölçekteki arsa ve arazilerin imar plânı, mevzii imar plânı ve plân tadilâtı yapımı, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’na devredilerek, Güney ve Batıdan iktidara yerel yönetim seçiminde oy çıkmamasının rövanşı alınmak isteniyor” iddiasında bulundu.
‘ÖİB, BELEDİYELERE SORMADAN İMAR PLANI YAPACAK!’
Belediyelerin elindeki imar plânlarının yapım, uygulama ve ruhsat verme olanaklarının, plânsız alanlarda ruhsat almaya gerek kalmadan doğrudan yapılaşma yetkileri nedeniyle bir anlamda TOKİ’ye devredilmiş olduğunu hatırlatan Özkaya, “Yeni düzenleme ile bu kez de ÖİB istediği gibi belediyelere sormadan imar plânı yapma yetkisine sahip olacak. Bu plânlar, sadece bir formaliteden ibaret olan Özelleştirme Yüksek Kurulu’nun onayına sunulacak ve yerel yönetimler ise; ruhsat verme, diğer izinleri yerine getirme göreviyle yükümlü hale gelecek” diye konuştu.
KIYILARA FABRİKA KURULABİLECEK
Bayındırlık ve İskân Bakanlığı’nca yapılan açıklamada, ‘Kıyı yapısı yatırımlarında kamudaki prosedürün sadeleştirilmesi ve yatırım sürecinin kısaltılması için çalışma başlattık’ ifadelerine yer verildiğini hatırlatan Özkaya, bunun kıyı belediyelerin yetkilerinin iyice daraltıldığının onaylanması anlamına geldiğini belirtti. Özkaya şöyle devam etti: “Böylece eli kolu bağlanmış olan sahil belediyeleri, halkın gözünde yıpranmış olarak eleştiri alanına çekilmiş duruma düşürülecek ve seçim şanslarını yitirerek donmuş hale getirilecek. Yine tasarıda yer alan hususlardan birisi de; kıyılarda ve turizm teşviki almış bölgelerde imar plânlaması yapma yetkisini Bayındırlık Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Denizcilik Müsteşarlığıyla belediyelerden alarak Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’nın yetki ve sorumluluğuna bırakıyor. Bu kurumlar konuyla ilgili olarak sadece görüş belirtebilecekler. Böylece, hiçbir yaptırım güçleri kalmamış olacak. Bu da, sahillerin hızla yapılaşmaya; otel motel, fabrika, konut gibi tesislerle kirlenmeye ve betonlaşmaya açık hale geleceğini ortaya koyuyor.”
ÖİB’nin istediği gibi imar plânları yaparak kıyı yerleşimlerini iskâna açacağını savunan Özkaya, “Ülkenin satılacak alanları iyice daralınca, şimdi de bütün sahillerin yapılaşmaya açılarak tesis ve konuta çevrilmesi yolu seçiliyor. TOKİ uygulamalarında görüldüğü gibi sahiller ve orman alanları tarikat yuvalanmalarına hazırlanacaktır” iddiasında bulundu.
