Latmos’un bağrına 30 RES hançeri!

Yusuf Yavuz / AÇIK GAZETE – Muğla ve Aydın illeri sınırlarında yer alan doğal ve kültürel varlıklarıyla ünlü Latmos Dağı’nda 30 adet rüzgâr türbinini kapsayan RES projesi uygulanmak isteniyor. Arıcılık ve fıstık çamı üretimiyle geçimini sağlayan yöre halkı ise projeye tepkili…

Muğla ve Aydın illeri sınırlarında yer alan doğal ve kültürel varlıklarıyla ünlü Latmos Dağında yapılmak istenen Rüzgâr Enerjisi Santralı (RES) Projesi için yapılan ÇED toplantısında yöre halkı projeye karşı tepkisini dile getirdi. Altın değerinde olan fıstık çamı üretimi ile arıcılığın yoğun olarak yapıldığı bölgede toplam 3276 hektarlık alanda 30 adet RES türbini kurulması planlanıyor. ‘EN 2 Rüzgâr Enerjisi Yatırım A.Ş.’ tarafından kurulması planlanan FALP RES adlı üretim tesisi için Muğla ve Aydın’a bağlı köylerde yapılan halkın katılımı toplantılarında bölge halkı projeye karşı olduklarını dile getirdi. Şirket temsilcisinin bölgede RES turizmi yapılabileceğini söylemesi ise dikkat çekti.

Muğla’nın Milas ilçesi ile Aydın’ın Karpuzlu ilçelerindeki dağlık bölgede hayata geçirilmek istenen RES projesine karşı yöre halkı tepkili. Milas’a bağlı Sakarkaya ile Aydın-Karpuzlu ilçesine bağlı Tekeler ve Yahşiler köylerine uzanan yaklaşık 3276 hektarlık (32.760 dekar) bir alanda uygulanmak istenen proje için ilk toplantı Sakarkaya köyünde yapıldı. Yöre halkına proje hakkında bilgi vermeyi amaçlayan ve ÇED Yönetmeliği gereği yapılması zorunlu olan Halkın Katılımı Toplantısı’na Muğla Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikli İl Müdürlüğü yetkilileri ile enerji firması yetkilileri katıldı.

FİRMA TEMSİLCİSİ: ‘BÖLGEDE RES TURİZMİ DE OLABİLİR’

Zengin bir doğal ve kültürel mirasa ev sahipliği yapan Latmos (Beşparmak) Dağı’nın bir parçası olan bölgede RES projesine izin verilmesinin bu dokuya zarar vereceğinden endişe ediliyor. Bölgede uzun süredir devam eden ekoturizm için de tehdit olarak görülen projenin sahibi olan firmanın temsilcisinin bölgede rüzgâr santrali turizminin de olabileceğini, Bozcaada’da bunun örneğinin yaşandığını belirtmesi dikkat çekti.

EŞSİZ BİYOLOJİK ÇEŞİTLİLİK VE BOZULMAMIŞ GELENEKSEL YAŞAM

Toplantıya katılan Sakarkaya köyü Muhtarı Hakkı Arıcı, “Köylülerim ne isterse o olur” diyerek bölgenin en önemli gelir kaynağının arıcılık ve çam fıstığı üretimi olduğunu dile getirdi. Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği (EKODOSD) Başkanı Bahattin Sürücü, Karya Yolu sorulusu turizmci Altay Özcan, turizmci Orhan Serçin ve Dr. Varol Aydın da bölgenin doğal ve kültürel kaynak değerleri hakkında bilgiler aktardı. Bölgenin eşsiz biyolojik çeşitliliği, yaban hayatı ve bölge insanının geleneksel yaşamının bozulmadan günümüze ulaşmasının ekoturizm için de önemli bir değer olduğu vurgulanan toplantıda yöre köylüleri RES projesine karşı olduklarını vurguladı.

ARCILAR FİRMA TEMSİLCİLERİNE BAL DAĞITTI, ‘BİZ BÖYLE MUTLUYUZ’ DEDİ

Yörede bal üretimi yapan arıcılar ise tepki olarak bir petek balı parçalara ayırarak enerji firması temsilcilerine ikram etti. “Bakın bu yemiş olduğunuz balı kesmek istediğiniz fıstık çamı ağaçlarında olan basrayı yiyerek yapan çalışkan arılar yapıyor. Bizim geleneksel yaşantımızı bozmayın, böyle mutluyuz biz” diyen arıcılar, toplantıya katılanlara bal dağıtarak RES projesine tepkisini bu yolla gösterdi.

‘PROJENİN YARARI DEĞİL ZARARI OLACAK’

RES projesiyle ilgili ikinci toplantı ise Aydın-Karpuzlu’ya bağlı Tekeler köyünde yapıldı. Yoğun bir kalabalığın olduğu toplantıda Aydın Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü ve bakanlık temsilcileri katıldı. Proje hakkında bugüne kadar hiç kimsenin kendilerine bilgi vermediğini söyleyen Tekeler Muhtarı Ersin Erçetin, toplantı sırasında her şeyi öğrendiğini belirterek; hem şirket temsilcisini hem de gelen STK temsilcilerini dinlediğini ve kafasında durumun netleştiğini, yapılması düşünülen projenin köylülere hiçbir yararının olmayacağını aksine zararı olacağını dile getirdi.

KÖYLÜLERDE PROJEYE KARŞI ÇIKTI

EKODOSD başkanı Bahattin Sürücü, Aydın Çevre ve Kültür Platformu (AYÇEP) Başkanı Mehmet Vergili ve Çevre hukuku uzmanı avukat Cem Altıparmak da projenin uygulanmak istediği alanın doğal ve kültürel kaynak değerleri hakkında açıklamalarda bulundular. Toplantıya katılan Tekeler ve Yahşiler köylüleri ve arıcıların da projeye karşı olduklarını dile getirdiler.

ORMANDA 10 METRELİK YOLLAR AÇILACAK OLMASINA TEPKİ

Tamamı orman arazisinden oluşan proje alanında açılacak yollar ve kesilecek ağaçlar da köylülerin tepkisini çekti. On metrelik yolların açılacağını öğrenen köylüler, “bizim arkadaşlar tek bir ağaç kestikleri için hapishanede yattı. Şimdi şirket kaç tane ağaç kesecek, buna nasıl izin verilecek. Biz arıcılığı geliştirip bal üretmek için, bir tane daha ağaca basra aşılaması yaparak çoğaltalım diyoruz, sizler ağaçlarımızı nasıl keseceğinizi anlatıyorsunuz” sözleriyle tepkilerini dile getirdi.

PROJEYE KARŞI İMZA TOPLANDI, TUTANAK TUTULDU

Yöre halkının verdiği bilgiye göre proje sahibinin Almanya kökenli Enerson firmasının Türkiye’de kurduğu bir şirket olduğu iddia edildi. Halkın katılımı toplantısına katılan vatandaşlar, “proje ile ilgili üstün körü, her şeyi güllük gülistanlık gösteren bir sunum yapıldı, sunum her iki köyde de tepkiyle karşılandı. Sakarkaya köylüleri toplantı sırasında 75 imza ile RES projesinin yapılmasını istemediklerini kâğıda döktüler. Tekeler köylüleri de projeyi istemiyoruz diye toplantı tutanağına kayıt düşülmesini sağladılar” bilgisini paylaştı.

ÇED RAPORUNDA İŞLETMECİ VAR, BİYOLOG YOK

Her biri 4,2 MWm/4,1667 MWe kurulu gücünde olmak üzere 30 adet türbin kurulması planlanan RES projesinin toplam kurulu gücünün 126 MWm/125 MWe olacağı belirtiliyor. Toplam Santral Sahası alanı 32.76 km2 (3276 hektar) olan proje için hazırlanan ÇED raporu için görev alan uzman personel arasında iki şehir plancısı, üç çevre mühendisi ve bir işletmeci bulunurken alanın arkeolojik, botanik, jeolojik, biyolojik ve hidrojeolojik özelliklerini inceleyecek bir uzmanlık görüşünün raporda yer almaması dikkat çekiyor.

2606790cookie-checkLatmos’un bağrına 30 RES hançeri!
Önceki haberFinlandiya’nın ardından İsveç’ten de NATO üyeliğine yeşil ışık
Sonraki haberLimasollular Derneği 20 yaşında
YUSUF YAVUZ
YUSUF YAVUZ (GAZETECİ-YAZAR) Isparta, Sütçüler'de doğdu. 1990’da edebiyatla ilgilenmeye başladı. Deneme ve inceleme tarzındaki ilk yazıları 1996 yılında 'Atatürkçü Ses' Dergisi’nde yayımlandı. Aynı yıl yerel ölçekte yayın yapan kanallarda 'Dönence' başlıklı radyo ve televizyon programları hazırlayıp sundu. 1999 yılında Antalya'da kurulan Müdafaa-i Hukuk Dergisi’nde yazmaya başladı. 2001’de Gazete Müdafaa-i Hukuk’ta Muhabir-Temsilci olarak görev aldı. Daha sonra adı 'Yeniden Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk' olan dergiyle bağını temsilci-yazar olarak sürdürdü. 2001-2007 yılları arasında Kaş Kitap Şenliğini organize ederek başta çocuklar ve gençler olmak üzere yöre insanının kültür, sanat ve edebiyat çevreleriyle buluşmasını sağladı. 2005 yılında Muğla ve Antalya arasındaki sahil bandında yaşanan yabancılara toprak satışına ilişkin yaptığı araştırmalar önemli etkiler yarattı. Deneme, inceleme, röportaj, düz yazı, haber ve yorumları; Cumhuriyet Akdeniz, Odatv, Yeni Harman, Edebiyat ve Eleştiri, Yolculuk, Evrensel, Atlas, Magma, Aydınlık, Birgün, Açık Gazete gibi dergi ve gazetelerde yayımlandı. Antalya merkezli VTV Televizyonunda, Pelin Gel Ağan'la birlikte 'İki Ağaç İçin' adıyla 16 bölümden oluşan bir program hazırlayıp ve sundu. Kanal V Televizyonunda, Biyomühendis Çağlar İnce ile birlikte, Yörük kültürünü ve tarihsel köklerini ele alan 'Islak Çarıklar' adlı belgesel haber programı hazırlayıp sundu. Araştırma yazılarından bazıları, 'Yer Bize Çimen Verdi' ve 'Darağacına Takılan Düşler' adıyla belgesel filmlere de konu olan Yavuz, şu sıralar 'Islak Çarıklar' adlı bir belgesel haber programı için çalışmalarını sürdürüyor. Ağırlıklı olarak arkeoloji, çevre, kentsel dönüşüm ve tarım konularını ele alan çalışmalar yapmayı yazılı ve görsel medyada sürdüren Yavuz, yıkım politikalarıyla tarımdan hayvancılığa, kültürden mimariye kırsal yaşamın dönüşümünü ele alan araştırma yazılarıyla tanınıyor. Ziraat Mühendisleri Odası Basın Ödülü, Çağdaş Gazeteciler Derneği Belgesel ödülü, Türkiye Ziraatçılar Derneği Tarım ödülü, Kubaba Derneği kültür hizmeti ödülü'nün yanı sıra Türkiye Ormancılar Derneği gibi çeşitli meslek odası, kurum ve kuruluşlar tarafından ödüle layık görülen Gazeteci Yusuf Yavuz, Likya'dan Teke yöresine uzanan coğrafyadaki su kültürüne ilişkin uluslararası bir sanat projesinin de danışmanlığını ve metin yazarlığını üstleniyor.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.