Ölümü gösterip sıtmaya razı etmek

Avrupa Birliği Bakanı ve Baş müzakereci Egemen Bağış’ın Londra’da Intercontinental Otel’de söylediği sözler üzerine Türkiye medyasındaki büyük kalemlerde dahil yazmayan kalmadı. Dolayısıyla şimdi söylenecek her söz yazılanın tekrarı olacak ancak insanlarımızın ironik tepkileri üzerine de bir şeyler karalamak lazım.
Geçtiğimiz gün değerli bir köşe yazarımız Egemen Bağış’ın söylediklerini değerlendirmiş köşesinde. Bağış’ın, seçeneklerin arasında birleşmenin de bulunduğu ve 44 yıldır devam eden müzakerelerin çıkmaza girmesi durumunda KKTC’nin Türkiye’ye ilhakının da çözüm modellerinden bir tanesi olduğunu belirttiği konuşmasına destek vermiş yazarımız. Bu yazıya gelen yorumlar çok dikkatimi çekti benim. Zira tanınmanın “T” sini telaffuz etmekten korkan kişiler “KKTC’yi Tanıtma Derneği nerede? Niçin sesi çıkmıyor” diye sormuş.
Tam ismi bu olmasa da “Tanınma” adı altında yürütülen faaliyetlere her zaman ‘serin’ bir duruş sergileyen bu kişilerin yaptıkları yorumlar, “ölümü göster, sıtmaya razı et” atasözünün sağlaması. Dolayısıyla çok derin analizler, alengirli sözlerle durumumuzu farklı mecralara çekmenin hiçbir anlamı yok.
***
İkidir yazılarıma aynı kişiden yorum geliyor. Yorumu yazan kişi bana özetle, “boşver sen etrafı, çiçeği, böceği, siyaseti. Kadın haklarını savun” diyor. Sağ olsun, var olsun, yazımı okumuş, kendi görüşü doğrultusunda yorum yapmış. Ne var ki, kadın haklarını savunmanın ne demek olduğunu söylememiş. “Gözünüz çıksın erkekler, bizimde haklarımız var” menşeli bir yazı yazmak mı, tencerelerle eylem yapmak mı, gardrobda mordan başka renge yer vermemek mi, mutfağa kilit vurup, “burada grev var” demek mi, erkek patronlara diklenip, “bizi sömürüyorsunuz, buna izin vermeyeceğiz” demek mi, en son moda giysiler, marka çantalarla Kadınlar Gününde çaylı pastalı toplantılara gidip kutlama yapmak mı, ne demek kadın haklarını savunmak?
Üç kuruşla ay sonunu getirmeye çalışan, akşama ne pişireceğinden başka bir şey düşünecek durumda olmayan, gidecek yeri, hayatını idame ettirecek parası olmadığından koca dayağına katlanmak zorunda kalan ve o hayatın içinden küçük mutluluklar çıkaran kadınlar adına bir şey yapamıyorsam, varsın dursun o kalem.
Çıkıp ‘ben kadınım. Dolayısıyla haklıyım” nevinden bir şey yazmadığımda bu hakkımı savunamadığım anlamına geliyorsa da gelsin. Hayat kendisiyle ne kadar inatlaştığımı bildikten sonra gerisi önemli değil. Dediğim gibi, eğer yukarıda yazdığım türden ihtiyaçlı kadınlara bir faydam dokunacaksa ne ala. Ondan ötesi ise laf-ı güzaf nazarımda.

1620370cookie-checkÖlümü gösterip sıtmaya razı etmek

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.