Mahkeme ve ÇED raporları projeden vazgeçiremedi: Ali Mahir Başarır’dan sert tepki

CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır, Mersin Silifke İlçesi’nde bulunan Taşucu Liman Projesinin ÇED raporlarına mahkeme kararlarına rağmen yapılmasını eleştirdi.

CHP Mersin Milletvekili Ali Mahşr Başarır, “ÇED raporlarına rağmen, mahkeme kararlarına rağmen kıyım devam ediyor. Mahkeme kararları tanınmıyor” dedi.

Konuyu soru önergesi ile Meclis gündemine de taşıdığını ifade eden CHP’li Başarır, “Mersin Silifke İlçesi Taşucu bölgesinde liman yapılmak isteniyor. ÇED raporlarına rağmen, mahkeme kararlarına rağmen kıyım devam ediyor. Mahkeme kararları tanınmıyor. Mersin’de bu yatırım yapılabilir ama orada değil, Taşucu’nda değil, Göksu Deltası’nda değil. Sulak arazilerimizin, topraklarımızın zarar görmesini istemiyoruz. Bir sürü yer var. Bu konuda çevre dernekleri ile belediyelerimizle, Büyükşehir belediyemizle, STK’larla toplantı yapabiliriz. Mahkeme kararlarını tanıyın, ÇED raporlarını okuyun, tanıyın ve anlayın. Biz Mersin’in tarihi güzelliklerinin, tarım alanlarının, ormanlarının tahrip olmasını istemiyoruz. Artık Mersin’e dokunmayın. Mersin’e bir hizmetiniz yok. Yol bitmedi, havaalanı bitmedi, sahil projesi bitmedi ama bize layık gördüğünüz şey nükleer santral ve taş ocakları ile doğal zenginliklerimizi yok etmeniz. Artık Mersin’den karanlık ellerinizi çekin” sözlerini dile getirdi.

CHP SİLİFKE İLÇE BAŞKANI UÇAR: “MERSİN, SİLİFKE, TAŞUCU BU KİRLİ YATIRIMINIZA GÖZ YUMMAYACAKTIR”
CHP Silifke İlçe Başkanı Bünyamin Uçar, Akdeniz’in tarihi, doğası, tarımı, kumsalı ve eşsiz güzellikte deniziyle anılan şirin ilçesi Silifke’nin bu günlerde rant uğruna kirletilmeye devam edildiğini belirterek, “Göksu deltamızda tarım, balıkçılık, hayvancılık yapıldığı gerçeğini görmeliyiz. Deltamızda nesli tükenmekte olan endemik bitkiler, 330 çeşit kuş türü, 350 çeşidin üzerinde bitki barındığını ifade etmeliyiz. Taşucu mahallemizde yapılması planlanan Cey-Port Taşucu Uluslararası Liman İşletmeciliği, çevresine ördüğü duvar arkasında bir çevre katliamı yapılmaktadır. Henüz ÇED süreci devam ederken Cey-Port utanç duvarının arkasında çevre katliamlarına devam edilmektedir. Bölge 1994 Ramsar Sözleşmesi ile koruma altına alınan, 1. Derece doğal sit alanıyken bu Özel Çevre Koruma Bölgesi daraltılarak bu kirli yatırımın önü açılmıştır. Mersin/Silifke/Taşucu bu kirli yatırıma göz yummayacaktır. Biz Silifkeliler olarak yeşilin maviyle kucaklaştığı eşsiz güzellikteki denizimizi, bölgemizi korumaya devam edeceğiz. Bu mücadelede yanımızda olan tüm arkadaşlarımıza, çevre dostlarına, memleket sevdalılarına teşekkür ederiz” dedi.

SORU ÖNERGESİ VERDİ
Başarır, konuyla ilgili TBMM’ye bir de soru önergesi verdi. Önergede şu ifadeler yer aldı:

Mersin’in Silifke İlçesi’nde bulunan Taşucu Limanı ve Liman Geri Sahasındaki Taşınmaz, Bakanlar Kurulu kararı ile “Turizm Tesis Alanı” değerlendirilmesine karar verilmiştir. Bu çerçevede Özelleştirme Yüksek Kurulu tarafından 22.06.2009 tarihinde söz konusu alan, Turizm Tesis Alanı ve Yat Limanı olarak düzenlenmiştir. Ancak bu plan Danıştay 6. Dairesi’nin 19.06.2013 tarihli kararı ile iptal edilmiştir. Tesis alanı daha önce sulak alan tampon bölgesinde kalmaktayken, Ulusal Sulak Alan Komisyonu’nun 13.06.2016 tarihli kararı ile Göksu Deltası Sulak Alan sınırları dışında bırakılmıştır.

Özelleştirme Yüksek Kurulu’nun 28.12.2016 tarihli 2016/111 sayılı kararı ile alana yönelik 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planı değişikliği, 1/5.000 ölçekli nazım imar planı ve 1/1.000 ölçekli uygulama imar planı onaylanmıştır. Onay ile beraber alan Liman Alanı, Lojistik Tesis Alanı ve Sanayi Tesis Alanı fonksiyonlarına sahip olmuştur.

2021 yılında düzenlenen ihale kapsamında Taşucu Limanı (Liman Alanı ve Lojistik Tesis Alanı) 40 yıl süreyle ‘İşletme Hakkının Verilmesi’ ve Liman Geri Sahası’nda Bulunan TAŞINMAZ (Sanayi Tesis Alanı) “satış” yöntemiyle olmak üzere bir bütün halinde özelleştirilmiştir. Bu kapsamda 4880 sayılı Cumhurbaşkanı kararı gereğince TDİ’ye ait Taşucu Limanı’nın 40 yıl süre ile işletme hakkı CEYPORT Taşucu Uluslararası Liman İşletmeciliği A.Ş.’ye, Liman Geri Sahası’nda Bulunan TAŞINMAZ (Sanayi Tesis Alanı) “satış” yöntemiyle CEYNAK Lojistik ve Ticaret A.Ş.’ye devredilmiştir.

Liman’ın mevcut alanı 291.183 m2 iken bu alanın 105.009 m2 ’lik kısmı tersane alanı olarak ayrılmıştır. Liman’ın doğusunda bulunan söz konusu 105.000 m2 alan ve önündeki deniz alanı 13.08.2003 tarihli ve 2003/47 sayılı ÖYK kararı ile 46 yıllığına işletme hakkı devri yöntemi ile tersane yapılmak üzere özelleştirilmiştir.

Tersane projesi için açılan ÇED iptali davası olumlu sonuçlanmıştır. Şirketin yürütmenin durdurulması talebi de Danıştay tarafından reddedilmiştir.

Anayasa’nın 56/2 maddesinde “…çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir.” ibaresi yer almaktadır. Öte yandan; 2872 sayılı Çevre Kanunu’nun 3/b maddesinde; “Çevrenin korunması, çevrenin bozulmasının önlenmesi ve kirliliğin giderilmesi alanlarındaki her türlü faaliyette; Bakanlık ve yerel yöntemler, gerekli hallerde meslek odaları, birlikler ve sivil toplum kuruluşları ile iş birliği yaparlar” hükmüne yer verilmiştir.

Kurulması planlanan liman ve tersane tesislerinin, Göksu Deltasına, özel çevre koruma bölgesine ve tarımsal niteliği korunacak alanlara bitişik olarak yer aldığı, mesafe itibariyle özel çevre koruma bölgesine sınır, Ramsar sulak alan sınırına 1-1.5 km., Göksu deltasına 500 metre ve sulak alanlara 500 metreden daha yakın, kaplumbağa üreme alanına bitişik olduğu görülmektedir.

Ulusal ve uluslararası sözleşme ve yasal düzenlemelerle koruma altına alınan alanlar, tersane yapımına engel oluşturmaması için, bu alanları korumakla görevli idareler tarafından kaldırılmış, daraltılmış, tersane yapımına ve limanın genişlemesine uygun hale getirilmiştir. Kesinleşmiş mahkeme kararı bulunmasına rağmen, Göksu Deltası Sulak Alan sınırları daraltılmıştır.

Bölgede yapılabilecek olan tersane, liman ya da endüstriyel faaliyetler biyolojik çeşitliliği yok edebilecek tehlikeye sahiptir.

Devir sonrası Ceyport Taşucu Uluslararası Liman İşletmeciliği A.Ş. tarafından yaklaşık 160 m uzunluğunda 1,5 m temel genişliğinde ve 2,4 m yükseklikte adeta utanç duvarı haline gelen bir beton duvar yapılmıştır. Bu beton duvar insanların yaşam alanını daraltmaktadır.

Bu çerçevede;

1- Tersane projesinin ÇED olumlu kararı iptal edilmesine ve konunun Danıştay’a taşınmış olmasına rağmen inşaat işlemleri başlanmış mıdır ?

2-Göksu Deltası Sulak Alan sınırları daraltımının uygunsuzluğuna dair Mahkeme kararları olmasına rağmen idarenin mahkeme kararlarını uygulamamasının gerekçeleri nelerdir?

3- Bölgede tersane yapımına engel oluşturulmaması için ilgili idarelerce koruma altındaki alanların daraltılması ne derece hukuki ve etiktir? Kesinleşmiş mahkeme kararına rağmen Göksu Deltası sulak alan sınırlarının daraltılma gerekçelerinin yasal dayanakları nelerdir?

4 – Taşucu Limanı ve Geri Sahası projesi kapsamında herhangi bir inşaat çalışmalarına başlanılmış mıdır? ÇED Sahası içerisinde herhangi bir bina yıkımı, restorasyonu ya da yapım işlemleri, ağaç kesimi ve topoğrafik düzenlemeler gibi inşaat işlemleri gerçekleştirilmiş midir? Eğer yapıldı ise hangi yapılar üzerinde çalışma yapılıp, topoğrafik düzenlemelerin niteliğinin ne düzeyde olduğu ve kaç adet ağaç hangi iş ve işlemler maksadıyla kesilmiştir?

5- Taşucu Limanı ve Geri Sahası çalışmaları neticesinde Çevre Kanunu’nun 15. Maddesi kapsamında, bu kanuna aykırı davrananların faaliyetlerinin durdurulması gerekmekteyken, ilgili idareciler tarafından gerekli inceleme denetleme yapılmış mıdır? Eğer inceleme yapıldıysa ÇED süreci çerçevesinde değerlendirilip yaptırım uygulanmış mıdır?

6- Yine Çevre Kanunu’na aykırı davranılması nedeniyle ilgili şirkete herhangi bir idare para cezası uygulanmış mıdır? Uygulanmamışsa gerekçeleri nelerdir?

7 – Geçmişte Göksu deltası sınırları içerisinde yer aldığı bilinen günümüzde tampon bölgede kalan Taşucu Limanı ve Geri Sahası ÇED sahasında Serbest Bölge ve Sanayi bölgesi kurulması biyoçeşitliliğin korunması ve sürdürülebilirlik açısından ne kadar doğrudur? Şehircilik ilkeleri ve yeni sağlıklı kent modellerinde bu tür bir örnek var mıdır?

8- Ramsar Sözleşmesiyle koruma altına alınan bölgede yaşanan tüm bu gelişmeler, Kıyı Koruma Kanunu başta olmak üzere mevzuatımıza uygun mudur?

9- 12.07.2019 tarihinde dönemin kaymakamı Şevket CİNBİR tarafından Türkiye Denizcilik İşletmeleri A.Ş adına yetkilendirilen Necati TÜYSÜZ ile imzalanmış olan ve toplam 423.618 metrekarelik Ana Mendirek ve Dolgu Alanının 49 yıllığına “Kullanma Sözleşmesi”nin imzalanmış olmasının hukuki dayanağı nedir? Söz konusu alanın kaymakam tarafından “kullanma izni” sözleşmesiyle kullanıma açılması, kurumlar ve normlar hiyerarşisi açısından yetkilendirmesi uygun mudur? Kaymakamın kullanım izni sözleşmesi ile alan tahsis etmesi ne kadar hukuki ve uygundur? Bunun örneği/örnekleri var mıdır?

2640440cookie-checkMahkeme ve ÇED raporları projeden vazgeçiremedi: Ali Mahir Başarır’dan sert tepki

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.