Medeniyetlerin ittifakı, köprüler ve Papa

Tanrı, o defterlerden kopya çekmeli!


Dünyayı yönetenler “barış” ve “adalet” sözcüklerini sık kullanmaya başladılar mı, başımıza gelecekler var demektir.
“Medeniyetler ittifakı”, “kültürlerin kaynaşması”, “kültürler arası hoşgörü” gibi organizasyonlara girişti mi dünyayı yönetenler, zamanın kötüleştiğine delalettir bu. Sakınmak gerekir…
Malumunuz, Katolik dünyasının lideri Papa memleketi ziyarete geldi. Nasıl korunacak, ne diyecek, hangi mesajları iletecek, başbakanla görüşecek mi görüşmeyecek mi derken olaylar başladı ve sürmeye devam ediyor.
Memleketin yarısından fazlasının kim olduğuna dair en ufak bir fikri olmadığı bu ak saçlı ihtiyar adam günler öncesinden hareketlendirmişse ortalığı, geldiği gün şehrin yarısında trafiği felç etmişse önemli bir zattır diye düşünmüştür millet herhalde. O yüzden gözlerimizi açıp izledik, aydınları televizyonlara konuk edip konuşturduk.
Dinler arasında diyalog filan dediler, gene bazı adamlar milletler arasında köprüler kurduğunu söylediler, İslam’la ilgili önyargıların yumuşatıldığından dem vurdular vs. Sağ olsunlar, bize pek değip dokunmayan bu köprüleri canları sıkılınca yıkıyorlar, sonra bi’ ziyaret tertip edip geri kuruyorlar; bir daha yıkılmaması için bu köprülerin uzun konuşmalar yapıyorlar…
Sen iki dizi ve Ahu-Meriç ile Caner-Tülin arası zaplayıp bir göz bakmadıysan bu adamlara çok şey kaçırmışsın demektir. Bu esnada en az iki adet “köprü” kurulup yıkılmıştır bile.
Unutmadan bunu da eklemek gerekir. Bu köprülerin kurulup kurulup yıkılmasına, sonra yeniden, sil baştan kurulmasına ilişkin trafik yoğunlaşmışsa da dünyada kötü şeyler oluyor demektir. Ki sadece şu son geziden bile anlaşılacağı üzere üstelik, din hiçbir zaman sadece “din” demek değildir!


Yurtta barış, dünyada…
Anıtkabir Defteri’ne yazılanlarsa bu gezinin en üst cümlesiydi: “Yurtta barış, dünyada…” Ötesi temenni olamayacak kadar, yazmak için bile vakit kaybedilmeyecek kadar ivedi.
Bütün o mühim defterlere yazılanlar gibi yönetilse dünya, şimdi neleri konuşuyor olurduk biz acaba? Dünyayı yönetenlerin kalemleriyle doluyorsa o mühim defterler, dünyanın o defterlere yazdıkları gibi olmasını istiyorsa efendiler, pardon ama kaç defterin daha dolmasını bekleyecekler?
Tanrı, o defterlerden kopya çekmeli bana kalırsa. Çünkü efendiler o defterlere çok güzel şeyler yazıyorlar.


Köprü her yere var fakat…
Sonra aynı efendiler o defterlerin mürekkebi kurumadan, dünyanın en güzel dileklerinin yazıldığı sayfalar azıcık sararmadan Ortadoğu’da mesela, aralarında ittifak, köprü möprü kurulmasına bile gerek olmayan aynı toprağın insanlarını, kolay kolay hiçbir köprünün kavuşturamayacağı hale getiriyorlar. En kallavi ittifakı kursan, birbirlerinin bedenlerinde açtıkları yaralara bana mısın demeyecek kadar lanetliyorlar aynı derdin insanlarını. Ama o defterlerin başına geçince… Cilalı kürsülerden bize seslenince…
Düşünsene, onlar sana kimi gösterirse sen meylini oraya akıtacaksın. Onlar köprüyü nereye atarsa, sen o köprüyü kullanacaksın. Peki ya sen başka yerlere de kendi çabanla gitmek istersen?…
Gidersin tabii, niye gidemeyeceksin ki! Gittiğin yerlerde göreceksin. Aslında dünyanın efendilerinin kurdukları köprüyle kendilerine bağlamadıkları yer yok. Köprü var olmasına var da, hepsinden mutlu mesut “medeniyet” akmıyor.
Dünyanın efendilerinin kurdukları kimi köprülerden, onların “efendiliğini” besleyen “insan özü” akıyor…


[email protected]


 

694720cookie-checkMedeniyetlerin ittifakı, köprüler ve Papa

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.