Medya, BBC’nin ‘politik’ kesintisini eleştirdi

İngiltere’nin ciddi ulusal basını BBC’nin soni uygulamasına ateş püskürdü.


Soldaki The Guardian gazetesi bugün iki ayrı makaleyle bu kararı eleştirdi. Peter Preston imzalı yazıda, Arapça televizyon kurmak için diğer dillerde yayın yapan radyo bölümlerinin kapatılması “dar görüşlü bir trajedi” olarak nitelendirildi


“Bu ‘akıllara zarar’ olasılık bir süredir ortalıkta dolaşıyordu. Ancak hiç kimse, BBC Dünya Servisi Genel Müdürü’nün cesurca ya da belki budalaca, böyle bir açıklama yapacağını beklemiyordu. Nigel Chapman ‘Artık Avrupa bizim için önemli değil. Değişiyoruz ve yolumuza devam ediyoruz’ dedi. 19 milyon sterlinlik Arapça televizyon kanalı için 10 bölüm bir çırpıda kapatılıverdi. Chapman, bu kararı ‘görev başarıyla tamamlandı’ edasıyla açıklamış olsa da, tesadüfen kapatılan iki dil bölümünün başkentlerinde, Zagreb ve Sofya’da gördüklerim, duyduklarım çok farklıydı.”


The Guardian yazarı Peter Preston, hem Hırvatistan’da hem de Bulgaristan’da, Nigel Chapman’ın iddia ettiği gibi, BBC’nin yayın ilkelerine sahip bağımsız basının yerleşmediğini belirtiyor ve hatta Hırvat bölümünün kapatılmasının Zagreb’de, Avrupa Birliği üyeliğinin engellenmeye çalışılması olarak değerlendirildiğini yazıyor. Preston yazısını şöyle noktalıyor.


“Kapatılan dil bölümlerinin, artık huzur ve istikrara kavuşmuş ülkelere yayın yaptığını söylemek bir yanılsama. Bunun Kazakistan için doğru olduğuna inanırsanız, herşeye kanabilirsiniz demektir.”


ESKİ MÜDÜRÜN YORUMU
BBC Dünya Servisi’ndeki değişim The Guardian gazetesinin Medya ekinde de 1986-1992 yılları arasında BBC Dünya Servisi Genel Müdürü olan John Tusa ‘nca da şöyle yorumlandı:


“Tek bir Arapça televizyon kanalı için 10 dil bölümünün kapatılması, diğer dil bölümlerin üzerinde de kara bulutların dolaştığını gösteriyor. Bu kararın önemini görmezden gelmek mümkün değil… Bu kıyım, bir kuşaktır karşı karşıya olduğumuz en büyük kayıp anlamına geliyor. tek bir televizyon kanalı için bu kadar çok bölümün kurban edilmesi, BBC’yi, hiç olmadığı kadar, önceliklerini, Dışişleri Bakanlığı’nın öncelikleriyle denk tutuma tehlikesiyle karşı karşıya bırakıyor. BBC’nin bu kararı büyük bir ciddiyetle aldığına şüphe yok. Ama bu kararın arkasında önemli bir yanlış değerlendirme ve temel bir stratejik hata var. Dışişleri Bakanlığı, Dünya Servisi’nin hangi dillerde yayın yapacağının reçetesini yazma hakkını elinde tutar. Ancak bunları seçtikten sonra maddî kaynaklarını sağlamak zorunda değildir. BBC, Arapça televizyon kurmaya karar verdiğinde Dışişleri Bakanlığı, “Bu kadar istekliyseniz yapın. Ama parasını kendiniz bulun” deyiverdi.”


John Tusa, işte bu noktada BBC’nin geri adım atmadığını belirtti ve bu aşamadan sonra yapıldığını düşündüğü stratejik hatayı şöyle anlattı:


“1980’li yıllarda BBC yayın şekillerini çeşitlendirme kararı aldı. Cızırtılı kısa dalga yayınlarının yerine, yayın yapılan ülkelerde FM kanalları kuruldu. Bugüne gelindiğinde BBC kısa dalga, orta dalga, FM ve internetten yayınlarını sürdürüyor. Buraya kadar herşey çok iyi. Ancak BBC Dışişleri Bakanlığı’na, bu servislere ek olarak bir de televizyon kurmak istediğini söylerken çok temel bir hesap hatası yaptı ve tüm bu hizmetlerin maliyetinin denk olmadığını gerektiği şekilde anlatamadı. Bir televizyon için 10 radyo bölümünün kapatılması bunun en güzel örneği.”


“Politikacılar basını kendi siyasî emelleri için araç olarak görürler” diye yazan John Tusa, Dışişleri Bakanlığı’nın, BBC’yi El Cezire’ye rakip olarak görmekten memnun olduğunu, bunun, dış politikadaki ‘liberal demokrasiyi teşvik etme’, ‘İslam’ın radikal unsurlarıyla mücadele etme’ söylemlerine uygun düştüğünü söyledi.


Tusa, şöyle devam etti:


“Siyasetin açık müdahalesi, BBC’nin güvenilirliğini zedeleyebilir. Dinleyiciler, asıl amacın siyasî olduğunu düşünürse, yıllardır güçlükle kazanılan güven Arap sokaklarında bir anda kayboluverir. Bu BBC’nin üstlendiği riskin büyüklüğünü gösteriyor.”


Ayrıca İngiltere’nin Abu Dabi Büyükelçiliği’nde Savunma Ataşeliği yapmış olan Jeremy Williams BBC’nin Arapça televizyon kararı konusunda The Times’a gönderdiği mektupta şunları yazdı:


“İhtiyaç duyulan şey daha fazla Arapça yayın yapan televizyon kanalı değil. Araplar Batı hakkında herşeyi biliyorlar. İhtiyacımız olan, Arap ülkelerinden İngiltere’ye İngilizce yayın yapan bir televizyon kanalı. Onlar hakkında neredeyse hiçbir şey bilmiyoruz. Görüşlerinden haberimiz yok. Onları, en iyi şartlarda gizemli, en kötü şartlarda ise tehlikeli olarak görmemizin sebebi bu.”

683460cookie-checkMedya, BBC’nin ‘politik’ kesintisini eleştirdi

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.