Mehmet Ağar'ı öldüreceklerdi

Ağar’ın Susurluk kazasından Sami Hoştan’ın uyarısıyla kurtulduğu ileri sürüldü.


İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın hazırladığı iddianamede, Ergenekon örgütünün Susurluk kazasından sonra mafyayı kontrol altına aldığına dikkat çekildi. İddianamede emekli Tuğgeneral Veli Küçük’ün Susurluk kazası sırasında Mehmet Ağar’ın da arabada olması gerektiğini, Sami Hoştan’ın uyarmış olabileceğini söylediği iddiaları da yer aldı.


Örgütün mafyaya yaklaşımının, şüpheliler Veli Küçük, Zekeriya Öztürk ve Ümit Oğuztan’dan ele geçirilen 30 sayfalık “Mafya” adlı dokümandan anlaşıldığı kaydedildi. Türkiye’nin en önemli sorununun mafyanın kökünün kazınması olmadığı dile getirilen belgede asıl sorunun emperyalizm karşısında Kurtuluş Savaşı’yla başlayan ve halen sürmekte olan “entrika savaşları” olduğu anlatılıyor.


Belgede, bu savaş sürerken, Türkiye’deki mevcut tüm oluşumların yeniden değerlendirilmesi, deneyimli grup ve liderleri tasfiye edilirken onlardan azami ölçüde yararlanılması gerektiği vurgulanıyor.


GİZLİ İLİŞKİLER YENİ ÇÖZÜLDÜ


Türkiye’de faaliyet gösteren çıkar amaçlı suç örgütleri hakkında, bugüne kadar defalarca işlem yapıldığı, örgütlerin Ergenekon’un yöneticileriyle ilişki içerisinde olduğu görüldüğü, fakat bu ilişkilerin gizli ve şifreli olması nedeniyle içeriklerinin anlaşılamadığı belirtildi.


Örgütün yönetici kadrosunun, genelde emekli askerlerden oluştuğunu, bundan yararlanılarak, kendisini Türk Silahlı Kuvvetleri içerisinde bir yapılanma imiş gibi lanse ettiği, buna da “derin devlet” dedikleri kaydedildi.


Veli Küçük, Muzaffer Tekin, Zekeriya Öztürk ve Fikri Karadağ’ın birçok çıkar amaçlı suç örgütü ile ilişki içerisinde olduklarının tespit edildiği, yönlendirilmeyi ise Küçük ve Tekin’in sağladığı iddia edildi.


“Bugüne kadar elde edilen delillerden, ülkemizde ulusal ve uluslararası düzeyde faaliyet gösteren ve liderliğini Sami Hoştan, Sedat Peker, Ali Yasak, Semih Tufan Gülaltay’ın yaptığı çıkar amaçlı suç örgütlerinin örgüte bağlı hareket ettikleri anlaşılmıştır” denildi.


GÜLALTAY İLE ARSLAN VE TEKİN GÖRÜŞMESİ


Şüpheli Veli Küçük’ün, Semih Tufan Gülaltay’ı tanımadığını beyan ettiği ancak Gülaltay’ın 2007 yılı içersinde Azerbaycanla ilgili Taksim’de düzenlediği gösteriye örgütün diğer yöneticileri Tekin, Sevgi Erenerol ve örgüt üyesi Kemal Kerinçsiz ile katıldığı ifade edildi.


Gülaltay ile ilişkileri daha ziyade Tekin’in sağladığı belirtilerek, “Gülaltay, Akın Birdal’ın yaralanması olayı ile ilgili tutuklu bulunduğu dönemde, Muzaffer Tekin’in bizzat kendisi ve ailesi ile ilgilendiği ve her türlü desteği sağladığı bilinmektedir” denildi.


Cezaevinden çıktıktan sonra da sık sık görüştükleri, Gülaltay’ın Tekin ile birlikte Erenerol’un toplantılarına katıldığının kamera görüntüleri ile de sabit olduğu ifade edildi.


Gülaltay’ın çete davasında müşteki olan Feride Gökçimen’in, Danıştay saldırısından iki gün önce Muzaffer Tekin’in 4-5 kişilik kalabalık bir grupla Gülaltay’ın yanına gelip saatlerce toplantı yaptığını, ayrıca Danıştay saldırısı faili Alparslan Arslan’ın da olaydan önceki tarihlerde kalabalık bir grupla Gülaltay’ın ofisine geldiğini söylediği kaydedildi.


HOŞTAN ULUSAL MAFYA LİDERİ


Sami Hoştan’ın örgüt yapısındaki “ulusal mafya liderliği” koltuğuna oturan kişi olduğu, bu nedenle de Küçük’ün birçok mafya grubunu Hoştan üzerinden kontrol ettiğinin düşünüldüğü ifade edildi. Birçok suç örgütü liderinin Hoştan’a “abi” diye hitap ettiği ve saygı duyduğu anlatılarak, aralarında yaşadıkları anlaşmazlıkları da Hoştan’a getirerek hakemlik yapmasını istedikleri belirtildi.


Küçük’ün, kumarcılık yaptığı için Hoştan ile uzaklaştığını söylese de Hoştan’ın Giresun’da görev yapan Küçük’e Susurluk kazasını haber verdiğine dikkat çekildi. Kutlu Savaş’ın resmi belge olarak hazırlamış olduğu Susurluk raporunda Hoştan’ın 1996’da yedi ay içinde Küçük ile tam 34 kere görüştüğünün belirtildiği vurgulandı.


Hoştan’ın 2007 yılında telefonla görüştüğü Küçük’e “Sapancalı Adnan diye bir arkadaşım var. Yurtdışında da işleri var tekstil işleri var” demesi üzerine Küçük’ün “Tamam. Ben ne gerekirse yardımcı olurum” dediği ifade edildi. Küçük’ün iddialarının aksine, Peker ile yoğun ilişkilerinin olduğu, birçok konuda görüşme yaptıklarının anlaşıldığı belirtildi.


GAZİ DEVLET KARARI


Sedat Peker’in 2004 yılında Güler Kömürcü ile yaptığı bir telefon görüşmesinde, Korkut Eken’den bahsederken, “Bir de bunlar cahil. Tutar bi kahve mahve tarattırırlar. Bi iki genç çocuğun eline verip” dediği, bu cümlelerden kısa bir süre sonra da “On sene evvelinde olan olayların içinde Güler, aklı başında insanlar vardı. Devlet kararı, hükümet kararı vardı. Polis işini yapamıyordu. Adliyeler yapamıyordu. Mecburen eskinden bi şeyler oluyodu” dediğine dikkat çekildi.


Gizli 9 No’lu tanığın 1995 yılında Gazi Mahallesi’ndeki kahvehanenin taranması olayını Veli Küçük ile birlikte hareket eden Osman Gürbüz’ün gerçekleştirdiğini, aynı oluşum içersinde Sedat Peker’in de bulunduğunu beyan ettiği belirtildi.


İddianamede şöyle devam edildi:


“Bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde, çıkar amaçlı suç örgütü lideri Sedat Peker’in bir dönem gerçekleştirdikleri illegal eylemleri devlet kararı ile yaptıklarına inandığı, bu duruma o kadar çok inanmış olacak ki, Gebze ilçesindeki bir açılış törenine gönderdiği çelengin, kaymakam tarafından kaldırtılmasına burada ifade edilemeyecek kadar aşağılayıcı ve hakaret edici sözlerle tepki gösterdiği görülmektedir” denildi.


HANEFİ AVCI TANIKLIK ETTİ



İddianamede Emniyet Müdürü Hanefi Avcı’nın tanık olarak alınan ifadesinde, Diyarbakır’da 1984-1992 yılları arasında İstihbarat Şube Müdürü olarak görev yaptığı sırada JİTEM diye bir kuruluşun olduğunu ve Ankara’da Veli Küçük’ün başında olduğunu duyduğunu anlattı.


Avcı, bu dönem içerisinde görev gereği birçok şahsın irtibatlarının takip edildiğini, o dönemde mafyacı olarak bilinen Hoştan, Peker, Ali Fevzi Bir, Abdullah Çatlı olduğu sonra anlaşılan, Mehmet Özbay, Mehmet Hadi Özcan, Yaşar Öz gibi adamların birebir Kocaeli İl Jandarma Komutanı Veli Küçük ile irtibatlı olduğunu söyledi.


SIKIŞTIRIP PARA ALDI


2001 yılında yakalanan Tuncay Güney ile bu tarihte yapılan mülakatta, Sedat Peker’in 23 yaşından beri Veli Küçük’ün yanında olduğunu, Küçük’ün de “mafya” yapılanması olarak ilk sıraya, söz dinlediği için Peker’i koyduğunu söylediği iddia edildi.


Tuncay Güney’in Veli Küçük’ün Korkmaz Yiğit gibi birinden bir şey almayı düşündüğünde, mafya olarak Peker’i, gazeteci olarak da kendisini şahsın üzerine saldırttığını ifade etti.


Bu şekilde Küçük’ün istediğini aldığı belirtilerek, “Örgüt üyesi Emin Gürses’in bir telefon konuşması ile ilgili alınan ifadesinde Veli Küçük’ün Sami Hoştan aracılığı ile yeğenlerinden 7 milyon dolar haraç istediğini, kendisinin devreye girmesi sonucu olayı engellediğini ifade etmiştir” denildi.


İddianamede, örgütün, kamuya açık yerlerde gerçekleştirdiği toplumsal gösteri, yürüyüş ve benzer faaliyetlerde bu mafya gruplarına kargaşa, anarşi ve terör meydana getirmek için her türlü eylemi yaptırdığına işaret edildi.


Cumhuriyet

1063770cookie-checkMehmet Ağar'ı öldüreceklerdi

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.