‘Milliyetçilik barışa engel’

Kıbrıs’taki iki toplumun 1950’li yıllardan itibaren çatışmasında ve ortak yaşam sürdürememesinde başta İngiltere olmak üzere emperyalist güçlerin temel rol oynadığı, ancak başta liderler olmak üzere Kıbrıslılar’ın da bu süreçte önemli sorumluluk taşıdığı vurgulandı.


Kıbrıslı Türk ve Rum araştırmacı-yazarlar, 1 Eylül Dünya Barış Günü dolayısıyla dün akşam düzenlenen söyleşide Kıbrıs sorununu, özellikle de “teşkilatların” rolünü ve milliyetçiliği tartıştılar. “Kıbrıs’ta Irkçılığın ve Şövenizmin Yükselişinde TMT ve EOKA’nın Rolü” konulu söyleşide, Türk ve Rum yazarlar sorunun temelinde  milliyetçilik olduğu noktasında birleştiler.


Bu Memleket Bizim Platformu tarafından Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen söyleşiye, araştırmacı yazarlar Arif Hasan Tahsin,  Sevgül Uludağ, Andreas Panayotu ve Makarios Drusotis konuşmacı olarak katıldı.


TEŞKİLATLARIN MAĞDURLARI


Kıbrıslı Türk Gazeteci-Yazar Sevgül Uludağ toplantıda, “Teşkilatların Mağdurları” konulu bir sunum yaptı.


Sinevizyon şeklindeki sunumunda, 1950’li yıllarda öldürülen Kıbrıslı Türkler ile Rumlar’dan bazıları  hakkında kısa bilgiler veren  Uludağ, Fazıl Önder, Ahmet Yahya, Ayhan Hikmet-Muzaffer Gürkan,  Derviş Ali Kavazoğlu, Kostas Mişaulis, Mihalis Petru, İliyas Tofanis’i örnek gösterdi.


Hem TMT, hem EOKA tarafından “vur” emri çıkarılan isimler hakkında da bilgi veren Uludağ, “yönetim destekli özel timlerin, paramiliter grupların dünyanın her yerinde olduğu gibi Kıbrıs’ta da toplumlara büyük acılar çektirdiklerine” değindi.


İTHAL MİLLİYETÇİLİK


Kıbrıs konusundaki araştırmalarıyla tanınan Rum öğretmen Andreas Panayotu ise, “Kıbrıs’ın bölünmesinin nedeni anavatanlardan ithal edilen milliyetçiliktir” dedi.
Kıbrıs’ta elen milliyetçiliğinin ilk kurbanlarının Rum komünistler olduğunu anımsatan Panayotu, “Liberaller de karşı çıktı ama Elen milliyetçiliğine karşı esas direnişi Rum komünistler gösterdi” diye konuştu.


Referandumu örnek göstererek, “Kıbrıslı Türkler bir adım önde” diyen Panayotu, milliyetçiliğe karşı iki toplumun da direnmesi gerektiğini ekledi.


MİLLİYETÇİLİKTEN VAZGEÇMEDEN ÇÖZÜM OLMAZ


Araştırmacı-Yazar Arif Hasan Tahsin ise, milliyetçilik akımlarının tarihini özetledi ve Kıbrıs’ta iki toplum arasındaki düşmanlığın temelinde de  milliyetçilik olduğunu anlattı.
“Anadolu’da Türkler ve Yunanlılar arasında yaşanan olaylara Kıbrıslılar da taraf oldu, düşmanlık başladı” diyen Tahsin, EOKA ile TMT’nin de bu düşmanlığın ürünü olduğunu söyledi. Tahsin, “EOKA kuruldu da düşmanlık başladı demek doğru değil. EOKA’yı toplum doğurdu”  diye konuştu.
Dünyadaki koşulların değiştiğini ve 1960’lardaki gibi liderlerin etkilerinin bugün mümkün olmadığını anlatan Tahsin, “Talat ve Papadopulos’un anlaşma yapması mümkün değil. Bush bile kendi başına çözüm üretemez. Dünyayı artık şirketler yönetiyor” ifadelerini kullandı.
Tahsin, “Türklük-Rumluk üzerine çözüm kurulamaz. Kıbrıslılar kendilerini önce Türk veya Rum değil, Kıbrıslı saymadıkları sürece biraraya gelmeleri mümkün değil. Önce milliyetçilikten vazgeçelim” diye de ekledi.


OYUNU İKİ TEŞKİLAT SÜRDÜRDÜ


“EOKA” isimli kitabıyla bilinen Rum Araştırmacı-Yazar Makarios Druşotis de, “Sövenizmden dolayı uğradığımız sorunlar iki tarafta da aynıdır” dedi.
İkinci dünya savaşının ardından bölgede hakimiyet kurmak ve solun yükselişini dizginlemek isteyen ABD ile İngiltere’nin bu tarihten sonra yaşanan süreçte büyük rol oynadığını söyleyen  Druşotis, iki toplum arasındaki çatışmaların artmasında ve solculara karşı başlatılan kanlı savaşta emperyalist güçlerin rolüne dikkat çekti. 1950’li yıllarda özellikle ortak sendikal hareket içinde yer alan Türkler’le Rumlar’a karşı saldırılar yapıldığını belirten Druşotis, bu saldırılar sonucu ortak sendikal harekete büyük darbe vurulduğunu ve iki toplumun kend içinde sağ sendikalarda örgütlendiğini kaydetti.


EOKA ve TMT’nin Türkiye ve Yunanistan’daki  paramiliter güçler kanalıyla milliyetçilik temelinde kurulduğunu söyleyen Druşotis, “İngilizler’in Kıbrıs’taki oyununu iki teşkilat sürdürdü” diye konuştu.


KIBRISLILAR DA ŞAMPİYONLUĞUNU YAPTI


1960’da kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti’nin de Amerika’nın eseri olduğunu belirten ve cumhuriyetin 3 yıllık ömründe iki toplumun yeniden birleşmesi için hiç bir çalışma yapılmadığını söyleyen Druşotis, özetle şunları anlttı:


“Cumhuriyet döneminde bu gece yaptığımız gibi bir toplantı bile olmadı….Yeniden yakınlaşma için hiç çalışılmadı. Ardından Rumlar Türkler’i gettolara itti, Türk liderler de gettolardan çıkmak yerine çıkmamak için çalıştılar. Gettoları sarmaladılar…. Yabancılar oyunlarını oynadı, Kıbrıslılar da bunun şampiyonluğunu yaptı. Yani yabancıların oyun oynaması Kıbrıslılar’ın sorumluluğunu azaltmaz. Başta liderler olmak üzere Kıbrıslılar’ın da sorumluluğu var. Liderler halkı yabancıların çıkar amaçlı hedeflerine açık bıraktılar…. Bugün de bu politikalar bize yön veriyor. Hala daha birleştirme değil, çatıştırma politikaları izliyoruz…”


Gecede Kıbrıs Türk Barış Derneği Başkanı Doğan Arşehit ile Rum PEO Genel Sekreteri Bambis Kiritsis de, 1 Eylül Dünya Barış Günü dolayısıyla Kıbrıs’ta barış istemlerini dile getiren birer konuşma yaptılar.

682270cookie-check‘Milliyetçilik barışa engel’

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.