Natascha olabilmek

Bazen hiç olmadık bir insana hayranlık duyabiliyorum. Son hayranı oldugum kişi henüz 22 yaşındaki Natascha Kampusch. Adı 4 yıl önce belleğime kazındı. Oysa o, tam 8.5 yıldır Viyana`nın dışında bir evde, Wolfgang Priklopil adlı mühendislik eğitimi almış bir pedofilinin esaretinde yaşıyordu.

10 yaşıindayken girdiği hücreden 18 yaşında “bir anda geliveren bir cesaretle” kaçarak kurtuldu Natascha ve dünya o zaman “bir kız çocugunun yıllardır kayıp oldugunu” hatırladı!

Natasha Kampusch, “3,096 Days” adlı kitabini yayınladı bir süre önce. 16 Eylül`de İngiltere`de de çıkacak kitap, Penguin Yayınevleri tarafından. Kitap gelmeden Natasha`nin boy boy resimleri, sayfa sayfa roportajlarıi süslemeye başladı gazete ve dergileri.

Ve ben her bir roportajıyla birlikte bu sarışın genç kıza daha da fazla hayran olmaya başladım. Natascha , kaçırılan, kaybolan binlerce küçük kızın, küçük oğlanın ailesi için bir umut ışığı oldu şimdiye kadar. Ama onu tanıdıkca bundan çok daha fazlasına sahip olduğunu görüyorsunuz. Öyle sağlam duruyor, öyle bir yorumluyor ki esaret altındaki o 3.096 günü, kendinizi acımanıza neden oluyor o ana kadar sizin ona accıdığınız gencecik bir kız.

Biz bu kadar özgürken, sosyal cevre ve sevdiklerimizle sarıp sarmalanmışken bile kendimizi sorguluyor, kendimize şasırıyorken, henüz 10 yaşındayken hasta ruhlu bir adam tarafından kaçırılıp, 5 metrekarelik bir hücreye kapatılan bir genç kız yabancısı olması gereken bir dünyada dimdik ayakta duruyor.

Hiçbir gazeteci -ne Sunday Times`i ne Guardian`i- onu köşeye sıkıştırmayı başaramıyor. Natascha, kaçtıktan sadece 2 saat sonra kendini tren raylarına atarak intihar eden Wolfgang Priklopil icin hala yas tuttuğgunu söylerken bile kızamıyorsunuz ona.

Size, kaçırılanın bir çocuk olduğunu ve zaten o zamana kadar da hep büyüklerin istediklerini yerine getirdigini söylüyor. Bir yetişkinin vereceği tepkiyle, bir çocugun vereceği tepkinin aynı olmayacağını, çocugun değişimlere cok daha hızlı adapte olabileceğini hatırlatıyor.

İnsanlara artık güvenmiyor Natascha, “Kimbilir neler yapabilirler, içlerinde ne gibi dürtüler var” diye bakıyor sokaktaki her insana. Öyle mesafeli bir duruşu, öyle yüksek sınırları var ki, çoğu zaman karşısındaki gazeteci bile aslında onun hiçbir şey anlatmadığını sanıyor. Oysa o, en küçük hücrelerine kadar giriyor beyninin ve kendini , bizlerin bile yapamayacağı kadar objektif değerlendiriyor.

Sağlam duruşu belki çocuksu dürüstlüğünden, kurtulduğu günden bu yana tek damla göz yaşı dökmemesi de yine aynı çocuksu kabullenişten! Bilemiyorum ama daha fazlasını okumak için sabırsızlanıyorum.

Ve…

Esaret altında tutulan binlerce kayıp çocuga da Natascha`nın gücünden ve daha tamamlanmamış olsa da “mutlu son”undan diliyorum.

1605440cookie-checkNatascha olabilmek

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.