Yüzde şu kadar faizler düşecek, enflasyon yüzde şuradan, yüzde buraya gelecek… Kısa zamanda şu kadar dış geziler yapıldı. Bu kadar
yetkili ile görüşmeler oldu… du, da…..cek, cak…
Şimdiye kadar hangi iktidar, ortaya çıkıp:
– Biz, şu ana kadar, size, şöyle veya böyle getiri sağlayacak bir iş yapamadık. Sebebi de şunlardır, çaresi de budur, diyemedi. Neden?
Başarılı olsun ya da, olmasın, her iktidar, dıştan gösterildiği gibi yoğun bir tempoyla çalışıyor göründü. Bir sürü kalabalık dış geziler. Samimi görüşmeler. Birçok karşılıklı anlaşmalar. Bazen, gece – gündüz süren toplantılar. Hatta, umut verdiği iddia edilen göstergeler, tablolar, haberler…
Daha sonra, arkaya dönüp baktığımızda sanki, her şey yerli yerinde duruyor. Vatandaşın günlük hayatında müspet ve elle tutulur bir iyileşme görülmüyor.
Eski yılları hatırlayın…
Peki, ya şimdi…? Şimdilik vatandaş yine beklemede…
İktidar olanlar, böyle rakamlarla konuşurken, muhalefet durur mu hiç ?
O da ne hikmetse, vatandaşın anladığı dilden değil, karışık rakamlar ve sözcüklerle iktidarlara cevap vermeye çalışıyordu . Ortaya, uygulanabilir projelerle çıkacağına, sadece : ” onlar yapamaz, ancak biz yapabiliriz” diyordu.
Diğer taraftan medya, araştırma ya da anket yapan kuruluşlar…Onlar da kendilerine göre farklı rakamlar ortaya atardı.
Velhasıl, kimse, kimseyle rakamlarda veya istatistiklerde anlaşamazken vatandaş, yine sahipsiz ortada kalırdı.
İnsanın aklı almıyor…
Bu kadar toplantı…Bu kadar iç ve dış geziler…O kadar açılış ve törenler… Bir sürü, büyük büyük rakamlar, istatistikler…Hatta acayip acayip grafikler, tablolar… Bitmez, tükenmez kürsü konuşmaları, gazete – televizyon beyanatları…
Sonuç?
Cevabı, en iyi vatandaşlar biliyor…
Neyse, geçelim…Bir fıkra yine iyi gelir…
Adamın birine sormuşlar :
– Kaç çeşit yalan var ? diye.. Çok kısa ve anlamlı bir cevap vermiş :
– Üç çeşit yalan vardır :
1- Yalan… 2- Kuyruklu yalan… 3- İstatistikler…
______________________
İzzettin İçin yazdı
